Merhaba!
Maalesef bugün geldiğimiz noktada hastalar, özel sağlık kurumları için birer müşteri haline getirilmiştir. Geçmişte özel sağlık kurumu denince aklımıza sadece Florence Nightingale ve Amerikan Hastanesi gelirdi ki bu merkezler, mevcut sağlık sistemine bir alternatif olmaktan ziyade üst düzey gelir sahibi kişilere ayrıcalıklı hizmet verme amacı güderlerdi.
Son yıllarda mantar gibi türeyen ve kanser gibi ülke geneline yayılan özel sağlık kurumları, Türkiye'deki sağlık sistemini tehdit eder hale gelmiştir. İlk zamanlar, hastaların sadece konfor açısından tercih ettiği bu kurumlar, ilave olarak gerçekleştirdikleri risksiz sayılabilecek operasyonlar sayesinde maddi anlamda giderek güçlendiler. Kazandıkları güç ile ilk önce teknik ve teknolojik imkanlarını geliştirdiler, daha sonra ise kamu kurumlarında görevli, alanında gerçekten tecrübeli hekimleri kendilerini çektiler.
Hekimlerin kamu sisteminden kaçışını önlemek yerine, uygulanan yanlış sağlık politikaları ve çıkarılan yasalar ile adeta yangına körükle gidildi. Ülkemizin bazı üniversite hastanelerinde toplu istifalar yaşandı, öyle ki bazı ana bilim dallarında profesör kalmadı! Her zaman en kaliteli hizmeti veren, saygın ve tecrübeli ekiplere sahip üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastaneleri, özel sağlık kurumlarına yenik düşürüldüler. Şimdi en modern cihazlarla donatılmış kamu hastaneleri açılmaya başlandı ama ne yazık ki bu cihazları en verimli şekilde kullanacak olan kalite ve tecrübe sahibi hekimler çoktan özel sağlık kurumlarınca transfer edildi.
Aslında hekimlerimize de kızamıyorum. Hekimlerin de birer insan olduğunu unuttuk, bir insan ne kadar idealist olursa olsun eğer taraflardan birisi elinde daha rahat çalışma şartları ve mevcut kazancınızın en az beş katını sunan bir teklifle geliyorsa bu teklifin cazibesine kapılmamak elde değil!
Maalesef bugün geldiğimiz noktada hastalar, özel sağlık kurumları için birer müşteri haline getirilmiştir. Geçmişte özel sağlık kurumu denince aklımıza sadece Florence Nightingale ve Amerikan Hastanesi gelirdi ki bu merkezler, mevcut sağlık sistemine bir alternatif olmaktan ziyade üst düzey gelir sahibi kişilere ayrıcalıklı hizmet verme amacı güderlerdi.
Son yıllarda mantar gibi türeyen ve kanser gibi ülke geneline yayılan özel sağlık kurumları, Türkiye'deki sağlık sistemini tehdit eder hale gelmiştir. İlk zamanlar, hastaların sadece konfor açısından tercih ettiği bu kurumlar, ilave olarak gerçekleştirdikleri risksiz sayılabilecek operasyonlar sayesinde maddi anlamda giderek güçlendiler. Kazandıkları güç ile ilk önce teknik ve teknolojik imkanlarını geliştirdiler, daha sonra ise kamu kurumlarında görevli, alanında gerçekten tecrübeli hekimleri kendilerini çektiler.
Hekimlerin kamu sisteminden kaçışını önlemek yerine, uygulanan yanlış sağlık politikaları ve çıkarılan yasalar ile adeta yangına körükle gidildi. Ülkemizin bazı üniversite hastanelerinde toplu istifalar yaşandı, öyle ki bazı ana bilim dallarında profesör kalmadı! Her zaman en kaliteli hizmeti veren, saygın ve tecrübeli ekiplere sahip üniversite hastaneleri ile eğitim ve araştırma hastaneleri, özel sağlık kurumlarına yenik düşürüldüler. Şimdi en modern cihazlarla donatılmış kamu hastaneleri açılmaya başlandı ama ne yazık ki bu cihazları en verimli şekilde kullanacak olan kalite ve tecrübe sahibi hekimler çoktan özel sağlık kurumlarınca transfer edildi.
Aslında hekimlerimize de kızamıyorum. Hekimlerin de birer insan olduğunu unuttuk, bir insan ne kadar idealist olursa olsun eğer taraflardan birisi elinde daha rahat çalışma şartları ve mevcut kazancınızın en az beş katını sunan bir teklifle geliyorsa bu teklifin cazibesine kapılmamak elde değil!