Evet arkadaşlar.
yıllarını obez olarak geçirmiş bir arkadaşınız olarak size obezlerin toplum içerisindeki ve kendi dünyasındaki sıkıntılarından bahsetmek istiyorum.
Obezler Engellidir
obezlik bir engellilik midir ? Evet, çözümü olsada var olduğu sürece engellilik halidir.
* Rahat hareketler yapamazsınız. Ayakkabısını bağlarken zorlanma veya hiç bağlayamama engellilik hali değil midir ?
* Herkesin koşabildiği mesafeleri koşamazsınız. (65 yaşında bir büyüğümün yağmurlu bir günde ıslanmamak için depara kalktığımızda benden daha çok koşabilmesinin utancını üzerimden atamam hala)
* Herkesin geçebildiği dar yerlerden geçemezsiniz.
* Herkesin yürüdüğü ince bir kalasın üzerinden geçemezsiniz. Islak bir zeminin üzerine ince bir tahta parçası koymuşlar. Islanmadan karşıya geçsinler diye. Yaşlılar geçiyor, çocuklar geçiyor, bayanlar geçiyor. Sıra size gelip cesaret edemediğinizde insanların size bakışıyla beraber başınızdan aşağı dökülen kaynar suların psikolojiniz üzerinde bıraktığı tahribatı başka birşeyde yaşamak çok zor. Hatta o anda sırf o anı yaşamamak için basıp geçmek isterseniz. Kırılırsa kırılsın. O anda engelli biri olsanız kimse size gülmez, alay etmez, hatta yardım eder. Ama obez olduğunuz için herkes alay eder, güler, kimse yardım etmez. Kimse saygı duymaz.
* Beden eğitimi dersleri obezlerin en büyük korkusu. Beden eğitimi dersinde istediği hareketleri yapamayacağımı bildiği halde sırf kendi egosunu tatmin etmek için beni komik duruma düşüren hocanın derslerinde daha fazla komik duruma düşmemek ve arkadaşlarımın gözünde daha fazla küçülmemek için beden eğitimi dersleri olan günlerde okuldan kaça kaça devamsızlık yüzünden disipline gönderilmiştim.
* Otobüs, minibüs, taksi vs sizin için en zahmetli alanlara dönüşür. Taksinin ön koltuğuna binerken bile zorlanmanın sıkıntısını tahmin edebilir misiniz.
* Arkadaşlarımla maça gidiyorum. Herkes gülüp eğlenirken benim zihnimde "ya turnikeden geçemezsem" sorusu. Ya geçemezsem ? Herkes deli gibi eğlenir maçı konuşuyorken, ben utancımdan zihnimdekini paylaşamadığım insanlara sahte gülücükler atarak onlara eşlik etmeye çalışıyorum. Ne o ? Eğlenmeye geldim di mi ? Turnikeden tam geçerken karnımı içeri çekip kendimi öyle bir ileri iteşim var ki içeri girdiğimde polislerin bakışını unutamam. Peki ya adamın halimi anlayıp, herkesi didik didik ettikleri bir derbi maçında üzerimi aramaya gerek görmemesine ne demeli ? "Geç bakalım kocaman"
* Ya maç çıkışı Fenerium anımıza ne demeli ? Maça gelmişiz, alışveriş yapalım di mi ? Bütün arkadaşlarım forma, ceket vs deneyip satın alırken ben hangi reyondayım ? Atkı - Süs eşyası.. e ne olacaktı başka ?
* Sadece Fenerium'da değil. Bütün mağazalarda insanlar için yapılmış milyonlarca elbiselerin hiç birinin senin için olmaması nasıl bir duygu bilir misiniz ? Gidip hiç birşey alamadan, aval aval bakarak geri dönmek. Mağaza çalışanının sorusu ise ibretlik "Hediye bakıyorsunuz sanırım" Biliyoruz bize göre birşey olmadığını !
