Benim şahsi fikrim, araçlara takılacak aparat geliştirebilir firmalar ancak bu aparatları sadece kendi araçlarında kullanılabilecek şekilde yapma eğiliminde olmasınlar. Şu an kullandığım aparatı saniyeler içinde söküp başka bir arabaya takabiliyorum. Bu asla taviz vermeyeceğim lüksüm sayesinde aparatımı katlayıp çantama koyduktan sonra gittiğim başka bir şehir ya da ülkede kiraladığım aracıma takabiliyorum.
Üretilecek araçlarda bana göre en önemli unsur artık aktif şekilde çalışma hayatına dahil olan engellilerin ihtiyaçlarıyla uyumlu olacak araçlar üretmeleri. Örneğin engelli birey tekerlekli sandalyesini rahatlıkla araca kendisi koyup çıkartabilmelidir. Bunun için arka kapı tersten açılabilir. Şöför koltuğunun arkasında kalan koltuk geriye doğru katlanabilmeli ve tersine açılan bu kapıdan sokulacak sandalye için boş alan ortaya çıkmalı. Eğer kapı ayrı bir sistemle direksiyondan açılıp kapanabilirse değme gülüm keten helvaya olur.
Koltuklar tam düz şekilde yatabilmelidir. Böylece uzun yolda engelli sürücü koltuğu iyice yatırıp kısa süre için de olsa uyuyabilir ve uykusuzluktan kaynaklanan kazalar önlenebilir. Şahsen şu an kullandığım Audi A3 marka aracın koltuklarının elle çevrilerek yatması ve yeterince yatay hale gelmemesi nedeniyle rahatsızım. Koltuk bir çok araçta zaten olduğu üzere tek tuşla yatabilmeli, mümkünse elektrikli bir yapıyla öne arkaya yukarı aşağıya normal araçlardan daha fazla şekilde hareket edebilmelidir.
Direksiyon üzerindeki silecek sinyal vb gibi kollar tek elle kumanda edilecek şekilde dizayn edilmelidir. Bizler bir elimizle direksiyonu tutarken diğeriyle aparatı kontrol ediyoruz. Üçüncü bir eşlimiz olmadığından direksiyonun diğer kısmındaki kola ulaşmak için direksiyonu bırakıp uzanmak gerekiyor. Şu ana kadar sorunsuz yapabildiğim bu işlemin birgün bir kazaya neden olmayacağının garantisi yok.
Ülkemiz kanunlarıyla bağlantılı olarak 1.6 motor dizel otomatik araç seçenekleri üzerinde durmalılar. Bu tip araçlar trajedi noktasına ulaşmış yakıt giderleri açısından bizleri rahatlatacaktır.
Bizler uzun süre oturduğumuzda bası yarası oluşmaması için genellikle araçlarımızda
havalı minder kullanıyoruz. Bu da oturduğumuz zeminin yükselmesi demek. Koltuk seviyesini en alt düzeye çekseniz dahi başınız araç tavanına yaklaşıyor. Bu da hem ön cam görüş mesafenizi etkiliyor hem de olası bir kaza anında riskler oluşturuyor. Çözüm verili değerlerden daha fazla koltuğun alçaltılabilmesinde yatar. Standartları bozup tavanı yükseltemeyecekseniz başka seçenek yok.
Şimdilik akla gelenler bunlar...