VAZGEÇMELER USTASI
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki aşktan bir leke,
Kazındıkça kendini temize çeken
Gizlice. Sürtündükçe kıvılcımlar saçan
Çakaralmaz renk cümbüşü işte.
Ya sizinki?
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Reddedemem önerinizi,
Paylaşalım elbette:
Lekeniz sizde kalsın,
Ben aşk'ı alırım sadece.
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki iki soluk arasında
Gelip geçen zaman.
Hangisi ölüm hangisi yaşam?
Ya sizinki?
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Yaşadığınız bir ömür değil mi?
Seçimi siz yapsanız, istediğiniz sahneyi seçseniz:
İster ilkincisi olsun ister sonuncusu fark etmez ki,
- Başarımızı arttıracaktır provalardaki performansınız -
Artanıyla yetinirim zaten ben, ilk gösteri için
siz önden buyrunuz lütfen!
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki korkusuz ve kuşkusuz bir aşk,
Başdöndürücü ve anısız,
Fısıldaşmaları dalgınlıklara takılı.
Ya sizinki?
Hala anlamadınız mı?
Demiştim:
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Aşk'ı bana terk etmiştiniz zaten,
Üstü...kalabilir sizde...
Tuğrul Asi BALKAR
GÖLGESİ
hep bir gölgeyle saklandı yüzüm fark edilmedim
kimi mutluluktan derdi kimi umutsuzluktan
bense bilirdim senin gibi, yıllar öncesi
alnımda seken bir kurşunun parlamasından
alnımda seken o kurşunun
beni hayata bağışlamasından
(durur izi sol üst köşesinde alnımın
yaşama atılmış bir çentik gibi)
hep bir gölgeyle saklandı yüzüm fark edilmedim
güneş doğudan doğardı sırtımı ona verirdim
güneş batıdan batardı sırtımı ona verirdim
tepede yükselirdi güneş her öğle vakti
bir saçak altı bulur beklerdim
uzasın diye gölgem – uzardı gölgem
uzasın diye gölgem – uzardı gölgem
(gölgem uzundur günahlarım gibi
gölgem uzundur günahlarım gibi)
öyle de denir - ki doğrudur:
gölgesi uzun olur hayata kısa gelenlerin gövdesi.
istemekle,
insanın başına gelmesi arasındaki fark! işte bu:
hayata kısa kalan bir adamın uzun gölgesi.
Tuğrul Asi BALKAR
KANIT
yalnız çığlığım var elimde yokoluşu kanıtlamak için
dengede tutmak için aşkın ve kurtuluşun cesaretini
unutulmaz ki senin şakaların terazisinde
hep acının kefesinde dara olduğun
aşkı tadışın rakıyı yudumlayışın
susmayı küsüşün sesi ünleyişin
anımsanır her eflatun düşüne
yalancı ama yeni bir aşkı yakıştırdığın
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta uçmaklığa kavuşur
söyledikçe sır tutmaz aynalar
ele veriyor kimliğini
koşuyor kış tozuyor bahar
bitiyor güz kavuruyor yaz yakıyor
kırılıyor boynu kuğuların pervanelerin
hasretlerin metinlerin asafların
gösterdikçe gizi yitiyor görüntülerde
kirletilen insanlığın
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta uçmaklığa
biliyorum gülüşün deprem
biliyorum haykırışın boran
susturur. ama ya acıyı
biliyorum soluğu cana can verir, olsun!dur
nasıl da yakışıklıdır gözleri: giritli, göçmen
dudakları çarpışırken dilinin erdemine
dişleri şahmeran kalesinin temel taşları
düşleri, ne de olsa askeri bir tıbbiyeli, eyy!
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta
sen ki görkemli voltanı atarken
tutulur kapıları insanlığın ve umarsızlığın
belki bir unutkanlıktır kalır: kardeşlik
pasaportunun ritsos'la paylaşılması
biliyorsun yaşam yaşatmaktır
kanın dolaştığı her yerde ve insanlığı
kimin gücü yeter 'yangında ilk kurtarılacaktır' demeye
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
(çıkarınız yüreğinizi
bu ülkenin sahibi kim: bilmiyorum
ben acılarelininkini: biliyorum)
behçetim
ağabeyim
kendi çığlığımdır ancak ses veren çığlığıma
Tuğrul Asi BALKAR
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki aşktan bir leke,
Kazındıkça kendini temize çeken
Gizlice. Sürtündükçe kıvılcımlar saçan
Çakaralmaz renk cümbüşü işte.