* Obez ve genç bir erkek denize gidebilir mi ? Havuza ? Plajda güneşlenebilir mi ? Kanunen hiç bir engel yok ama yürek ister. O kadar özledim ki. Çocuk yaştaydım en son gittiğimde, denize girdiğimde, kokusu, havası, yüzmenin o heyecanı. Bir de seni davet eden arkadaşlara, akrabalara "denize girmeyi sevmiyorum" edebiyatını yapmanın zorluğu.
* Lunaparklara ne demeli ? Ranger'a, gondola, çarpışan arabalara uzaktan bakmak. Hatta bazı oyuncakların üzerinde kilo sınırlaması tabelalarını okumak. Yanındaki arkadaşının o yazıyı okuyup "sen kaç kilosun lan" demesi.
* Asansörde "aşırı yük" yazısını okumak nasıl bir his ? Defalarca asansörde kalmak. Fobiye dönüşen bu utanç yüzünden sırılsıklam terleyerek 30 katı medrivenle çıkmak.
Peki ya De-Javu Sohbetlere Ne Demeli ?
Hiç bir zaman bitmeyecek aynı muhabbetler. Seni kim görse hep ama hep aynı şeyleri milyarlarca defa işitmek
Obezler giydikleri kıyafetler yüzünden + , - 15 kilo fazla veya eksik gözükebilirler.
Sırf bu nedenle Hergün yaşanan diyaloglar;
- Kilo mu verdin ?
- Kilo mu aldın ?
- Kilo vermeye başlamışsın.
- İyice şişmişsin be oğlum.
- Ya biraz kilo ver bu ne
- İncelmeye başladın hadi bakalım
Allah sizi davul etsin e mi.
Şişmanlara Yönelik Öneri Üstadlarıyla Sohbetler
"git başımdan" diyerek kovalayabileceğiniz statüden başlayıp karşısında ceketinizi ilikleyeceğiniz (ilikleniyorsa tabi) statüye kadar geniş bir yelpazedeki insanların sizinle sohbetleri. Hepsinin tek ortak özelliği vardır. Hiç biri sizin bu konuşmaları hayatınızın her günü defalarca duyduğunuzu farkında değildir ve hepsi size bunu ilk söyleyenin kendisi olduğunu zanneder. Hepsi hayatın sırrını çözmüştür ve bunu size aktarmakla yükümlüdür.
İşte başlıyoruz.
- "Kaç kilosun ?"
- "Çok mu yiyorsun ?"
- "Benimde falanca vardı şu diyeti uyguladı. Bak başlıyorum; bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı 1 tabak bıdı 2 çatal bıdı, kibrit kutusu kadar bıdı bıdı"
- "Bol su iç, Kolayı şekeri kes"
- "Abicim bak ekmekten, şekerden uzak kal hemen zayıflarsın"
- "Ne zamandır böylesin ?"
- "Zayıflamak istiyor musun ?" (yok çok memnunum 50 kilo daha alıcam)
Bunun gibi hergün kilo üzerine bir sürü insanla bir sürü muhabbet. Hepsi aynı. Kısırdöngü tanımlaması tam bu döngü için.
Obez biri obez olduğunu en fazla kaç dakika unutabilir ? Unutamaz, toplum her dakika hatırlatmak için mutlaka birşey yapar.
Hadi bunlar iyi niyetli, ya da sizin aynı şeyleri duymaktan bıktığınızı düşünemeselerde sonuca ulaşman için yardım etmeye çalışan insanlar.
Peki ya Alaycı Tayfaya Ne Demeli ?
Yolda yürürken tacize uğrayan bayanları en iyi obez erkekler anlar.
Obezlerin taciz edilmediği gün sayısı çok azdır.
- "Oh maşallah yarım dünya"
- "Ayı yavrusu"
- "Memeler güzelmiş"
- "Sütyenlik memeler"
- "Şişko patates yarım kilo domates" (genelde mahalle p**lerinin türküsü)
- "O ne be"
- "Dünyayı yemiş"
- vs vs vs
Bunlar hardcore bir de soft olanları var. Genelde espri yaptığını sanan tanıdık, arkadaş tayfasından gelir ve kahkahalara vereceğin sahte tebessümler veya küfürlerinle sona erer.
