Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Dikkat!!! Tema lisans bilgilerinize erişilemiyor, lütfen www.xenforo.gen.tr yönetimi ile iletişime geçiniz. Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

Sonradan engelli olanlar, engelinize nasıl alıştınız?

Faruk33

Üye
Üyelik
29 Eki 2013
Konular
32
Mesajlar
300
Reaksiyonlar
11
Ben doğuştan engelliyim. Engelimden dolayı her zaman özgüvensiz biri oldum. Dalga geçilmekten, dışlanmaktan korktum neyse ki bazı istisnalar hariç çok dışlanmadım ama yine de girdiğim arkadaş ortamlarına hep zor alıştım geri planda kalmayı tercih ettim. Engel doğuştan olunca alışmak zor olmuyor kendini böyle kabul etmek kolay oluyor peki engeli sonradan olan arkadaşlar siz nasıl alıştınız? Arkadaşlarınız nasıl karşıladı bu yeni halinizi? Eski hayatınızla şimdiki hayatınızı kıyaslarsak ne gibi değişiklikler oldu sizin için?
 
Karnın doyuyor mu ? ,Evinde misin ? Bir de üstüne üstlük kimseye muhtaç değil misin ? O zaman daha ne istiyorsun şükret diyerek .
 
"Seni sen olduğun için severlerse seni o mutlu eder" çokda bişey aramaya gerek yok.
 
gezip tozduğunuz arkadaşlar bir bir gidiyor hayatınızdan buda normal artık onlar gibi özgür kendine yetebilen biri değilsin tabi kendinde çekiyorsun kendini mecburen o ortamlardan ağır engelli iseniz benim gibi arada bir ararlarsa ne ala tabi iletişim kopunca arayınca konuşacak bir şeyde olmuyor kısa kesse diye düşünüyorsunuz artık anca kendi başınıza dışarı çıkabilecek kimseden yardım almadan işinizi görebilecek durumda iseniz arkadaş ortamı edinebiliyorsunuz yoksa evde oyundan,sosyal medyadan sohbet edecek arkadaş bulabiliyorsunuz.
 
Hala alısamadim ve kolay kolayda alışacak gibi değilim 🥺
 
dogustan mı sonradan mı engelilik sızce hangısı

dsunsenıze doguyorsunuz ve hayatınıza devam edıyorsunuzu bılgınız yok naasıl dogduysan hayata devam edıyorsunuz...guzel ama sonradan engelli oluyorsunuz...dusunun dogdunuz normal hayata devam edıyorsunuz hayatı dolu dızgın devam edıyorsunuz ıllakı cevre ve akrabalarınızda ıllakı vardır bır engelli bakıyorsunuz ve ıcınızdende allah yardım etsın dıyorsunuz kım bılır belkı yarın belkıde yarındadanda yakın sızınde ondan daga kotu olcanız durum allah sukur dıyorsun devam edıyorsun o baktın engelli kişiden belkide daga kotu duruma dusuyorsun....allah kımsenın basına vermesın.....ellamdullah kotu amac dıl kımseye vermesın yanı demek ıstedım arkana bakta gor be kardesım herkes bır engellı adayıdır....kımseyı uzmeyın hepımız ınsanız helekı engelli kardeslerım olarak aıle olalım bırbırımıze kostek dıl kardes olaım hep beraber.....unutma senın sıkıntı herkesındır...hepımız engelli adayıyız....
 
Tati_serhat Çok doğrugru söylüyorsun👍Seninde bahsettigin gibi herkes bir engelli adayıdır yedi ay öncesine kadar bende öyle düşünüyordum.Bir buçuk günde Mersin'den İstanbul'a gittim hemen tekrar Mersin'e donecektim ki Aksaray'da o vahim kaza başıma geldi. O günden sonra artık bende bir engelliyim.Bu dünyada kimin ne olacağı kimin başına ne geleceği hiç belli olmuyor.Rabbim kimselere yaşatmasın inşallah🤲
 
