Merhaba sitenize sırf bu hastalıktan dolayı üye oldum . Sitenizde bu konu işlenmiş ama 2010 yılından başlamış tıp bayağı ilerledi ama sitenizde bulunan bu konuyla ilgili bilgiler maalesef güncel değildi sizlere hastalık hikayemi ve yasadığım tecrübeleri anlatarak nasıl evrelerden geçtiğimi , neler yaşadığımı , bu site de yazılan bilgiler doğrultusunda başvurularımı ve muayne süreçlerimi sizlere aktarmaya çalışacağım inşallah yardımcı olabileceğim benim gibi çaresiz kalmış arkadaşlara yardımcı olurum.
10 yıldır tip 2 şeker hastasıyım , annem ve diğer kardeşlerimde de maalesef bu hastalık var . şu an 40 yasındayım ve hastalıkla ilk tanışmam bundan 5 yıl önce oldu. Ağır bir psikolojik bir dönemde ayağımda su toplama ve akabinde yaralar çıktı yaraları ilk başta kendim iyileştirmeye çabaladım ama maalesef başarılı olamadım. İlk başta bu yaralar düz kuru yaralardı sonradan ıslak ve kokmaya başladı . Antibiyotik ve yara merhemi çok fazla kullandım (sonradan öğrendim ki yara merhemleri gerçekten bir işe yaramıyor sadece steril olması yeterli ).. 3 yıl öncesi ayağımda ilk şişme oldu bir çok hastane mikrop kapmışsınız dedi ve antibiyotik verip gönderildim. Bu şişmeler Birkaç hafta sürüyor sonra tekrar iniyordu. Ve yine bir şişmede yürüyemeyecek duruma geldiğimde gazi hastanesinin acilindeki bir öğrenci bir doktor adayı bana hastalığımı söyledi siz ostiyetmetri olmuşsunuz şimde hastaneye giderseniz debit edilir ama yarayı iyileştirmeye bakın ve antibiyotik kullanın nitekim de başka bir hastaneye gittiğimde ampüte yapılması gerek dendi sadece ayağım sis ve rengi kırmızı idi ben bu durumdan korktum ve bilinçsizce yaralarımı iyileştirmek için her şeyi yaptım . Ayağım şiştiği durumlarda antibiyotikler alırıyordum ve sürekli ayağım yukarıda duruyordu. Bu arada şekeri maalesef regüle edilemiyordum. Tip 2 hastası olduğum için zayıfladım kilolar verdim ama maalesef tekrar kilo alıyor ve her kilo aldığım dönemlerde yaralarım azıyordu . Bu arada üniversite mezunu biriyim öyle cahil akıllı değillim ama iş kendine gelince maalesef oldukça cahil davranmışım şimdi sizlere aktarırken kendime ne aptalmışım diyebiliyorum
Ülkemizdeki ekonomik durumdan dolayı 2015 şubat ayında bende işsizler kervanına maalesef girmiş bulundum. Sürekli iş aramalarım yaptığım saçma sapan görüşmeler hayat şartları beni oldukça yordu. İlk 10 ay işşizlik maaşı ile idare ettim sonra ki aylar kış gelmiş ve iş bulamamışım yalnız yaşıyorum ve bu tuhaf durum benim psikolojimi gerçekten altüst etti 2016 ayının ocak ayında geçici bir işe girdim ve yaptığım iş sadece evrakları scaner dan geçirmekti. Yani herhangi bir beyinsel bir aktivitem yoktu. Bu durumdan oldukça rahatsızdım ve bu sırada gene ayağım şişti yaklaşık 1 hafta şiş ayakla dolaştım işe yeni girdiğim için adıma herhangi bir ilaç maalesef yazılmıyor ve gss hiçbir şekilde geçerli değil yani 1 ay ölsen sana hiçbiri bakmayacak muazzam sağlık sistemimiz .. Bu esnalarda antibiyotikler alıp tekrardan normale geldim. 2016 yılının ekim ayında gine ekonomik nedenlerden dolayı ruhsal durumum çok kötüydü ve hiçbir şeyim yokken sağlığım gayet iyi iken birden hastalandım. Öyle böyle değil ciddi anlamda gribal enfeksiyon geçirdim ve başlangıç olarak üşüme krizleri ile geldi neyse antibiyotikler içtim felan ve 4 günde aklatabildiğimi düşündüm gribi ve aksamı ayağım davul gibi şişmişti. Şişkinliğe elimle dokunduğumda iltihaplı kan fırladı . ertesi gün o ayak iki katı şişmiş ve artık yürüyemez duruma gelmiştim . 