Askerlik ve Obezite
Obezler Askere Alınmazlar Ama Hayatlarını Kurmalarınada Tam Anlamıyla İzin Verilmez
Ben zamanında askere gitmeyi çok istedim. Ama almadılar. 2005 yılında alınmış 33-D / F1 (Askerliğe Elverişli Değildir) Raporum var. (Bir sene öncesinde 33-C verip seneye bir daha gel demişlerdi 2. gidişimde direkt 33-D / F1 ile sağlık heyetine sevkettiler ve raporum kesinleşti)
O günden bu yana askerlikle bir daha işim olmadı.
Ancak zayıflamam durumunda yeniden askere çağrılma gibi bir durumum söz konusu olup olmadığını araştırdığımda, daha önceden bu konuda askere alınma yönünde çıkan AYIM kararı olduğunu öğrendim.
Üstelik zayıfladıktan sonra kendi isteğimle gidip şubeye "ben artık askerlik yapmak istiyorum" dersem almıyorlar. Çünkü askeri makamlarca verilmiş rapora göre elverişli değilim. Ama eğer biri seni askerlik şubesine ihbar ederse veya şuben senin dsyanı kaybettiği için yeniden çağırırsa veya senin askerliğe elverişli değildir raporu aldığın doktor alehine, başka bir asker yüzünden de olsa sahte rapor verdiğine dair dava açılırsa seni yeniden şubeye çağırırlar ve yeniden muayeneye gönderirler. Muayene sonucunda bu defa askerliğe elverişlidir raporu alacağın için derhal askere sevk işlemini yaparlar.
Fazla kilolar hayatımın her dönemimi zehir etmekle kalmadı, kilolarımdan kurtulayım dediğim anda da karşıma böyle bir durum çıktı. Şimdi içinizde "askere gitmekten mi korkuyorsun ?" diyecek kişilere peşinen cevabım; Hayır askere gitmekten korkmuyorum. Bana verilen "artık askerlikle ilişiğin yok" anlamı taşıyan rapordan sonra haliyle kurduğum düzenimin bozulmasından korkuyorum. İş kuracağım kredi çekmem lazım. Yıllardır bu korkuyla kredi çekemedim. Çalışsam kredi borcunu öderim, ama ya zayıflayıp askere alınırsam ne olacak ? Bu borçlar aileme kalacak. Ödemyemeyip mahvolacaklar. Evlendim, çocuğum oldu. Karım askerlikle ilişiğim olmadığını ve O'na Allah ömür verdiği sürece bakacağımı bildiği için rahat bir şekilde benle evlendi. Askere alınırsam onlara kim bakacak ? Peki ya ben yurtdışına çıkmak istersem ne olacak ? Çürük raporu aldığım halde" ya zayıflarsam, o zaman biri ihbar edebilir şube beni yeniden çağırır, ben de yurtdşından olduğum için icabet edemem, bu durumda da kaçak durumuna düşerim" diye düşünüp ülke dışına çıkamamalı mıyım ?
Bunların hiçbiri olmayacak şeyler değil. Hepimiz insanız. Ben çocukluğumdan beri kiloluyum. Askeri makamların kendi Sağlık Yönetmeliğine göre ve yine Askeri hekimlerin ve Askeri Sağlık Heyeti'nin verdiği karara göre Askerliğe Elverişli bulunmadıysam, bu benim suçum mu ? Böyle bir hal var diye ben hayatımda yeni bir düzen kuramayacak mıyım ? Gönül rahatlığı ile Kredi çekemeyecek miyim ? Evlenecek miyim ? Yurtdışına çıkamayacak mıyım ?