Nelere alısmıyor ki insan günler su gibi akıp gidiyor. Bazen soruyorum acaba neden bennnn sonra diyorum ki Cenab ı Allah hıc bir kuluna taşıyamayacağı yükü vermez. En önemlisi sabır isyan etmemek bu dünyada olmada ebedi hayatta mükafatını alacagız.
 
kaza gecireli 6 yıl oldu alışamadım kazadan sonra tüm cevremi arkadaşlarımı bıraktım son 1 yıldır evden cıkmıyorum cıkmama sebeblerim maddi sıkıntı ile beni bu halimle görmesinler düşüncesi allahın yardımıyla bu düşünceden kurtulurum ama hükümet 537tl verdikce maddi sıkıntıdan kurtulamam allah hepimizin yardımcısı olsun
 
Engelli olduk bitti değil ki olay hala sıkıntılar yaşıyorum.Yine de çok şükür bu günüme Allah gördüğümüzden geri koymasın.
 
Ebru35* Geçmiş dert için yakınmak, yeni dert edinmektir.
Kabullenip, yola devam etmek zorundayız.
 
ben 2 yaşımdan sonra cocuk felci oldum ve yaşım 48 oldu ve geriye bakarsam ne ben geri zamanı getirim nede gelecemi o yüzden alışmak yada alışmamak demenden daha öte şuan annem yok babam yok hepsi mefaat etti ve hala kardeşim yanımda onla yaşıyorum ve bende kendi yemeni yapıyorum ve deyneklerle yürüye biliyorum anca o yuzden mızmızlanmak yerine kendi adıma söleyüyorum ileri bakmayı yeğledim o yüzden böle böle kendi kendini yada hayatı sorgulamamaktan vaz gec ve ilerisi icin ve kendin için ne yapabilirim diye sorman gerek öle kendinizi salırsanız size cözüm olmaz aksine tersine olur kendi kendinizin morelini bozmaktan başka bişe yapmazsınız. EBRU35
 
23 yıl önce trafik kazası sonucu engelli oldum. Alışıyoruz veya kabulleniyoruz çünkü bi şekilde hayat devam ediyor.
 
sağlıklıyken kıymetini bilmediğim şeyleri düşünüp ozaman sorun ettiğim şeyleri artık umursamayarak alışmaya çalışıyorum.
 
insan herşeye alışıyor ya inanın
 
Benim.rahatsizligim ic hastaliklari olduğu için kendimi hiç engelli biri olarak görmedim, hala da olduğumu düşünmüyorum. Bir engelli raporunda belli bir yüzde var ve o raporla sinava girip atandim, o kadar.
Hastalığım konusunda da hep barisiktim, beni taniyan ya da yeni tanıştığım herkese de gayet acik bir sekilde söylerim durumumu.
Öncesi sonrası diye dusunursek, sadece nakil.olana kadar 1.5 sene günde 12 saatim makineye bagli geçiyordu cocuk yaşta hareket kabiliyetinin kisitlanmasi sebebiyle hala kısıtlanmaya gelemem.
Açıkçası insan kendini nasil.gorurse herkes onu öyle görür. Bir akrabam var fıtık ameliyatı oldu, iyilesti. Ailesi hala çocuğa "aman oğlum ameliyatli" diye ağır engelli.muamelesi yapar. Ise girecektir aman ameliyatli, bir sey yapacaktir aman ameliyatli. Valla 6 saatlik organ nakli ameliyatı gecirdim normal saglikli bir insandan farklı yaşamıyorum kimseye de kendimi acindirmadim bugune kadar.
Siz dogustan engelliyken benden ve bir cok.kisiden daha barışık olmaniz lazimdi bence degilsiniz. Çünkü özgüven eksikliği yaşadığınızı söylemişsiniz, kendiyle barisik demek zaten özgüven sahibi demek. Önce o.problemi aşın derim. Kimse sizden daha üstün değil, kimsenin de yarına cikmaya garantisi yok.
 
