tam bir motorsiklet tutkunuyum diyebilirim kendim için motorsiklet ve gezmek. topluca çıktığımız gezilerde 50 ila 100 motor arasında yerimi aldığımda topluca muhabbetlerin sohbetlerin olduğu geziler vazgeçilmezdi benim için.
yıllık izini için 4 arkadaş anlaştık samsuna doğru karadeniz kıyısından motorsikletlerimizle 1600 km yapıcaktık.a ma bir program değişikliği yaparak ben gruptan ayrı bir plan yaptım. yıllık izinime çıkmıştım o gün lüleburgazdan o gece motorsikletimi hazırladım gece 4 de yola çıktım. otobandan istanbula beykoza gidip oradan arkadaşımı alıp kastro ya gidicektik. istanbula giderken otobanda samsuna gideceğimiz arkadaşları gecenin saat 5 inde otobanda görünce iyi şaşkınlığın ardından istanbul fatih köprüsüne kadar beraber yolculuğumuzu yaptık. onlar samsuna doğru ayrılırken ben beykozdan arkadaşımı aldım ve güzel bir tatil bölgesi olan kastro ya geçtim.
o gün yüzdük top oynadık eğlendik mangalımızı yaptık ve artık akşam olmak üzere idi beykoza arkadaşımı bırakıp tekrar lüleburgaza dönmek üzere motorsikletimle yola koyuldum. saray çerkezköy yoluna geldiğimde karşı şeritten gelen araç hala sebebini bilmediğim bir şekilde tam bana yaklaştığı sırada benim şeridime geçti ve bana hala bir şaka gibi gelen o kaza gerçekleşti.
Dedim ya ben bir motorsiklet tutkunuyum, tüm güvenlik kıyafetlerim üzerimdeydi. sağlam bir kaskım dirseklik omuzluk bel korumalı montum, eldivenlerim ve dizliklerim. ama dönüş yolunda arkadaki arkadaşım bacaklarım üşüdü diyince dizliklerimi ona vermiştim mıkırdanmasın diye. ve karşı şeirten şeridime girerek bana sol taraftan vurdu ve sol bacağım sol dirseğim ve 2 parmağımı darbe aldı. kendimi yerde buldum büyük bir uçuşun ve taklaların ardından.
yerde ilk düşündüğüm hemen kalkıp bana çarpan kişiye sıkı bir dayak atmaktı, ancak kalkamayınca anladım ki bir sorun var. kaskımı çıkartıp attım ve bacağımın diz üzerinde kötü şekilde dağıldığını gördüm.yolda duran araçlar başıma toplandı ambulans arandı ve bana sadece kırık bişi yok diye teselli vermeye çalışırlarken ben bir daha hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını anlamakla meşguldüm.
fakat bir baktım ki inanılmaz bir kan kaybı... kendi kendime dedim ki bırak bacağa yanmayı öleceksin dedim. müthiş bir acı vardı. ambulans geldi önce çerkezköy devlet hastahanesine oradanda edirne tıp fakültesine sevk edildim. doktorlara beni bayıltın diye yalvarıyordum ama bayıltırsak ayımazsın dediler kan kaybı çok fazla idi. 3 saatlik müthiş bir acı ile dolu olan ambulans yolculuğundan sonra edirne tıp hastahanesine geldiğimde bayıldım ve hemen ameliyata alıp bacağımı kesmişler. ama kan kaybından dolayı başka hiçbir hasar kalmadı. bir hafta sonrada parçalanan sol dirseğim yeniden yapıldı kırık parmaklar çivi ile tedavi edildi.
ve öğrendim ki bana çarpan kişinin traqfik sgortası dahi yokken salıverilmiş. peki ya ben başaramasaydım ve ölseydim? her neyse şu anda olaydan 3,5 ay geçti alıştım diyebilirim alışmak zorundayım çünkü. ben zoru severim sanırım zor da beni seviyor.
yıllık izini için 4 arkadaş anlaştık samsuna doğru karadeniz kıyısından motorsikletlerimizle 1600 km yapıcaktık.a ma bir program değişikliği yaparak ben gruptan ayrı bir plan yaptım. yıllık izinime çıkmıştım o gün lüleburgazdan o gece motorsikletimi hazırladım gece 4 de yola çıktım. otobandan istanbula beykoza gidip oradan arkadaşımı alıp kastro ya gidicektik. istanbula giderken otobanda samsuna gideceğimiz arkadaşları gecenin saat 5 inde otobanda görünce iyi şaşkınlığın ardından istanbul fatih köprüsüne kadar beraber yolculuğumuzu yaptık. onlar samsuna doğru ayrılırken ben beykozdan arkadaşımı aldım ve güzel bir tatil bölgesi olan kastro ya geçtim.
o gün yüzdük top oynadık eğlendik mangalımızı yaptık ve artık akşam olmak üzere idi beykoza arkadaşımı bırakıp tekrar lüleburgaza dönmek üzere motorsikletimle yola koyuldum. saray çerkezköy yoluna geldiğimde karşı şeritten gelen araç hala sebebini bilmediğim bir şekilde tam bana yaklaştığı sırada benim şeridime geçti ve bana hala bir şaka gibi gelen o kaza gerçekleşti.
Dedim ya ben bir motorsiklet tutkunuyum, tüm güvenlik kıyafetlerim üzerimdeydi. sağlam bir kaskım dirseklik omuzluk bel korumalı montum, eldivenlerim ve dizliklerim. ama dönüş yolunda arkadaki arkadaşım bacaklarım üşüdü diyince dizliklerimi ona vermiştim mıkırdanmasın diye. ve karşı şeirten şeridime girerek bana sol taraftan vurdu ve sol bacağım sol dirseğim ve 2 parmağımı darbe aldı. kendimi yerde buldum büyük bir uçuşun ve taklaların ardından.
yerde ilk düşündüğüm hemen kalkıp bana çarpan kişiye sıkı bir dayak atmaktı, ancak kalkamayınca anladım ki bir sorun var. kaskımı çıkartıp attım ve bacağımın diz üzerinde kötü şekilde dağıldığını gördüm.yolda duran araçlar başıma toplandı ambulans arandı ve bana sadece kırık bişi yok diye teselli vermeye çalışırlarken ben bir daha hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını anlamakla meşguldüm.
fakat bir baktım ki inanılmaz bir kan kaybı... kendi kendime dedim ki bırak bacağa yanmayı öleceksin dedim. müthiş bir acı vardı. ambulans geldi önce çerkezköy devlet hastahanesine oradanda edirne tıp fakültesine sevk edildim. doktorlara beni bayıltın diye yalvarıyordum ama bayıltırsak ayımazsın dediler kan kaybı çok fazla idi. 3 saatlik müthiş bir acı ile dolu olan ambulans yolculuğundan sonra edirne tıp hastahanesine geldiğimde bayıldım ve hemen ameliyata alıp bacağımı kesmişler. ama kan kaybından dolayı başka hiçbir hasar kalmadı. bir hafta sonrada parçalanan sol dirseğim yeniden yapıldı kırık parmaklar çivi ile tedavi edildi.
ve öğrendim ki bana çarpan kişinin traqfik sgortası dahi yokken salıverilmiş. peki ya ben başaramasaydım ve ölseydim? her neyse şu anda olaydan 3,5 ay geçti alıştım diyebilirim alışmak zorundayım çünkü. ben zoru severim sanırım zor da beni seviyor.