28 ekim günü numune nin aciline gittim sadece pansuman yapıp ateş düşürücü verip ve antibiyotıkler vererek beni numune evime gönderdi. Hafta sonuna denk geldiği için pazartesi cerrahıye uğrayın dediler. Hergün ayak daha da şişiyordu ve yürüme kuvvetim artık kalmamıştı. Pazartesi günü yanımda ailemden bir fertle birlikte gazı hastanesine götürüldüm. Hastanedeki doktor sizi hemen yatırmamız gerek dendi ama maalesef enfeksiyon bölümünde boş yatak yoktu bana antibiyotikler vererek (agumantin 1000) 4 saatte 1 içmeniz gerekmektedir ben size yardımcı olacağım en kısa zamanda sizi yatıracağım hastaneye dedi o zaman kı ismini bilmediğim doktor. Ben tekrardan evime gönderildim bir şekilde gazi hastanesinden adam bulduk ve ertesi gün için çıkacak hasta var dendi ve ben beklemeye başladım. Ertesi gün daha da kötüydüm her geçen saat iyileşmiyor maalesef daha da durumum kötüleşiyordu. Gazi hastanesinden haber geldi maalesef kadın hasta yanı boşaldığı için bana yatak veremiyorlarmış. O gün bir şekilde ibni sina ya yatırıldım ..
İbni sina hastanesine crp 289 la yatırıldım. İltihap kana karışmış ve septik olmuşum. Şayet bir gün daha geç gelseymişim hastaneye hakkı rahmete kavuşurmuşum. İlk başta yüksek olan ateşimi (42.5) düşürdüler ve ertesi gün targosit 6 saat 1 ve makspen verilmeye başlandı. Ayak filmim çekildi ostiyemetrı tanısı ilk gün konuldu . Yüksek ateşle gelmeme rağmen maalesef ibni sinada ki enfeksiyonda bulunan neşe ismindeki intörn doktor kan kültürümü alma zahmetine bilene girilmedi Ne idrar ne de kan kültürü alındı Sadece basit bir şekilde iki küçük tüp kan alındı ayağımda iki farklı yara vardı ve sadece tabanda ki yaradan kültür aldılar.
Aradan 2 gün geçti ve bölüm başkanı Prof. DR Alpay AZAP kontrolünde ayağımın ampüte olacağı ve kesinlikle kestirmem gerektiği tarafıma söylendi . Ayak parmaklarım ve tarak kemiklerimin arasını iltihaptan eridiğini ve kesilmesi gerektiğini bana açıkladı . İlk duyduğumda bu durumu kabul etmedim. Medikal olarak tedavi edilmesini istedim ama alpay hoca hayatın boyunca antibiyotik kullanamassın ve başka sorunlar çıkar dendi. Nitekim her kontrolde alpay hoca benim ayağımı bir yerinden kesip duruyordu
Crp seviyem 2 gün sonra 60 lara düştü. 2 inci hafta 30 lardaydı ayağıma 6 saatte 1 pansuman yapılıyor sadece serumla yıkanıyordu herhangı bır sekılde rif kullanılmıyor cevresi batikonlada siliniyordu . Hastaneye yattığım ilk hafta şekerim açlık 400 lerdeydi ve bir türlü regule edemiyorlardı .
İkinci haftada ve crp 25 iken maalesef ibni sina beni taburcu etmeye çalışmasına girdi ( bu arada enfeksıyon servısınde yatan hastaların crp değerleri en yükseği 20 ) ve o gün ben tekrardan ateşlendim. Ateşim 41 derece de ve ben kendimi normal hissediyorum. Servis panikledi.. Benden kan kültürleri idrar kültürü ve tekrardan bu sefer 2 yaradan da farklı kültürler alındı . Her gün aynı saatte tekrardan ateşleniyorum bu arada ateşlenmenin neden kaynaklandığını bulmaya çabalıyorlar ayak tabanımdakı yarada bulunan mıkropların duyarlılığı ıle aynı ayağın üzerindeki yara oldukça birbirinden farklı duyarlılık çıktı ..