bende doğuştan engelliyim fakat engelli raporumu iki yıl önce aldım kendimi tuhaf hissetmiştim, kabul edemiyordum ama tabi insan görüntüsünün farkında normal bir vücuda sahip olmadığını anlıyor, ben farkındalık olarak bakıyorum bizlere vücudumuz da bir şeyler tuhaf sadece önemli olan ne kadar güçlü bakabildiğimiz ve durabildiğimiz bu hayata hepimiz her şeyi eleştirme gücüne sahibiz doğru arkadaşları, doğru insanları hayatımızı doğru nasıl yaşayacağımıza kendimiz karar veririz, eleştirilere açık olup nasıl mutluyum ? sorusuna yanıt vermeliyiz.
 
insan aslında alışamıyor engeline ama alışmak zorunda olduğu için alışıyor zamanla. Yoksa devam edemezsin ki!
 
Her zaman halimize sukretmemiz lazım,,Beterin beteri var,, Rabbime şükürler olsun,,
 
Kaza geçirdim sol ayagimdan engelli oldum insan zamanla geçiyor unutuyorsun gidiyor yürüyorum bir sorunum.yok alışmayı çoktan bıraktım gercek dost ve arkadaş her zaman yanında olandır kan bagi degil Can bağı önemlidir
 
Ben de daha düne kadar sapasağlam ve 45 yaşımda iken bile halı sahalarda maç yapıp duruyordum.

Böyle yaşarken bir kış günü yerdeki kar yüzünden ayağım kayıp gerisin geri düştüm. O düşme esnasında boynumun istavroz denilen çeperinin ortasında geçen ince ve kafalarımızı dik tutmaya yarayan kemik kırılmış. O günlerde röntgende falan belli değildi. Yani kırıldığını bilmiyorduk. Sadece düşme günü kafamın yere vuran yeri acımıştı ama bir iki gün içinde gelip geçti. (Birkaç yıl sonra 3 boyutlu tomografide tesadüfen boynumun kırık olduğunu öğrendim).

Neyse... ilk yıllar normaldi ama sonra yavaş yavaş boynumu çeviremez oldum ve şu anda kafam sola doğru yatık duruyor. Fakat herhangi bir ağrı sızı olmuyor.

2. engelim ise yine son 7-8 yıl içinde spondolit nedeni ile el parmaklarımın deforme olmaları ve ellerimi giyinmek, banyo yapmak, yemek yapmak gibi konularda kullanamamak. (Kısıtlı da olsa bazı şeyleri hala yapabiliyorum ama bu günü-gününe uymuyor. Bazı günler parmak eklemlerim ağrıyor ve bir şey yapamıyorum. Yaz ve kış aylarında da ağrı-sızı durumları değişkenlik gösteriyor).

Son 5 yıldır yaz kış sadece kışları eşofman, gömlek ve ceket tarzı yün kazağımı zor da olsa giyerek yaşıyorum. Takım elbiseymiş, ceketmiş, boyunlu kazakmış, eldivenmiş gibi şeyleri hayatımdan çıkardım.

En zor olanı kesinlikle gömlek düğmelerini iliklemek ama onun çözümünü buldum. Yazın zaten dışarı çıkmazsam eve misafir gelmedikten sonra hiç gömlek giymiyorum bu sıcaklarda. Birkaç gömleğim var ve onları da terziye götürüp küçük olan düğmelerini büyük düğmeler ve ilikler yaptırdım ve şimdilik onları lazım olduğunda giyiyorum. Yani... şartları kendime göre şekillendiriyorum. Böyle daha kolay bir hayat oluyor. Yine kullandığım araç-gereç olacaksa bunları kendi vücud yapıma göre alabileceğim en kolay yerlere yerleştiriyorum. Eğilip-uzanmak zor olduğu için hep orta katmanlara, raflara yerleştiriyorum. Bu çok kolaylık sağlıyor.

İyi tarafı... son 5 yıldır elbise, ayakkabı almadım daha. Birkaç tane fazladan eşofman ve yaz ayları için de birkaç tane kısa bermuda şortlar ile yaz-kış hayatımı minimal düzeyde idare ediyorum. Fazla giyinmek-soyunmak derdim olmuyor. Çamaşır-bulaşık makinaları ile kirlileri yıkamak da pek fazla dert olmuyor.

