sakatlığınızı kullandığınız oluyor mu?
soruyu açmak yerine örneklemeler vermek istiyorum.
evet bazen sıkıştığımda ben kullanıyorum. nasıl mı?
geçen ay maaş aldığım bankamatik kartımın süresi dolmuştu ve bankaya şahsen gidip yaşadığımı kanıtlamam ve süreyi uzattırmam gerekiyordu. biraz zahmetli de olsa oraya gidebilecek durumda olmama rağmen telefon açıp engelliyim cart curt gelebilecek durumda değilim.
- nolcak şimci? dedim.
- biz adrese bir elemanı gönderiyoruz formları imzalayın yeter dediler.
canlarım benimmm
diyelim akraba-ü talukattan birinin nikahı var. illaki geleceksin diye tuttururlar.
yafu düğün olsa çalgı, çengi, rakı, bira, viski, dansöz kaçırmam allama kitabıma iki elim kanda olsa uçar giderim.
nikah dediğin resmi bir tören..sıkar beni.
gelmem, bööle şeyler sıkar beni diyemediğim için, ucu açık bi olur derim. yani bakalım, inşallah, kısmet vs gibi lafları ağzımda gevelerim.
nikah günü, hadi dediklerinde yan yatarım çamura batarım. ayaklarım kasılıyo, değil nikaha tuvalete zor gidiyom gibi bi bahane bulmak zor değildir.
- bunu kaçırdık bi dahaki sefer inşallah der ısrarları keserim.
cenazelerde de böyle çamura yatarım.
ben şimdi o cenazeye gitsem, adamın ufacık da olsa cennete gitme şansı varsa o da ortadan kaybolur. karar mercii:
- yafu der bunun amel defterini incelemekle hiç vakit kaybetmeyelim. sağlığında bu adamla takıldıysa kesin cehennemliktir.
- atın içeri, kapıyı da sıkı kitleyin, ateşi de fulleyin...!
imajım kötü napiim.
yarı şaka evde de kullanırım sakatlığımı. hele duygu sömürüsü yapıp menfaat elde etme gibi bi durum varsa tutmayın beni:
benim gibi eli ayağı tutmayan sakat ve felçli bi özürlünün aynı zamanda engelli olduğunu düşünmeden kurufasulye tabağımdaki eti nasıl küçük tutarsınız derim mesela
neyse konuya döneyim:
telekom'da çalışan bir arkadaşım vardı. engelli kadronuz nasıl? var mı engelli eleman? diye sordum.
bi ayağı 3-5 santim kısa odacıları varmış. işine gelmeyen bi görev verildiğinde ayağını bahane ederdi dedi.
-nası yani..?
bi yere evrak göndereceğiz diyelim. hava yağmurluysa veya çok sıcak falansa ya da keyfi yoksa.
- bana engelimle bağdaşmayan görev veremezsiniz der gitmezdi.
ama hava güzelse keyfi yerindeyse canı gezmek istiyorsa itiraz etmezdi.
diyelim 3. kattan 6. kata dosya göndereceğim. asansör çalışmadığında hayatta götürmezdi.
ama 7. kattaki çay ocağına merdivenlerden çıkıp çayını kahvesini içip gelirdi.
evet öyle ya da böyle bi şekilde sakatlığınızı kullandığınız oluyor mu?
soruyu açmak yerine örneklemeler vermek istiyorum.
evet bazen sıkıştığımda ben kullanıyorum. nasıl mı?
geçen ay maaş aldığım bankamatik kartımın süresi dolmuştu ve bankaya şahsen gidip yaşadığımı kanıtlamam ve süreyi uzattırmam gerekiyordu. biraz zahmetli de olsa oraya gidebilecek durumda olmama rağmen telefon açıp engelliyim cart curt gelebilecek durumda değilim.
- nolcak şimci? dedim.
- biz adrese bir elemanı gönderiyoruz formları imzalayın yeter dediler.
canlarım benimmm
diyelim akraba-ü talukattan birinin nikahı var. illaki geleceksin diye tuttururlar.
yafu düğün olsa çalgı, çengi, rakı, bira, viski, dansöz kaçırmam allama kitabıma iki elim kanda olsa uçar giderim.
nikah dediğin resmi bir tören..sıkar beni.
gelmem, bööle şeyler sıkar beni diyemediğim için, ucu açık bi olur derim. yani bakalım, inşallah, kısmet vs gibi lafları ağzımda gevelerim.
nikah günü, hadi dediklerinde yan yatarım çamura batarım. ayaklarım kasılıyo, değil nikaha tuvalete zor gidiyom gibi bi bahane bulmak zor değildir.
- bunu kaçırdık bi dahaki sefer inşallah der ısrarları keserim.
cenazelerde de böyle çamura yatarım.
ben şimdi o cenazeye gitsem, adamın ufacık da olsa cennete gitme şansı varsa o da ortadan kaybolur. karar mercii:
- yafu der bunun amel defterini incelemekle hiç vakit kaybetmeyelim. sağlığında bu adamla takıldıysa kesin cehennemliktir.
- atın içeri, kapıyı da sıkı kitleyin, ateşi de fulleyin...!
imajım kötü napiim.
yarı şaka evde de kullanırım sakatlığımı. hele duygu sömürüsü yapıp menfaat elde etme gibi bi durum varsa tutmayın beni:
benim gibi eli ayağı tutmayan sakat ve felçli bi özürlünün aynı zamanda engelli olduğunu düşünmeden kurufasulye tabağımdaki eti nasıl küçük tutarsınız derim mesela
neyse konuya döneyim:
telekom'da çalışan bir arkadaşım vardı. engelli kadronuz nasıl? var mı engelli eleman? diye sordum.
bi ayağı 3-5 santim kısa odacıları varmış. işine gelmeyen bi görev verildiğinde ayağını bahane ederdi dedi.
-nası yani..?
bi yere evrak göndereceğiz diyelim. hava yağmurluysa veya çok sıcak falansa ya da keyfi yoksa.
- bana engelimle bağdaşmayan görev veremezsiniz der gitmezdi.
ama hava güzelse keyfi yerindeyse canı gezmek istiyorsa itiraz etmezdi.
diyelim 3. kattan 6. kata dosya göndereceğim. asansör çalışmadığında hayatta götürmezdi.
ama 7. kattaki çay ocağına merdivenlerden çıkıp çayını kahvesini içip gelirdi.
evet öyle ya da böyle bi şekilde sakatlığınızı kullandığınız oluyor mu?