En sonunda ilaçlarım değişti. Mikrop üremiyor ama nerden kaynaklandığında belli değil ilaç değişimi uygulandıktan sonra ateşim tekrardan çıkmadı . Bu hastalığın asıl antibiyotiği ve maalesef ki tek olan antibiyotik CUBICIN (cubicin) daptomisin hormonu kullanılmaya başlandı. Değerlerim ilk hafta 25 geriledi ve gerilemeye devam etti .
Maalesef ki bu inatçı hastalık şekeri ve sigarayı sevmiyor . Sigara önceden günde 3 pakete yakın içerdim ama yaşadığım bu süreçte sıgara beni kendisi bıraktı ve inanın bırakmak için hiç çaba sarfetmedim. O sralarda okuduğum açlıkla iyileşme ve su orucuyla kanser tedavisi yazılarını okuyarak bu bilgileri Google akademiden okudum. Ben günde 6.5 litre su içmeye başladım ve hergün daha iyi bir duruma girdim. Evet çok yüksek 1 litre lakin benim boyum 190 ve kilom hastaneye yattığımda 124 idi . Hastanede verilen yemeklere dikkat ederek ( sadece protein ve sebze ağırlık hiçbir şekilde buğdaylı ve pirinçli hıcbır şey yemedim) ve aldığım gerçekten güçlü olan antibiyotiklerden dolayı kendimi ilk günler 4.5 ve sonradan 7 litreye kadar çıktı bu su miktarı. Doktorlar değerlerimin iyi ye gitmesinden çok memnunlardı . Ben 2 haftada 100 kiloya indim yani 24 kilo verdim.
Hastaneye yatırılmam dan 1 ay sonra benim isteğim doğrultusunda (maalesef ki ) mr çekildi. 45 inci günümde mr raporu çıktığında 1 parmak 2 v3 de ostıyemetrıden dolayı kayıp yaşandığı eklem sıvısının göründüğü felan raporda yazıldı. Ve bu bilgiler dogrultusunda ortopedist arayışına girdik . ibni sina enfeksiyon birimin göre ayağın ampütasyon olması gerekliliği söylendi. Yani kısacası en son çağreyi söylüyorlar şeker hastası olduğum için ampütasyon benim için olduça riskli ve çok ilginçtir ampütasyon sonrası barit oksijen tedavisi öneriliyor o da yara iyileşimi için öncesi sorduğumuz halde önerilmedi.
Bu esnada sitenizde de bahsettiğiniz Prof. DR. Hakan Kınık beye enfeksiyon servisi tarafından yönlendirildim. İbni sina da yatan bir hasta olmama rağmen kendi seçtiği yerde mr ve röntgen çekilmesi gerekli ayrıca muayne ve danışmanlık için 365 tl istemekte olduğunu randevu için aradığımız sekreteri söyledi .Bu tavırda aslında niyetler çok açık belli maalesef ki .
Hakan kınık tan randevu alındı ben hasta olarak yanına gitmedim dosyalar alındı tahliller alındı ayağın son hali çekildi ve hakan kınık beyfendinin kapısı çalındı .
Adam mr raporuna ve ayak filmlere göre ayağımın kesilmesi gerektiğini direk ampüte edilmesi gerekliliğini bahsetmiş. Bu sırada çok ilginçtir yaptığı boy uzatma ameliyatları ve bacakda ki ostiyemetri tedavilerinden bahsetmiş . Ayak için tek çağrenin ampüte olacağını ostiymetrilenmiş kemiklerin tamamının alınmasını bahsediyor . ( Bahsettiği düşünce tedavi şekli 1990 larda okutulan ostiyemetrı tedavisi) zarar görmüş kemiklerin çıkarılması ve temizlenmesini mümkün olmadığını bahsetmiştir. Kısacası ayak östiyemetri konusunda uyguladığı ve inandığı tedavi şekli 1990 ların okutulan tedavi yöntemidir.