Yani... giysi masraflarım ve gereksiz yere bir sürü giysi giyinmek zorunda olmam nerede ise küçük birkaç giysi dışında sıfırlanmış durumda.

3. olarak ise beni engelli yapan durum ise kalp yetmezliği ve hipertansiyon olmamdı. Bunu da son 3 yıldır çekiyorum ve 3 yıl önce kalp pili takıldı.

Normalde nefes darlığım olmaz ise rahatlıkla yürüyüp gezebiliyorum. Yürüme konusunda sıkıntım yok ama kalp yetmezliği nabız yükselmesine ve nefes darlığına neden olduğu için sık sık dura dura kısa yürüyüşler yapıyorum.

Gelelim asıl soruya;

Nasıl alıştım?

Ben kendimi bildim bileli oluşan yeni şartlara çok kolay uyum sağlayabilien biriyimdir. Bazen ellerimi tam kullanamamaktan ve 2 elimle de olsa tututuğum şeylerin yere düşmesinden nefret etsem de, yine de uyum sağlamış durumdayım ve hiç bir zaman "Neden Ben?" diye öfkelenmiyorum.

Kısacası, 53 yıllık yaşamımın şurada son 3 ile 8 yıl arasında oluşan yen bir hayatı rahatlıkla içselleştirdim ve yaşadığım her günün her an'ın keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Ne istiyorsam onu yapıyorum. (Tabii yapabileceğimin sınırları içinde). Bu nedenle çok kolay alıştım.

Hem sağlıklı hem de engelli olarak her iki tür yaşam şeklini de bildiğim için bazı şeylere adepte olmak benim için kolay oluyor.

Bu iş biraz da sizlerin kafasının içinde bitiyor arkadaşlar. Yani mantalite meselesi.

Mantelitenize göre hayatı kendimize zor ya da kolay yapmak biraz da bizlerin elinde.

Biraz umursamaz olmak çok iyidir.
 
Bende doğuştan olan fenilketonuri hastasıyım benden 4 yaş büyük abimde aynı hastalıktan muzdarip geç tanı (3 yaş) konuduğu için malesef zihinsel engelli olarak kaldı annem farklılık sezsede doktorlar bir şeyi yok diye sürekli geri gönderiliyorlarmış tabi sene de 82 olduğu için hastalıkta bilinmiyor 3 sene sonrasında ankara hacettepe hastanesinde tanı konuulduktan sonra iş işten geçmişti. Düzelme şansı da yok beyin hücreleri öldüğü zaman yenilenme gibi bir durum söz konusu değil çünkü.

Ben 2. çocuk olduğum için erken tanı ile normal insanlardan farkım yok zeka konusunda. Ama rapor ile ilgili hiç bir bilgim olmadığı için engelli raporu almak ne benim ne ailemin aklının ucundan geçmedi rapor alındığını dahi bilmiyorduk. Ta ki 2012 ağustos ayında rahatsızlanana kadar. 1 sene yataktan kalkamadım evin içinde dahi yürüyemedim. Felç geçirme, inme gibi bir durum yaşadım. O zamanlar bu site ile bilgilenmek için araştırma yaparken üye oldum 2013 yılında.

Ben yatağa düştüğümde annemde yatağa düştü. Akrabalar baktı bize. Annem akciğer kanserine 1 sene dayanabildi ve rahmetli oldu. Şu anda abim ile ben beraber yaşıyoruz. Hem kendime hem ona bakıyorum. Kağıt üzerinde vasisi babam ama her şeyi ile ben ilgileniyorum abime. Ben işe gittiğim zamanlar abimin öğle yemeğini babamın karısı (üvey ana) verir geri tüm ev işleri bende. Bulaşık, çamaşır, ev temizliği, yemek, ütü vs... Pandemi den dolayı 7 aydır işe gitmiyorum idari izinliyim.

