Kıymetli dostum sana akıl verecek değilim zira insan kendisine akıl verilmesinden hoşlanmadığı gibi başkasına en kolay verdiği de akıldır. Aşk acısı atılması en zor acı olduğu kadar atılması en kolay da acıdır. İlişkiye hep kötü yönlerden baktığında bir de bakmışsın ortada ne aşk kalmış ne de meşk. Unutmuş gitmişsin, rahata kavuşmuşsun.
Benim asıl değinmek istediğin husus işlerin/ilişkilerin/dostlukların toplumda menfaat/para/pul/makam/şöhret üzerine kurulu olduğuna dair görüşünü sonuna kadar desteklemek.
Paran varsa arkadaşın çok olur. Bir akrabam vardı, Avusturya Lisesi’nin kantinini işletiyordu. “Fatih para dere gibi akıyor.” derdi rahmetli. Ben de kendisine “Yahu abi böyle konuşup da nazar değdirme.” derdim. Hakikaten günün birinde kantini başkasına verdiler. “Yahu Fatih param varken arkadaş dediklerim etrafımda pervane oluyordu, çulsuz kaldık, şimdi kimse yüzümüze bakmıyor, bir çay bile ısmarlamıyor.” şeklinde sitemde bulunurdu bu kahpe dünyaya.
Benim bir Ford Taunus otomobilim vardı. Bir akrabamın da Doğan’ı. İş görüşmelerine giderken benim takayı alırdı. Nedenini sorduğumda “Abi millet arabana bakarak sana kıymet biçiyor.” derdi.
Boş ver kardeşim. Bu dünya böyle. Daha doğrusu biz millet olarak bozulduk böyle olduk. Allah bozulmamış insanları çıkartsın karşına.
Selametle.