20 yaşında sağlıklı şekilde askere gidenlerde evli olabilir, kredi çekmiş olabilir vs. tabi ki ama askerliğini yapmadan önce bu tarz işlere girmiş olanlar bunun sorumluluğunu alarak yapmışlardır. Sonuçta anayasal bir yükümlülük olduğunu bildikleri halde askere gitmeden önce evlenmiş, askere gitmeden önce borçlanmışlardır. Bu durum askeri makamları tabiki bağlamaz. Ancak bizim gibi olanların durumu farklı. Biz askere gitmek için işlemleri yaptırdığımız sırada yine askeri makamlar tarafından çürük raporu ile "Artık askerlikle ilişiğiniz yoktur" denilerek çürük statüsüne geçtik. Bu saatten sonra kendi düzenimizi kurmak hakkımız sanırım ? Ama değilmiş işte. Evlendim, çoluğa çocuğa karıştım. Bakmakla yükümlüğü olduğum insanlar var ve eğer bırakırsam birdaha dönemeyeceğim bir işim var. Şimdi tek çare çıkacak bedelli yasasından faydalanmak. Fazla kilolar 30.000 TL'lik bir kredi borcuna mal oldu. Napalım en azından para vatana gidecek.
Aşk Hayatı ve Obezite
Obezlerin en büyük sorunlarından biri de bu di mi ? Benim hayatımda 3 tane real sevgilim oldu. Obeziteyi sorun etmeyen kızlarda var denk gelirsen. Zengin olmadığım halde hem de. Tabi tanışma aşaması genelde farklı şekilde olmalı. İlk görüşte aşk diye bir durum obezlerde söz konusu değildir. Ya sanal alem üzerinden tanışıp etkileyeceksin, ya da iş dünyasında, akraba ortamında tanıştığın birine güven verip açılacaksın. Ama genele bakarsak bütün kızlara itici gelir görüntümüz. Hele size baktıktan sonra yanındaki en az kendi kadar salak kız arkadaşına fısır fısır birşeyler deyip gülüşenler yok mu oklava
3. kız arkadaşımla evlendim zaten.
Ben en azından bu kısmı şanslı atlatan obezlerdenim. Bu konuda çok daha beter halde olanlarda var.
Obezlik Sınıf Düşürür
Hiç bir yerde yazmasa da toplum içerisinde uygulanan gizli kurallar vardır.
Obezlik bütün bunlara eksi yönde etki eder.
* Örneğin aynı okulu okumuş, aynı puanı almış, aynı cinsiyette, her konuda aynı statüde iki mühendis düşünün ve ikiside aynı işe başvuruyor. Biri filinta gibi, diğeri 140 kg. İşverenin tercihi filinta gibi olan mühendis olacaktır. Çünkü çalıştıracağı mühendisin filinta gibi olmasının şirketine artı katkıları olacağını düşünür.
* Sinema izliyorsanız korku içeriklilerde genelde hep önce şişmanların avlandığını görürsünüz. Önce yakışıklı erkekler, güzel kızlar avlanmaz. Çünkü toplumun gözünde daha değerli statüdedirler.
Bunun gibi örnekleri çoğaltabilirsiniz. Diğer şeylerin eşit olduğu hallerde obezler son tercih olarak yerlerini alırlar.
Kendi Vicdani Yargılarımız
Bir de kendi kendinize kaldığınızda sorguladığınız hallerde vardır.
Bazısı vesvese, bazısı gerçek olsada kendi kendinize kaldığınızda da sizi rahat bırakmayan düşünceler vardır.
* Örnek; Her çocuk ailesi için mutlaka değerlidir ve anneler babalar evlatlarını her halukarda severler. Ancak bir de şu açıdan düşünmek lazım. Babanızın yerine koyun kendinizi. Arkadaşının oğlu yüzme şampiyonu olmuş ve size misafirliğe geliyorlar. Çocuk madalyasını gösteriyor. Bu durum seni ailenin gözünde küçültmez ama sen aynı gururu ailene yaşatamamaktan dolayı üzülürsün.
