24. Şubat 1996 da sevdiğim kişi ile aşkımla büyük zorluklara rağmen sevgi üstün geldi ve birbirimize söz verdiğimiz gibi Ankara’da evlendik, sevdiğimin isteği oldu. Evden gelinlikle çıktı. Güzel bir düğünümüz oldu. İşim gereği bir taşraya gittik orada müdür bize geçici olarak bir lojman verdi, daha sonra emekli olan olursa güzel bir lojman veririm oturursun dedi. ben bir enerji santralinin atelyesinde makine teknisyeni olarak torna tezgahında çalışıyordum. aradan zaman geçti eşime söz vermiştim eğer hamile kalırsan sigarayı bırakırım demiştim. 6 ay sonra hamile kaldı ve ben de siğarayı bıraktım, gittim o gün ona bulaşık makinası aldım hiç unutmam
durumum iyi değildi eşim ev hanımı bense dünden çıktım kendi borçlarımı ödüyordum. babamda memur daha evlenecek üç çocuğu vardı onu da maddi durumu iyi değildi, kayınpederin durumuda iyi değildi onunda 6 çocuğu vardı bir de eşimin ablası küçükken menencit geçirmiş bu yüzden ( bazı gelişim bozuklukları zekasında hareketlerinde bazı eksiklikler vardı ama içinde çok iyi sevecen bir baldızdı onu çok severim eve her gittiğimde hoş geldin enişte nasılsın derdi bende onunla konuşurum sevinir kendince yaşı büyük ama bir çocuk gibi aklı ve çok masum samimi biri) yani kısaca böyle işte.
Eşim 8,5 aylık hamile, kızımız olacak, işletme müdürü beni severdi yanına çağırdı, bak ahmet yukarda bir lojman boşaldı orayı sana vereceğim, dedi. ben de efendim şimdi taşınmasam eşim hamile şimdi o yardım edecem diye doğru durmaz, ben çıkmayayım dedim. sen git bir düşün dedi, iş yerinde sevdiğim bir abim gitmiş benim adıma dilekçeyi yazmış, ben sana yardım ederim beraberce hallederiz o evi kaçırma dedi ve çıkmaya karar verdik ve babamı çağırdım iki gün taşınma işiyle uğraştık, ve taşıdık evi ve işe gittim.
o gün yorgundum 18 ağustos 1997 günü pazartesi idi. Atelyedeki baş teknisyene dedimki, abi ben taşındım bana müsaade ette gideyim evimdeki şohben çamaşır makinası bulaşık makinesının tesisat bağlantılarını yapayım. tesisattanda anlardım lojman ın bakımını yapmaya atelyeden arkadaşlar yani biz gidiyorduk zaten. bana verdiği cevap ahmet buğün atelyede fazla kimse yok yetişmesi gereken işler var, yarın gidersin. ben de morelim bozuk bir şekilde atelyede çalışmaya başladım. Eski bir freze tezgahında bir iş verdi onu yapıyordum, makineyı ayarladım ferse çakıları dönerek hızlı bir şekilde çalışıyor ve bağladığım demir parçasını yontmaya işlemeye başladı. tabiki benim morelim bozuktu lojmana çıkamadığım için bir de hafta sonu çok çalışmıştım, boya badana işleri yapmıştım yorgundum. bir ara tezgah çalışırken önünde biriken talaş parçalarımı küçük fırça ile temizleyeyim dedim, ne olduysa o anda oldu, birden dönem o freze çakısı iş elbisemin kolundan yakaladı ve birden kolumu kaptı. o anda anam diye atelyede bir bağırdım olacak ya diğer elimle durudrmak için kola attım, ama kol da pminde kurtuldu boşa çıktı, aniden ben tezgah sarmaladı kolumu doladı ve tezgahın boynumda çalıştığını hissediyorum.
