Sevgili arkadaşlar,
Bildiğiniz gibi işitme engelli arkadaşlarımızdan başlayarak onların ilköğretim ve lise olmak üzere eğitim öğretim durumlarıyla ilgili Türkiye genelinde yaşatılanları sizlerle paylaştık.
Bu sayfada da görme engelli öğrencilerimizin eğitim-öğretim durumlarını birlikte inceleyeceğiz.
Benim elimdekiler; resmi bilgiler. Bu konunun sizlere faydalı olabilmesi için, gerçekte neler yaşandığını paylaşmamız gerekiyor.Yaptığım inceleme sonucunda Türkiye genelinde engellilere yönelik son derece kapsamlı çalışmalar var.Kapsamlı olmasına rağmen Engellilerin yüzde otuzaltısnın halen okur yazar bile olmamasının nedenlerini birlikte çözmeye çalışmak istiyorum.
Bu sebeple konuyla ilgili kişilerin, kendileri,kendileri olmasa bile yakınları tarafından eğitimde karşılaştıkları zorlukları aktarmalarını isteyeceğim.Bunları birlikte paylaşabilirsek, tüm engel guruplarıyla birlikte yapılanların yanında yazılı olarak var olmasına rağmen hayata geçirilemeyen tüm olguları toparlayıp ilgili kişilere sunmayı düşünüyorum.
Bir şey çıkar mı?
Vallahi bende bilmiyorum. Ama başlamak ve harekete geçmek gerekiyor diye düşünüyorum, oturduğumuz yerde hiç bir şey elde edemiyoruz çünkü.
Sevgili arkadaşlarım, son derece yoğun çalıştığım için hergün buraya sizlerle ilgili şeyler yazamayabilirim, bu sizleri ihmal ettiğim anlamına gelmesin,zamanı bir türlü tutturamıyorum son zamanlarda. Çok hızlı geçiyor çokkkkkk
Engellilik, bedensel fonksiyonlardaki hasarlar nedeniyle meydana gelen kayıpların yarattığı sosyal dezavantajlardır diyor Heiden . Bu cümleye kesinlikle katılıyorum. Bir çok yönden yapılan araştırmalar sonucunda engellilerin sosyal bir dezavantaja maruz kaldığını ortaya koyuyor.
Bizler eğitim adına bunu nasıl önleyeceğimizi belki çıkartamayız ama bir çok kişinin bu anlamda bilgilenmesini sağlayabiliriz diye düşünüyorum.Hepinizin düşüncelerine ihtiyacım olacak . Bu sebeple düşüncelerinizi benimle paylaşmayı esirgemeyin.Sonunda biz olacağımza kesinlikle inanıyorum.
Yapılan araştırmalar engelli insanların en fazla Marmara Bölgesinde yaşadığını ortaya koymuş.Doğu Anadolu bölgesi de engelli vatandaşlarımızın ez yaşadığı bölge oluyor.
Görme engelli vatandaşlarımızın yaş gurubuna göre dağılımına baktığımızda ise;
0-4 yaş arasına baktığımzda yüzde 10.4 lük bir oranla en önde gidiyor.
İlköğretim,in yaş gurubuyla oranladığımzda ise küçük bir düşüş olmakla beraber ilköğretim ve lise çağındaki görme engelli vatandaşlarımız en fazla orana sahip oluyor.
Bu da demek oluyor ki; görme engelli vatandaşlarımız arasında eğtim için yapılacak çok şey var.Yoğun olarak bu yaş gurubu eğitime ihtiyaç duyduğundan Milli eğitimin yapması gereken bir çok şey var.
Sevgili arkadaşlar;
Görme engelli vatandaşlarımızın eğitim durumları ise şöyle;
a) Yüzde 34.1 , Okur yazar değil
b) Yüzde 14 , Okur yazar ancak bir okul bitirmemiş.
c) Yüzde 31 , İlkokul
d) Yüzde 1.4 , İlköğretim
e) Yüzde 4.9 , Ortaokul
f) Yüzde 0.2 , Orta ve dengi meslek
g) Yüzde 5.3 , Lise
h) Yüzde 1.2 , Lise ve dengi meslek okulları
ı) Yüzde 1.7 , Yüksekokul veya Fakulte
İ) Yüzde 0.1 , Yüksek Lisans-doktora
Durum ne kadar kötü değil mi?
