Sedefi o kadar çok seviyordum ki masmaviydi kalbimdeki sevgisinin rengi. Bir bardak misali kalbim sevgisiyle dolmuş taşıyordu. Ansızın sedef gitti bir gün. Ama Benim kalbim halen sedefi seviyordu yokken de. Yüreğimden ona akan sevgiyi durdurmalıydım, kapamalıydım ona akan sevgi musluğunu. Nasıl yapmalıydım ki bunu da bilmiyordum. Olabilir miydi bir başkası, sevebilir miydim bir başkasını onu sevdiğim gibi. Bir başkasına bakabilir miydi gözlerim ona baktığı gibi. Gözün görmediğini gönülde aramaz ya hani, tam bir yıl geçmişti aradan. Ve bir gün bu sevgideki her şeyin bana ait olduğunu fark ettim. Onu seven yürek benimdi, ona bakan göz benimdi. Her şey bana aitti. ona olan sevgim dahi benimdi ona ait değildi dedim kendime. Ona ait olsaydı gitmez kalırdı.
Ve anladım ki sevgimizin kaynağı kendi yüreğimizde, kendi gözümüzde, elimizde benliğimizin her hücresinde bize aittir. Yaşanan sevgiler bir gün kül olur. Yaşanan anlar anı olur. Küller savrulur esen yeni bir rüzgarla ve anılar bizimdir acısı tatlısıyla
Hak edene, hak ettiği değeri vermesini öğrenene kadar, ve hak ettiğimiz değeri bulana kadar, acı tatlı anılar süsleyecek hatıralarımızı
Herkesin hakkettiği değeri bulması dileğiyle
Ve anladım ki sevgimizin kaynağı kendi yüreğimizde, kendi gözümüzde, elimizde benliğimizin her hücresinde bize aittir. Yaşanan sevgiler bir gün kül olur. Yaşanan anlar anı olur. Küller savrulur esen yeni bir rüzgarla ve anılar bizimdir acısı tatlısıyla
Hak edene, hak ettiği değeri vermesini öğrenene kadar, ve hak ettiğimiz değeri bulana kadar, acı tatlı anılar süsleyecek hatıralarımızı
Herkesin hakkettiği değeri bulması dileğiyle