dün arabamla dışarı çıktım, şöyle bir hava alayım, dışarda hava nasıl diye...
neyse eve geri geldim arabamı park ettim,park yerimde başka araba vardı; tabii ki engelli aracı değil.
arabamın park yerinin işgaline alıştım artık, fazla dert etmedim; bu arada başka park yeri bulamazsam o an benim park yerime park eden adama çok hayır duası ediyorum .
arabadan indim, rampadan sandalye ile çıkacam ki vatandaş getirmiş arabasını rampanın önüne koymuşşşş.
şimdi siz olsanız ne yaparsınız arkadaşlar?
arabaya bir iki vurdum hani alarmı varsa çalsın diye, ötmedi. sonra biraz bağırdım çağırdım eleman pencerden baktı, dedim gel kardeşim. geldi özür diliyor.
arkadaşlar bu adam benimle aynı binada kalıyor, altı üstü 6 daire var blokta, beni de tanıyor, kör değil rampayı da 1 yıldır görüyor. bir de okumuş bu arkadaş, bankada müdür olmuş müdür, ne büyük insan değil mi?
şimdi; bana göre o okumamış, okumuşta adam olamamış ,insan olamamış. bana diyorlar ki ya adam bir hata yapmış bu kadar sinirlenme; ama benim o hatalara ne tahammülüm var ne de göz yumarım, zaten onlar hayata bizden 1-0 önde başlıyorlar, bari ufacık ama benim için kocaman hatayı da yapmasınlar.
bu arada amcam arabasına her bnişinde beni hatırlayacak ona küçük bir iz bıraktım çünki.
bugünde ne olsa beğenirsiniz; benim mi başıma geliyor bunlar anlamadım. apartmanın önüne rampa yaptırmak için 8 ay uğraştım, yönetimle kavga ettim, yerel medyayı çağırıp haber yaptım, en son mahkemeye verecem dedim, rampa yapıldı.
bugün üç beş velet bisikletleriyle rampadan bir aşşağı bir yukarı önce güzelce dedim ki; çocuklar bak düşersiniz, bir yeriniz acır, incinir. demesinler mi yok bir şey olmaz, düşmeyiz.
töbe yarabbi!! bu sefer tabii sinirlerim gerildi, şartel attı, inip çabuk burdan bir daha da gelmeyin dedim, kayboldular.
yav arkadaş ben o rampayı yaptırcam diye göbeğim çatladı, şimdi de kimse merdiveni kullanmıyor, rampadan inip çıkıyor, yetmiyor bir çocukların oyun yeri oldu.
gel de sinirlenme, gel de gerilme?
ne dersiniz?
neyse eve geri geldim arabamı park ettim,park yerimde başka araba vardı; tabii ki engelli aracı değil.
arabamın park yerinin işgaline alıştım artık, fazla dert etmedim; bu arada başka park yeri bulamazsam o an benim park yerime park eden adama çok hayır duası ediyorum .
arabadan indim, rampadan sandalye ile çıkacam ki vatandaş getirmiş arabasını rampanın önüne koymuşşşş.
şimdi siz olsanız ne yaparsınız arkadaşlar?
arabaya bir iki vurdum hani alarmı varsa çalsın diye, ötmedi. sonra biraz bağırdım çağırdım eleman pencerden baktı, dedim gel kardeşim. geldi özür diliyor.
arkadaşlar bu adam benimle aynı binada kalıyor, altı üstü 6 daire var blokta, beni de tanıyor, kör değil rampayı da 1 yıldır görüyor. bir de okumuş bu arkadaş, bankada müdür olmuş müdür, ne büyük insan değil mi?
şimdi; bana göre o okumamış, okumuşta adam olamamış ,insan olamamış. bana diyorlar ki ya adam bir hata yapmış bu kadar sinirlenme; ama benim o hatalara ne tahammülüm var ne de göz yumarım, zaten onlar hayata bizden 1-0 önde başlıyorlar, bari ufacık ama benim için kocaman hatayı da yapmasınlar.
bu arada amcam arabasına her bnişinde beni hatırlayacak ona küçük bir iz bıraktım çünki.
bugünde ne olsa beğenirsiniz; benim mi başıma geliyor bunlar anlamadım. apartmanın önüne rampa yaptırmak için 8 ay uğraştım, yönetimle kavga ettim, yerel medyayı çağırıp haber yaptım, en son mahkemeye verecem dedim, rampa yapıldı.
bugün üç beş velet bisikletleriyle rampadan bir aşşağı bir yukarı önce güzelce dedim ki; çocuklar bak düşersiniz, bir yeriniz acır, incinir. demesinler mi yok bir şey olmaz, düşmeyiz.
töbe yarabbi!! bu sefer tabii sinirlerim gerildi, şartel attı, inip çabuk burdan bir daha da gelmeyin dedim, kayboldular.
yav arkadaş ben o rampayı yaptırcam diye göbeğim çatladı, şimdi de kimse merdiveni kullanmıyor, rampadan inip çıkıyor, yetmiyor bir çocukların oyun yeri oldu.
gel de sinirlenme, gel de gerilme?
ne dersiniz?