Bildiğiniz gibi işitme engelli arkadaşlarımızdan başlayarak onların ilköğretim ve lise olmak üzere eğitim öğretim durumlarıyla ilgili Türkiye genelinde yaşatılanları sizlerle paylaştık.
Bu sayfada da görme engelli öğrencilerimizin eğitim-öğretim durumlarını birlikte inceleyeceğiz.
Benim elimdekiler; resmi bilgiler. Bu konunun sizlere faydalı olabilmesi için, gerçekte neler yaşandığını paylaşmamız gerekiyor.Yaptığım inceleme sonucunda Türkiye genelinde engellilere yönelik son derece kapsamlı çalışmalar var.Kapsamlı olmasına rağmen Engellilerin yüzde otuzaltısnın halen okur yazar bile olmamasının nedenlerini birlikte çözmeye çalışmak istiyorum.
Bu sebeple konuyla ilgili kişilerin, kendileri,kendileri olmasa bile yakınları tarafından eğitimde karşılaştıkları zorlukları aktarmalarını isteyeceğim.Bunları birlikte paylaşabilirsek, tüm engel guruplarıyla birlikte yapılanların yanında yazılı olarak var olmasına rağmen hayata geçirilemeyen tüm olguları toparlayıp ilgili kişilere sunmayı düşünüyorum.
Bir şey çıkar mı?
Vallahi bende bilmiyorum. Ama başlamak ve harekete geçmek gerekiyor diye düşünüyorum, oturduğumuz yerde hiç bir şey elde edemiyoruz çünkü.
Sevgili arkadaşlarım, son derece yoğun çalıştığım için hergün buraya sizlerle ilgili şeyler yazamayabilirim, bu sizleri ihmal ettiğim anlamına gelmesin,zamanı bir türlü tutturamıyorum son zamanlarda. Çok hızlı geçiyor çokkkkkk
Engellilik, bedensel fonksiyonlardaki hasarlar nedeniyle meydana gelen kayıpların yarattığı sosyal dezavantajlardır diyor Heiden . Bu cümleye kesinlikle katılıyorum. Bir çok yönden yapılan araştırmalar sonucunda engellilerin sosyal bir dezavantaja maruz kaldığını ortaya koyuyor.
Bizler eğitim adına bunu nasıl önleyeceğimizi belki çıkartamayız ama bir çok kişinin bu anlamda bilgilenmesini sağlayabiliriz diye düşünüyorum.Hepinizin düşüncelerine ihtiyacım olacak . Bu sebeple düşüncelerinizi benimle paylaşmayı esirgemeyin.Sonunda biz olacağımza kesinlikle inanıyorum.
Yapılan araştırmalar engelli insanların en fazla Marmara Bölgesinde yaşadığını ortaya koymuş.Doğu Anadolu bölgesi de engelli vatandaşlarımızın ez yaşadığı bölge oluyor.
Görme engelli vatandaşlarımızın yaş gurubuna göre dağılımına baktığımızda ise;
0-4 yaş arasına baktığımzda yüzde 10.4 lük bir oranla en önde gidiyor.
İlköğretim,in yaş gurubuyla oranladığımzda ise küçük bir düşüş olmakla beraber ilköğretim ve lise çağındaki görme engelli vatandaşlarımız en fazla orana sahip oluyor.
Bu da demek oluyor ki; görme engelli vatandaşlarımız arasında eğtim için yapılacak çok şey var.Yoğun olarak bu yaş gurubu eğitime ihtiyaç duyduğundan Milli eğitimin yapması gereken bir çok şey var.
Sevgili arkadaşlar;
Görme engelli vatandaşlarımızın eğitim durumları ise şöyle;
a) Yüzde 34.1 , Okur yazar değil
b) Yüzde 14 , Okur yazar ancak bir okul bitirmemiş.
c) Yüzde 31 , İlkokul
d) Yüzde 1.4 , İlköğretim
e) Yüzde 4.9 , Ortaokul
f) Yüzde 0.2 , Orta ve dengi meslek
g) Yüzde 5.3 , Lise
h) Yüzde 1.2 , Lise ve dengi meslek okulları
ı) Yüzde 1.7 , Yüksekokul veya Fakulte
İ) Yüzde 0.1 , Yüksek Lisans-doktora
Durum ne kadar kötü değil mi?