Ertesi gün hakan kınık yanıma teşrif etti ayak beklediğinden iyi durumda olduğunu ama yinede bu ayak kesilmeli demesi ne kadar sabit fikirli oldugunun göstergesi. Ricamız üzerine son bir kez daha mr çekildi.
İbni sina hastanesinde 60 ın günümdü . Crp seviyem 5 idi. Mr istememdeki neden biraz daha zaman kazanmaktı çünkü malesefki bu hastalık da yani ostemiyetri de damardan alınan antibiyotiğe ara verilememesi gerekliydi. Ostiyemetrili doku cerrahi müdahale ile temizlenmezse tekrardan ortaya çıkıyor. Her ne kadar crp si sıfırda olsa cerrahı müdahale ıle temizlenmezse mikrop kendını vücutta saklıyor ve daha güçlü bir şekilde yıllar sonra çıkabiliyor . Mr istememdeki neden kısacası zaman kazanmaktı ve cubicin almamdı.
10 yıl önce yiğenim lupus hastasıydı ve kalçadan dizine kadar olan kısmı aldığı antibiyoyiklerden dolayı çürümüştü ve o sırada herkes yiğenimin bacağının kesilmesi gerektiğinden bahsetmişti. Ve bu sırada Ali Öznur hoca yı tanımış olduk . yiğenimin bacağında o zamanlar türkiyede uygulanmayan bir tedavi yaparak ölmüş olan kemiği tekrardan canlandırdı . yiğenimin %50 kurtulma payı vardı ve bunu denemek istedi. Yiğenim uzun bir tedavi sonrası sağlığına kavuştu .
Doç. Dr. Ali ÖZNUR muaynanesine gidildi mr raporum ve filmler ve tahliller hocamıza gösterildi . hocamız ayağımda debit yapılabileceğini ama 2 ameliyat gerekli olduğunu söyledi.
Ama bir sorunumuz vardı ameliyat için özel hastanede ameliyatımız yapılacak yalnız ameliyattan sonra en az 1 3 hafta damardan tedaviye devam edilmesi gerekliydi. Çalışmadığım için özel hastaneyi maalesef durumum kaldırmıyordu . Çünkü gss sigortam özelde geçerli değildi ve günlük yatışım 4000 lira bahsedıyordu. Devlet hastanesinde görmem gerekliydi .İbni sina başka hastanede ameliyat edilen bir hasta nın tedavisine devam etmek istemiyordu .. bir şekilde kendimizi kabul ettirdik ama bu ibni sina değildi
30 aralıkta yanı tam 60 günümde kendi rızam ila taburcu edildim ve 3 ocak 2017 günü amelıyatım bir özel hastanede Doç. Dr. Ali ÖZNUR tarafından yapıldı yaklaşık ameliyatım 3 saat sürdü ayak parmaklarımın tarak kemiğine bağlayan kemikler alındı ve icersine antibiyotikli betonlar konuldu başparmağım yaklaşık 1 .5 cm geriye doğru alındı .
Ameliyattan sonra 3 hafta damardan antibiyotik tedavisine devam ettim ve 3 uncu hafta bitiminde deri altına konulan antibiyotili betonlar geri alınması için tekrardan operasyona girdim . 26 ocak da 2 inci ameliyat akabinde taburcu edildim ve ağızdan antibiyotik tedavisine geçirildim.
Ayağıma konulan çiviler hala var olduğundan dolayı wolker yardımı ıle ayağa basmadan ılk 21 gün yürüdüm 21 gün sonundaki zamanda ise topuk ve yan tarafa basabildim. 2 inci ameliyattan 5 hafta sonra dikişlerim alındı ve çivilerde alındı ama hala sargım devam etmekde . Şu an ayağıma normal bir şekilde basabiliyorum.
İlk başta öncelikle yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim. Maalesef ki bu hastalıkta tedavi yöntemi olarak ampüteye gidiliyor , ve bir çok doktorumuz kendini güncellemekte sorun yaşıyorlar . Ben bu yazıyı yazamamda ki amaç benim yaşadığım çaresiziliğim di bir çok bilinçsiz insan belkide kurtarılması gerekirken çaresizlikten ampüte edilen hasta vardı.