o anda bayılmışım. kendime gelmeye başladığımda bir kalabalık sesi duymaya başladım, sanki bir trende gidiyordum ,tren kalabalıktı öyle sesler geliyordu. yavaş yavaş kendime gelmeye başladım, bir sedyede yatıyordum ve kazayı birden hatırladım, ayakkabılarım ayağımda yoktu hemen ayakkabılarım nerede dedim, sonrada canımın yandığını hissettim, birden kafamı kaldırım, koluma bakmak istedim, başımdan tutuyorlardı, kolumu bana göstermiyorlardı. birden hatırladım o freze çakısının boynumun orada çalıştığını döndüğünü hatırladım ve sağ tarafımın omzumun freze çakısı tarafından parçalandığını anladım. Tam umdumu kesmişken birden kolumu ve omzumu görünce rahatlar gibi oldum, çünkü omzum yerindedi ancak kesikler yaralar vardı. Kolumda parçalı kırılmıştı sallanıyordu, sadece bir deri tutuyordu. bu halde doğru beni Ankara güven hastanesine getirdiler, orası el cerrahı üzerine türkiyede bir numara, sinir doku zedelenmesini yapıyorlar özel bir hastane ama bir yolunu bulup oraya sevk aldım ve iki kere ameliyat oldum.
şimdi kolumda iki platin var omzumdada sadece deride izler kaldı. beni en çok yaralayan şey eşimin ve annemin beni o halde görmeleri idi, ama eşim bana çok destek oldu çok kahrımı çekti ondan ALLAH razı olsun hayata tutundum 3 ayada kendimi toparladım ve sonrada bende AS yani ankilozan spondilit hastalığının olduğunu öğrendim. 5 yıldır da as hastasıyım ilaç kullanıyorum ve eşim hala bana masaj yaparak yardımcı oluyor desteğini hiç esirgemedi, ben de rahatım şu anda iki çocuğum var
Unutamadığım bir şeyde kaza geçirdiğimde eşim 8,5 aylık hamileydi. mesai arkadaşlarımdan biri pattadanak demişki ahmet ölümden döndü iş kazası geçirdi, 5 saniye daha yetişemeseydik ölürdü. benim hanım tabiki kendinden geçmiş o anda yıkılmış .
Bir de iş yerinde kaza geçirdiğimde yakınımdaki arkadaş olduğu yerde donup kalmış 20 metre uzaktaki arkadaş koşup gelip makinenın şarterini kapatmış, enerjisini kesmiş, durdurmuş. çevremde kimse olmasaydı makine beni param parça ederdi 1 dakika içerisinde.
VE BANA YAPILAN O ANDAKİ MÜDAHALEDE arkadaşlardan biri nefes almadımı anlamış ve elini ağzımın içine sokarak dilimin boğazımın içine kaçmış olduğunu anlamış ve elini sokarak zorla da olsa dilimi kurtarmış o anda, ben pofff diye nefes almaya başlamışm belki de hayatımı onlara borçluyum
Demekki görecek günlerim varmış
durumum iyi değildi eşim ev hanımı bense dünden çıktım kendi borçlarımı ödüyordum. babamda memur daha evlenecek üç çocuğu vardı onu da maddi durumu iyi değildi, kayınpederin durumuda iyi değildi onunda 6 çocuğu vardı bir de eşimin ablası küçükken menencit geçirmiş bu yüzden ( bazı gelişim bozuklukları zekasında hareketlerinde bazı eksiklikler vardı ama içinde çok iyi sevecen bir baldızdı onu çok severim eve her gittiğimde hoş geldin enişte nasılsın derdi bende onunla konuşurum sevinir kendince yaşı büyük ama bir çocuk gibi aklı ve çok masum samimi biri) yani kısaca böyle işte.
Eşim 8,5 aylık hamile, kızımız olacak, işletme müdürü beni severdi yanına çağırdı, bak ahmet yukarda bir lojman boşaldı orayı sana vereceğim, dedi. ben de efendim şimdi taşınmasam eşim hamile şimdi o yardım edecem diye doğru durmaz, ben çıkmayayım dedim. sen git bir düşün dedi, iş yerinde sevdiğim bir abim gitmiş benim adıma dilekçeyi yazmış, ben sana yardım ederim beraberce hallederiz o evi kaçırma dedi ve çıkmaya karar verdik ve babamı çağırdım iki gün taşınma işiyle uğraştık, ve taşıdık evi ve işe gittim.