Engelliğimde iken 2013 sonu ekpss kursuna giderken yürüyemediğimden dolayı babam arabası ile alıp ev kurs arası götürüp getiriyordu. Destek ile yavaş yavaş yürüyordum. O zamanlar zor günlerdi. Başkasına bağımlı olmayı hiç sevmezdim. Derken 2014 ocak ayında başvuru yapmadığım halde doğa koleji beni işe almak istemesi şaşırmıştım. Çalışırken yavaş hareketler ile yürümeye başlıyordum. Derken zamanla iyileştim ve yürüme ile ilgili sıkıntıyı atlattım. Şimdi yürüyebiliyorum ben farkında olmasam da yeni tanıştığım kişiler niye öyle yürüyorsun ayaklarında sorun mu var diyorlar rahatsızlandım düzeldim diyerek geçiştiriyorum.

İlk başlarda 2013 ve 2014 yılı zordu sonra rahatladım. Sadece koşamıyorum ve yüksek yerlerden çıkma - inme de problem yaşıyorum. O da pek farkedilmiyor. 2016 yılında da maxi scooter aldım tüm işimi onunla görüyorum geziyorum. Yürüyerek gittiğimde bazen ayağım takılıyor düşme tehlikesi geçiriyorum hatta düştüğüm de oluyor seyrekte olsa.

Engeli alışmak için kafaya takmamak lazım. Hayatı yaşamaya başlayınca , zevk almaya kendini meşgul edecek bir şeyler ile oyalanınca mis gibi hayatına devam ediyorsun. Bardağın boş tarafına değil dolu tarafına bakmak lazım derim. :)
 
Hayattaki en önemli şeyin sağlık olduğunu düşünürsek biz engellilerin imtihanı çok büyük ve zor. Bende doğuştan engelliyim ve sonradan da engelli olunsa bile alışmak ve bu duruma üzülmemek zor . Ama insan zamanla herşeye alışıyor ve en önemlisi şükretmek. Acısız geçirdiğin hergün için , sevdiklerin yanındaysa onlar için ve bu dünyada bulacağımız daha birçok güzellik için şükretmek... ya bu dünyada yada ahirette Yaşadığımız hertürlü zorluğun ve sıkıntının karşılığının güzel olacagına inanmak...tüm mesele bu . zaten herşekilde herkesin türlü türlü sıkıntıları var bu dünyada hiç kimsenin hayatı kusursuz değil. engelli olarak Bize düşeni de yaşıyoruz yaşayacağız. Kimseyi incitmeden kırmadan zarar vermeden Hakkını vererek yaşayabiliyorsak bu hayatı ne ala...
 
4 yaşında kolumun üzerine düşmem sonucu,sağ elimi kullanamaz duruma geldim.Aslında alışmak değilde kabullenmek önemli olanı.Çünkü diğer arkadaşların da dediği gibi zamanla her şeye alışıyor insan. Ben ilk başlarda engelli olduğumu kabullenemedim, saklamaya çalıştım insanlardan normal birisi gibi devam ettim hayatıma.İnsanlardan kaçtım, kolumu ,elimi gizlemeye çalıştım. Sürekli uzun kol giyip, eli cebimde dolaştım :) . Ne zaman ki askerlik için muayeneye girdim ve sen askerliğe elverişli değilsin, muafsın dediler ve bir de kırmızı damgalı bir zarf tutuşturdular elime o zaman anladım ki ben engelliyim. Yavaş yavaş kabullenme evreleri başladı. Artık kolumu ve elimi gizlememeye başladım, kısa kollu giyinerek dolaşmaya başladım.Engelli kadrosuyla işe girdim vs. Şuan kabullenmiş durumdayım. Fakat... işte bu fakatdan sonra duygusal anlamda çok şey yazılır.İşte o yazmak istediğin şeyleri buraya yazamazsın, yüreğine yazarsın dışardan bakan seni bak ne kadar güçlü ve kendinle barışık zanneder...
 
zamanla alışıyorsunuz yeni halinizle yasamaya önce kıyaslamamayı öğreniyorsunuz kendinizi baska insanlarla mutsuz olursunuz kendinizi özgüveni yitirmeyin sadece o cok mühim. 13 senedir kısmi felçliyim moraliniz yüksek tutun pozitifliği elden bırakmayın
 
Üst Alt