Umarım doktorlarımız bu konuda kendilerini günceller. 20 yıl önceki eskimiş bilgilerin üzerine bir şey katmamaları çok acı bir durumdur. Bu hastalığı yaşayan hastalara allah sabır versin
10 yıldır tip 2 şeker hastasıyım , annem ve diğer kardeşlerimde de maalesef bu hastalık var . şu an 40 yasındayım ve hastalıkla ilk tanışmam bundan 5 yıl önce oldu. Ağır bir psikolojik bir dönemde ayağımda su toplama ve akabinde yaralar çıktı yaraları ilk başta kendim iyileştirmeye çabaladım ama maalesef başarılı olamadım. İlk başta bu yaralar düz kuru yaralardı sonradan ıslak ve kokmaya başladı . Antibiyotik ve yara merhemi çok fazla kullandım (sonradan öğrendim ki yara merhemleri gerçekten bir işe yaramıyor sadece steril olması yeterli ).. 3 yıl öncesi ayağımda ilk şişme oldu bir çok hastane mikrop kapmışsınız dedi ve antibiyotik verip gönderildim. Bu şişmeler Birkaç hafta sürüyor sonra tekrar iniyordu. Ve yine bir şişmede yürüyemeyecek duruma geldiğimde gazi hastanesinin acilindeki bir öğrenci bir doktor adayı bana hastalığımı söyledi siz ostiyetmetri olmuşsunuz şimde hastaneye giderseniz debit edilir ama yarayı iyileştirmeye bakın ve antibiyotik kullanın nitekim de başka bir hastaneye gittiğimde ampüte yapılması gerek dendi sadece ayağım sis ve rengi kırmızı idi ben bu durumdan korktum ve bilinçsizce yaralarımı iyileştirmek için her şeyi yaptım . Ayağım şiştiği durumlarda antibiyotikler alırıyordum ve sürekli ayağım yukarıda duruyordu. Bu arada şekeri maalesef regüle edilemiyordum. Tip 2 hastası olduğum için zayıfladım kilolar verdim ama maalesef tekrar kilo alıyor ve her kilo aldığım dönemlerde yaralarım azıyordu . Bu arada üniversite mezunu biriyim öyle cahil akıllı değillim ama iş kendine gelince maalesef oldukça cahil davranmışım şimdi sizlere aktarırken kendime ne aptalmışım diyebiliyorum
Ülkemizdeki ekonomik durumdan dolayı 2015 şubat ayında bende işsizler kervanına maalesef girmiş bulundum. Sürekli iş aramalarım yaptığım saçma sapan görüşmeler hayat şartları beni oldukça yordu. İlk 10 ay işşizlik maaşı ile idare ettim sonra ki aylar kış gelmiş ve iş bulamamışım yalnız yaşıyorum ve bu tuhaf durum benim psikolojimi gerçekten altüst etti 2016 ayının ocak ayında geçici bir işe girdim ve yaptığım iş sadece evrakları scaner dan geçirmekti. Yani herhangi bir beyinsel bir aktivitem yoktu. Bu durumdan oldukça rahatsızdım ve bu sırada gene ayağım şişti yaklaşık 1 hafta şiş ayakla dolaştım işe yeni girdiğim için adıma herhangi bir ilaç maalesef yazılmıyor ve gss hiçbir şekilde geçerli değil yani 1 ay ölsen sana hiçbiri bakmayacak muazzam sağlık sistemimiz .. Bu esnalarda antibiyotikler alıp tekrardan normale geldim. 2016 yılının ekim ayında gine ekonomik nedenlerden dolayı ruhsal durumum çok kötüydü ve hiçbir şeyim yokken sağlığım gayet iyi iken birden hastalandım. Öyle böyle değil ciddi anlamda gribal enfeksiyon geçirdim ve başlangıç olarak üşüme krizleri ile geldi neyse antibiyotikler içtim felan ve 4 günde aklatabildiğimi düşündüm gribi ve aksamı ayağım davul gibi şişmişti. Şişkinliğe elimle dokunduğumda iltihaplı kan fırladı . ertesi gün o ayak iki katı şişmiş ve artık yürüyemez duruma gelmiştim . 