Ağızdan alınan ilaçlara cevap vermeyen hastalar, kendi kendine enjeksiyon tedavisine yönlendirilir. Ülkemizde bu amaçla, üç grup ilaç kullanılmaktadır. Bunlardan ilki Papaverine'dir. Penis damarları sağlam ancak sinirsel ya da psikojenik nedenlerle sertleşme sorunu olan hastalarda daha etkilidir. Penis içi kan dolu iki tüpten oluşmuştur ve aralarında damarsal bağlantılar vardır. Bu nedenle ilacın bu tüplerden birine verilmesi yeterlidir. İlacın dozu hastanın gereksinimine göre ürolog tarafından belirlenir. Hasta haftada 1-3 defa olmak üzere cinsel ilişkiden 10 dakika önce ensülin enjektörü ile penisine zerk ederek ereksiyon sağlar. Tansiyonun düşmesi, nadiren de olsa penisin yeniden gevşek hale gelmemesi ve kanın içeride hapsolması, uzun dönemde iğne yapılan yerde nedbeleşme olması gibi yan etkileri olabilir. İkinci grup ilaç Prostoglandin E1 (alprostadil) olup, piyasada Prostovasine ve Caverject olarak iki farklı preparatı olup ülkemizde bulunmamaktadır. Kullanım dozu hasta gereksinimine göre 1-20 mikrogram arasında değişmekte olup hekim tarafından ayarlanmaktadır. Kullanım şekli Papaverine'deki gibidir ve yan etkileri daha azdır. Papaverine'e göre daha pahalıdır. Üçüncü grup ilaç Fentolamin olup, tek başına çok etkili olmadığından, genellikle Papaverine ve Prostoglandin E1 ile 0.5-2 mg arası karıştırılarak kullanılır. Etkili bir tedavi metodu da yukarıda bahsedilen ilaçların etkinliğini artırıp yan etkilerini azaltmak için, bu ilaçların daha düşük dozları ile ikili veya üçlü karışımlar hazırlamaktır. Bu karışımların hazır şekli ülkemizde bulunmadığından ürologlarca hazırlanmaktadır. Bunun yanında tek başına veya ilave olarak vakum ereksiyon cihazı önerilebilir. Bu cihaz, negatif basınçla penise kan çeker ve ereksiyonu sağlar. Daha sonra penis köküne bir bant veya halka yerleştirilerek penisin sertliğini koruması sağlanır. Uygulamalarda, hastaların %74-90'ı bu yöntemle sağladıkları sertlikten memnun olduklarını belirtmişlerdir. Bu yöntemle eş memnuniyeti ise %90'lar civarındadır.
Doğuştan venöz kaçağı olan hastalarda, penisten vücuda kan götüren damarların, penisin kemiğe tutunduğu yerden cerrahi olarak bağlanması ile bu grup hastalar tedavi edilebilmektedir. Ancak bu cerrahi operasyonun başarısı %50'ler civarındadır.
Kaynak