o gün yorgundum 18 ağustos 1997 günü pazartesi idi. Atelyedeki baş teknisyene dedimki, abi ben taşındım bana müsaade ette gideyim evimdeki şohben çamaşır makinası bulaşık makinesının tesisat bağlantılarını yapayım. tesisattanda anlardım lojman ın bakımını yapmaya atelyeden arkadaşlar yani biz gidiyorduk zaten. bana verdiği cevap ahmet buğün atelyede fazla kimse yok yetişmesi gereken işler var, yarın gidersin. ben de morelim bozuk bir şekilde atelyede çalışmaya başladım. Eski bir freze tezgahında bir iş verdi onu yapıyordum, makineyı ayarladım ferse çakıları dönerek hızlı bir şekilde çalışıyor ve bağladığım demir parçasını yontmaya işlemeye başladı. tabiki benim morelim bozuktu lojmana çıkamadığım için bir de hafta sonu çok çalışmıştım, boya badana işleri yapmıştım yorgundum. bir ara tezgah çalışırken önünde biriken talaş parçalarımı küçük fırça ile temizleyeyim dedim, ne olduysa o anda oldu, birden dönem o freze çakısı iş elbisemin kolundan yakaladı ve birden kolumu kaptı. o anda anam diye atelyede bir bağırdım olacak ya diğer elimle durudrmak için kola attım, ama kol da pminde kurtuldu boşa çıktı, aniden ben tezgah sarmaladı kolumu doladı ve tezgahın boynumda çalıştığını hissediyorum.
o anda bayılmışım. kendime gelmeye başladığımda bir kalabalık sesi duymaya başladım, sanki bir trende gidiyordum ,tren kalabalıktı öyle sesler geliyordu. yavaş yavaş kendime gelmeye başladım, bir sedyede yatıyordum ve kazayı birden hatırladım, ayakkabılarım ayağımda yoktu hemen ayakkabılarım nerede dedim, sonrada canımın yandığını hissettim, birden kafamı kaldırım, koluma bakmak istedim, başımdan tutuyorlardı, kolumu bana göstermiyorlardı. birden hatırladım o freze çakısının boynumun orada çalıştığını döndüğünü hatırladım ve sağ tarafımın omzumun freze çakısı tarafından parçalandığını anladım. Tam umdumu kesmişken birden kolumu ve omzumu görünce rahatlar gibi oldum, çünkü omzum yerindedi ancak kesikler yaralar vardı. Kolumda parçalı kırılmıştı sallanıyordu, sadece bir deri tutuyordu. bu halde doğru beni Ankara güven hastanesine getirdiler, orası el cerrahı üzerine türkiyede bir numara, sinir doku zedelenmesini yapıyorlar özel bir hastane ama bir yolunu bulup oraya sevk aldım ve iki kere ameliyat oldum.
şimdi kolumda iki platin var omzumdada sadece deride izler kaldı. beni en çok yaralayan şey eşimin ve annemin beni o halde görmeleri idi, ama eşim bana çok destek oldu çok kahrımı çekti ondan ALLAH razı olsun hayata tutundum 3 ayada kendimi toparladım ve sonrada bende AS yani ankilozan spondilit hastalığının olduğunu öğrendim. 5 yıldır da as hastasıyım ilaç kullanıyorum ve eşim hala bana masaj yaparak yardımcı oluyor desteğini hiç esirgemedi, ben de rahatım şu anda iki çocuğum var
Unutamadığım bir şeyde kaza geçirdiğimde eşim 8,5 aylık hamileydi. mesai arkadaşlarımdan biri pattadanak demişki ahmet ölümden döndü iş kazası geçirdi, 5 saniye daha yetişemeseydik ölürdü. benim hanım tabiki kendinden geçmiş o anda yıkılmış .
Bir de iş yerinde kaza geçirdiğimde yakınımdaki arkadaş olduğu yerde donup kalmış 20 metre uzaktaki arkadaş koşup gelip makinenın şarterini kapatmış, enerjisini kesmiş, durdurmuş. çevremde kimse olmasaydı makine beni param parça ederdi 1 dakika içerisinde.
VE BANA YAPILAN O ANDAKİ MÜDAHALEDE arkadaşlardan biri nefes almadımı anlamış ve elini ağzımın içine sokarak dilimin boğazımın içine kaçmış olduğunu anlamış ve elini sokarak zorla da olsa dilimi kurtarmış o anda, ben pofff diye nefes almaya başlamışm belki de hayatımı onlara borçluyum
Demekki görecek günlerim varmış