28 ekim günü numune nin aciline gittim sadece pansuman yapıp ateş düşürücü verip ve antibiyotıkler vererek beni numune evime gönderdi. Hafta sonuna denk geldiği için pazartesi cerrahıye uğrayın dediler. Hergün ayak daha da şişiyordu ve yürüme kuvvetim artık kalmamıştı. Pazartesi günü yanımda ailemden bir fertle birlikte gazı hastanesine götürüldüm. Hastanedeki doktor sizi hemen yatırmamız gerek dendi ama maalesef enfeksiyon bölümünde boş yatak yoktu bana antibiyotikler vererek (agumantin 1000) 4 saatte 1 içmeniz gerekmektedir ben size yardımcı olacağım en kısa zamanda sizi yatıracağım hastaneye dedi o zaman kı ismini bilmediğim doktor. Ben tekrardan evime gönderildim bir şekilde gazi hastanesinden adam bulduk ve ertesi gün için çıkacak hasta var dendi ve ben beklemeye başladım. Ertesi gün daha da kötüydüm her geçen saat iyileşmiyor maalesef daha da durumum kötüleşiyordu. Gazi hastanesinden haber geldi maalesef kadın hasta yanı boşaldığı için bana yatak veremiyorlarmış. O gün bir şekilde ibni sina ya yatırıldım ..
İbni sina hastanesine crp 289 la yatırıldım. İltihap kana karışmış ve septik olmuşum. Şayet bir gün daha geç gelseymişim hastaneye hakkı rahmete kavuşurmuşum. İlk başta yüksek olan ateşimi (42.5) düşürdüler ve ertesi gün targosit 6 saat 1 ve makspen verilmeye başlandı. Ayak filmim çekildi ostiyemetrı tanısı ilk gün konuldu . Yüksek ateşle gelmeme rağmen maalesef ibni sinada ki enfeksiyonda bulunan neşe ismindeki intörn doktor kan kültürümü alma zahmetine bilene girilmedi Ne idrar ne de kan kültürü alındı Sadece basit bir şekilde iki küçük tüp kan alındı ayağımda iki farklı yara vardı ve sadece tabanda ki yaradan kültür aldılar.
Aradan 2 gün geçti ve bölüm başkanı Prof. DR Alpay AZAP kontrolünde ayağımın ampüte olacağı ve kesinlikle kestirmem gerektiği tarafıma söylendi . Ayak parmaklarım ve tarak kemiklerimin arasını iltihaptan eridiğini ve kesilmesi gerektiğini bana açıkladı . İlk duyduğumda bu durumu kabul etmedim. Medikal olarak tedavi edilmesini istedim ama alpay hoca hayatın boyunca antibiyotik kullanamassın ve başka sorunlar çıkar dendi. Nitekim her kontrolde alpay hoca benim ayağımı bir yerinden kesip duruyordu
Crp seviyem 2 gün sonra 60 lara düştü. 2 inci hafta 30 lardaydı ayağıma 6 saatte 1 pansuman yapılıyor sadece serumla yıkanıyordu herhangı bır sekılde rif kullanılmıyor cevresi batikonlada siliniyordu . Hastaneye yattığım ilk hafta şekerim açlık 400 lerdeydi ve bir türlü regule edemiyorlardı .
İkinci haftada ve crp 25 iken maalesef ibni sina beni taburcu etmeye çalışmasına girdi ( bu arada enfeksıyon servısınde yatan hastaların crp değerleri en yükseği 20 ) ve o gün ben tekrardan ateşlendim. Ateşim 41 derece de ve ben kendimi normal hissediyorum. Servis panikledi.. Benden kan kültürleri idrar kültürü ve tekrardan bu sefer 2 yaradan da farklı kültürler alındı . Her gün aynı saatte tekrardan ateşleniyorum bu arada ateşlenmenin neden kaynaklandığını bulmaya çabalıyorlar ayak tabanımdakı yarada bulunan mıkropların duyarlılığı ıle aynı ayağın üzerindeki yara oldukça birbirinden farklı duyarlılık çıktı ..
