metepe
öncelike "araformlar nerede" sorusu harun yahya nın değil "yaradılışa inanan" her kesimin sorusudur. bunu harun yahya ya indirgeyerek itibarsızlaştıramazsınız.
bakın darwin ne demiş.alıntıdır.
evrim teorisinin kurucusu Charles Darwin, Türlerin Kökeni kitabının "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) adlı bölümünde şöyle yazmıştır:
Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz? Neden bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam olarak tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka böyle bağlantılarla dolu değil? Jeoloji iyi derecelendirilmiş bir süreç ortaya çıkarmamaktadır ve belki de bu, benim teorime karşı ileri sürülecek en büyük itiraz olacaktır.
görüdüğünüz gibi iddia ettiğiniz gibi bir akıl hastasının değil takipçisi olduğunuz maymundan geldiğini iddia eden adamın bizzat kendisinin sorusudur.
""Türkçesinde ise Matematiksel Kanun'dan bahsediyor... ki matematikte ispat olduğunu, diğer bilimlerde olmadığını daha önce söylemiştim.""
yani bu nasıl bir düşüncedir anlamak mümkün değil.. matematik dediğiniz şey bir kavram silsilesidir beyefendi.geri kalan bilimlerde ıspat olamayacağını söylüyorsunuz.soruyorum o zaman ama lütfen cevap verin diğer sorularım gibi geçiştirmeyin.
1-ateşin yakma özeliği varmıdır.
2-yerin çekim kuvveti varmıdır
3-suyun kaldırma kuvveti varmıdır
4-kar yağarsa hava ısınırmı
5-kar erirse hava soğurmu
bunun gibi binlerce soru ve bililime konu olmuş soruların hepsi bir cevap bulmuş değilmi ve hepsi ıspat edilmiş değilmi. hangisinin matematikle alakası var.simdi siz bi takım istisnai olayları örnek göstererek bu değişmez olan kanunları değiştirebilirmisiniz.yani ateşin yakmayacağı (ki bu çok istisnadır) malzemelerin (bu ister doğal olsun ister yapay) olması ateşin yakma özelliğinin olmadığı anlamına gelirmi.
verdiğiniz örnek yerçekimi kanunun olmadığı anlamına gelirmi..
siz kavramları birbirine karıştırarak, hiç bir konuda net, yalın birşey söylemeden, çok şey anlatığını zannedip aslında hiçbirsey anlatmadan,dönüp dönüp aynı yere geliyorsunuz. yani inanmak için bir neden bulamıyor fakat inanmamak için çok neden buluyorsunuz üstelik butun bunları bilim diye söylüyorsunuz.
ayrıca ne işle meşgul olduğunuz değil ne söylediğinizdir önemli olan.
bu arada verdiğim deve örneğini anlamanızı beklemekle hata yapmışım.