Ya sizinki?
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Reddedemem önerinizi,
Paylaşalım elbette:
Lekeniz sizde kalsın,
Ben aşk'ı alırım sadece.
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki iki soluk arasında
Gelip geçen zaman.
Hangisi ölüm hangisi yaşam?
Ya sizinki?
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Yaşadığınız bir ömür değil mi?
Seçimi siz yapsanız, istediğiniz sahneyi seçseniz:
İster ilkincisi olsun ister sonuncusu fark etmez ki,
- Başarımızı arttıracaktır provalardaki performansınız -
Artanıyla yetinirim zaten ben, ilk gösteri için
siz önden buyrunuz lütfen!
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki korkusuz ve kuşkusuz bir aşk,
Başdöndürücü ve anısız,
Fısıldaşmaları dalgınlıklara takılı.
Ya sizinki?
Hala anlamadınız mı?
Demiştim:
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Aşk'ı bana terk etmiştiniz zaten,
Üstü...kalabilir sizde...
Tuğrul Asi BALKAR
GÖLGESİ
hep bir gölgeyle saklandı yüzüm fark edilmedim
kimi mutluluktan derdi kimi umutsuzluktan
bense bilirdim senin gibi, yıllar öncesi
alnımda seken bir kurşunun parlamasından
alnımda seken o kurşunun
beni hayata bağışlamasından
(durur izi sol üst köşesinde alnımın
yaşama atılmış bir çentik gibi)
hep bir gölgeyle saklandı yüzüm fark edilmedim
güneş doğudan doğardı sırtımı ona verirdim
güneş batıdan batardı sırtımı ona verirdim
tepede yükselirdi güneş her öğle vakti
bir saçak altı bulur beklerdim
uzasın diye gölgem – uzardı gölgem
uzasın diye gölgem – uzardı gölgem
(gölgem uzundur günahlarım gibi
gölgem uzundur günahlarım gibi)
öyle de denir - ki doğrudur:
gölgesi uzun olur hayata kısa gelenlerin gövdesi.
istemekle,
insanın başına gelmesi arasındaki fark! işte bu:
hayata kısa kalan bir adamın uzun gölgesi.
Tuğrul Asi BALKAR
KANIT
yalnız çığlığım var elimde yokoluşu kanıtlamak için
dengede tutmak için aşkın ve kurtuluşun cesaretini
unutulmaz ki senin şakaların terazisinde
hep acının kefesinde dara olduğun
aşkı tadışın rakıyı yudumlayışın
susmayı küsüşün sesi ünleyişin
anımsanır her eflatun düşüne
yalancı ama yeni bir aşkı yakıştırdığın
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta uçmaklığa kavuşur
söyledikçe sır tutmaz aynalar
ele veriyor kimliğini
koşuyor kış tozuyor bahar
bitiyor güz kavuruyor yaz yakıyor
kırılıyor boynu kuğuların pervanelerin
hasretlerin metinlerin asafların
gösterdikçe gizi yitiyor görüntülerde
kirletilen insanlığın
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta uçmaklığa
biliyorum gülüşün deprem
biliyorum haykırışın boran
susturur. ama ya acıyı
biliyorum soluğu cana can verir, olsun!dur
nasıl da yakışıklıdır gözleri: giritli, göçmen
dudakları çarpışırken dilinin erdemine
dişleri şahmeran kalesinin temel taşları
düşleri, ne de olsa askeri bir tıbbiyeli, eyy!
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
madımak'ta
sen ki görkemli voltanı atarken
tutulur kapıları insanlığın ve umarsızlığın
belki bir unutkanlıktır kalır: kardeşlik
pasaportunun ritsos'la paylaşılması
biliyorsun yaşam yaşatmaktır
kanın dolaştığı her yerde ve insanlığı
kimin gücü yeter 'yangında ilk kurtarılacaktır' demeye
behçetim don değiştirmiş hezarfenim
çıkarmış yüreğinin kanatlarını
(çıkarınız yüreğinizi
bu ülkenin sahibi kim: bilmiyorum
ben acılarelininkini: biliyorum)
behçetim
ağabeyim
kendi çığlığımdır ancak ses veren çığlığıma
Tuğrul Asi BALKAR