En sonunda ilaçlarım değişti. Mikrop üremiyor ama nerden kaynaklandığında belli değil ilaç değişimi uygulandıktan sonra ateşim tekrardan çıkmadı . Bu hastalığın asıl antibiyotiği ve maalesef ki tek olan antibiyotik CUBICIN (cubicin) daptomisin hormonu kullanılmaya başlandı. Değerlerim ilk hafta 25 geriledi ve gerilemeye devam etti .
Maalesef ki bu inatçı hastalık şekeri ve sigarayı sevmiyor . Sigara önceden günde 3 pakete yakın içerdim ama yaşadığım bu süreçte sıgara beni kendisi bıraktı ve inanın bırakmak için hiç çaba sarfetmedim. O sralarda okuduğum açlıkla iyileşme ve su orucuyla kanser tedavisi yazılarını okuyarak bu bilgileri Google akademiden okudum. Ben günde 6.5 litre su içmeye başladım ve hergün daha iyi bir duruma girdim. Evet çok yüksek 1 litre lakin benim boyum 190 ve kilom hastaneye yattığımda 124 idi . Hastanede verilen yemeklere dikkat ederek ( sadece protein ve sebze ağırlık hiçbir şekilde buğdaylı ve pirinçli hıcbır şey yemedim) ve aldığım gerçekten güçlü olan antibiyotiklerden dolayı kendimi ilk günler 4.5 ve sonradan 7 litreye kadar çıktı bu su miktarı. Doktorlar değerlerimin iyi ye gitmesinden çok memnunlardı . Ben 2 haftada 100 kiloya indim yani 24 kilo verdim.
Hastaneye yatırılmam dan 1 ay sonra benim isteğim doğrultusunda (maalesef ki ) mr çekildi. 45 inci günümde mr raporu çıktığında 1 parmak 2 v3 de ostıyemetrıden dolayı kayıp yaşandığı eklem sıvısının göründüğü felan raporda yazıldı. Ve bu bilgiler dogrultusunda ortopedist arayışına girdik . ibni sina enfeksiyon birimin göre ayağın ampütasyon olması gerekliliği söylendi. Yani kısacası en son çağreyi söylüyorlar şeker hastası olduğum için ampütasyon benim için olduça riskli ve çok ilginçtir ampütasyon sonrası barit oksijen tedavisi öneriliyor o da yara iyileşimi için öncesi sorduğumuz halde önerilmedi.
Bu esnada sitenizde de bahsettiğiniz Prof. DR. Hakan Kınık beye enfeksiyon servisi tarafından yönlendirildim. İbni sina da yatan bir hasta olmama rağmen kendi seçtiği yerde mr ve röntgen çekilmesi gerekli ayrıca muayne ve danışmanlık için 365 tl istemekte olduğunu randevu için aradığımız sekreteri söyledi .Bu tavırda aslında niyetler çok açık belli maalesef ki .
Hakan kınık tan randevu alındı ben hasta olarak yanına gitmedim dosyalar alındı tahliller alındı ayağın son hali çekildi ve hakan kınık beyfendinin kapısı çalındı .
Adam mr raporuna ve ayak filmlere göre ayağımın kesilmesi gerektiğini direk ampüte edilmesi gerekliliğini bahsetmiş. Bu sırada çok ilginçtir yaptığı boy uzatma ameliyatları ve bacakda ki ostiyemetri tedavilerinden bahsetmiş . Ayak için tek çağrenin ampüte olacağını ostiymetrilenmiş kemiklerin tamamının alınmasını bahsediyor . ( Bahsettiği düşünce tedavi şekli 1990 larda okutulan ostiyemetrı tedavisi) zarar görmüş kemiklerin çıkarılması ve temizlenmesini mümkün olmadığını bahsetmiştir. Kısacası ayak östiyemetri konusunda uyguladığı ve inandığı tedavi şekli 1990 ların okutulan tedavi yöntemidir.
Ertesi gün hakan kınık yanıma teşrif etti ayak beklediğinden iyi durumda olduğunu ama yinede bu ayak kesilmeli demesi ne kadar sabit fikirli oldugunun göstergesi. Ricamız üzerine son bir kez daha mr çekildi.
İbni sina hastanesinde 60 ın günümdü . Crp seviyem 5 idi. Mr istememdeki neden biraz daha zaman kazanmaktı çünkü malesefki bu hastalık da yani ostemiyetri de damardan alınan antibiyotiğe ara verilememesi gerekliydi. Ostiyemetrili doku cerrahi müdahale ile temizlenmezse tekrardan ortaya çıkıyor. Her ne kadar crp si sıfırda olsa cerrahı müdahale ıle temizlenmezse mikrop kendını vücutta saklıyor ve daha güçlü bir şekilde yıllar sonra çıkabiliyor . Mr istememdeki neden kısacası zaman kazanmaktı ve cubicin almamdı.
10 yıl önce yiğenim lupus hastasıydı ve kalçadan dizine kadar olan kısmı aldığı antibiyoyiklerden dolayı çürümüştü ve o sırada herkes yiğenimin bacağının kesilmesi gerektiğinden bahsetmişti. Ve bu sırada Ali Öznur hoca yı tanımış olduk . yiğenimin bacağında o zamanlar türkiyede uygulanmayan bir tedavi yaparak ölmüş olan kemiği tekrardan canlandırdı . yiğenimin %50 kurtulma payı vardı ve bunu denemek istedi. Yiğenim uzun bir tedavi sonrası sağlığına kavuştu .
Doç. Dr. Ali ÖZNUR muaynanesine gidildi mr raporum ve filmler ve tahliller hocamıza gösterildi . hocamız ayağımda debit yapılabileceğini ama 2 ameliyat gerekli olduğunu söyledi.
Ama bir sorunumuz vardı ameliyat için özel hastanede ameliyatımız yapılacak yalnız ameliyattan sonra en az 1 3 hafta damardan tedaviye devam edilmesi gerekliydi. Çalışmadığım için özel hastaneyi maalesef durumum kaldırmıyordu . Çünkü gss sigortam özelde geçerli değildi ve günlük yatışım 4000 lira bahsedıyordu. Devlet hastanesinde görmem gerekliydi .İbni sina başka hastanede ameliyat edilen bir hasta nın tedavisine devam etmek istemiyordu .. bir şekilde kendimizi kabul ettirdik ama bu ibni sina değildi
30 aralıkta yanı tam 60 günümde kendi rızam ila taburcu edildim ve 3 ocak 2017 günü amelıyatım bir özel hastanede Doç. Dr. Ali ÖZNUR tarafından yapıldı yaklaşık ameliyatım 3 saat sürdü ayak parmaklarımın tarak kemiğine bağlayan kemikler alındı ve icersine antibiyotikli betonlar konuldu başparmağım yaklaşık 1 .5 cm geriye doğru alındı .
Ameliyattan sonra 3 hafta damardan antibiyotik tedavisine devam ettim ve 3 uncu hafta bitiminde deri altına konulan antibiyotili betonlar geri alınması için tekrardan operasyona girdim . 26 ocak da 2 inci ameliyat akabinde taburcu edildim ve ağızdan antibiyotik tedavisine geçirildim.
Ayağıma konulan çiviler hala var olduğundan dolayı wolker yardımı ıle ayağa basmadan ılk 21 gün yürüdüm 21 gün sonundaki zamanda ise topuk ve yan tarafa basabildim. 2 inci ameliyattan 5 hafta sonra dikişlerim alındı ve çivilerde alındı ama hala sargım devam etmekde . Şu an ayağıma normal bir şekilde basabiliyorum.
İlk başta öncelikle yazıyı okuduğunuz için teşekkür ederim. Maalesef ki bu hastalıkta tedavi yöntemi olarak ampüteye gidiliyor , ve bir çok doktorumuz kendini güncellemekte sorun yaşıyorlar . Ben bu yazıyı yazamamda ki amaç benim yaşadığım çaresiziliğim di bir çok bilinçsiz insan belkide kurtarılması gerekirken çaresizlikten ampüte edilen hasta vardı.
Umarım doktorlarımız bu konuda kendilerini günceller. 20 yıl önceki eskimiş bilgilerin üzerine bir şey katmamaları çok acı bir durumdur. Bu hastalığı yaşayan hastalara allah sabır versin