* Ya da bırakın madalyayı bilmemneyi. Aile dostlarınızın çocukları zayıf filinta gibi insanlar. Bir akşam size oturmaya geldiklerinde sizi dışarı yollarlar.Hadi beraber gezmeye gidin dediklerinde sen yanlarında farklı duruyorsun. Aileler size arkadan bakarken sana daha bir uzun bakıyorlar. Sen kafanda acaba hangi dar yerlerden geçeceğiz, arabaya nasıl sığacağım, inşallah lunaparka gitmek istemezler, inşallah sahilde koşalım demezler düşünceleri ve bu düşüncelerin yol açtığı stresle başladığın akşam gezisinden keyif alacaksın di mi ?
Şimdi soruyorum. Obezleri asosyallikle suçlayanlara. Kendinle barışık olmamakla suçlayanlara.
Toplum her konuda bu kadar iterken sen nasıl onların arasına katılabilirsin ?
Zayıflamaya yemin ettim ve temmuz ayından beri diyetteyim. Yapabildiğim kadar yürüyüşte yapıyorum. 176 kilodan 125'e kadar düştüm. Daha da düşeceğim
Belki fazla dramatik gelmiştir. Yılların birikimi tabi
yıllarını obez olarak geçirmiş bir arkadaşınız olarak size obezlerin toplum içerisindeki ve kendi dünyasındaki sıkıntılarından bahsetmek istiyorum.
Obezler Engellidir
obezlik bir engellilik midir ? Evet, çözümü olsada var olduğu sürece engellilik halidir.
* Rahat hareketler yapamazsınız. Ayakkabısını bağlarken zorlanma veya hiç bağlayamama engellilik hali değil midir ?
* Herkesin koşabildiği mesafeleri koşamazsınız. (65 yaşında bir büyüğümün yağmurlu bir günde ıslanmamak için depara kalktığımızda benden daha çok koşabilmesinin utancını üzerimden atamam hala)
* Herkesin geçebildiği dar yerlerden geçemezsiniz.
* Herkesin yürüdüğü ince bir kalasın üzerinden geçemezsiniz. Islak bir zeminin üzerine ince bir tahta parçası koymuşlar. Islanmadan karşıya geçsinler diye. Yaşlılar geçiyor, çocuklar geçiyor, bayanlar geçiyor. Sıra size gelip cesaret edemediğinizde insanların size bakışıyla beraber başınızdan aşağı dökülen kaynar suların psikolojiniz üzerinde bıraktığı tahribatı başka birşeyde yaşamak çok zor. Hatta o anda sırf o anı yaşamamak için basıp geçmek isterseniz. Kırılırsa kırılsın. O anda engelli biri olsanız kimse size gülmez, alay etmez, hatta yardım eder. Ama obez olduğunuz için herkes alay eder, güler, kimse yardım etmez. Kimse saygı duymaz.
* Beden eğitimi dersleri obezlerin en büyük korkusu. Beden eğitimi dersinde istediği hareketleri yapamayacağımı bildiği halde sırf kendi egosunu tatmin etmek için beni komik duruma düşüren hocanın derslerinde daha fazla komik duruma düşmemek ve arkadaşlarımın gözünde daha fazla küçülmemek için beden eğitimi dersleri olan günlerde okuldan kaça kaça devamsızlık yüzünden disipline gönderilmiştim.
* Otobüs, minibüs, taksi vs sizin için en zahmetli alanlara dönüşür. Taksinin ön koltuğuna binerken bile zorlanmanın sıkıntısını tahmin edebilir misiniz.
* Arkadaşlarımla maça gidiyorum. Herkes gülüp eğlenirken benim zihnimde "ya turnikeden geçemezsem" sorusu. Ya geçemezsem ? Herkes deli gibi eğlenir maçı konuşuyorken, ben utancımdan zihnimdekini paylaşamadığım insanlara sahte gülücükler atarak onlara eşlik etmeye çalışıyorum. Ne o ? Eğlenmeye geldim di mi ? Turnikeden tam geçerken karnımı içeri çekip kendimi öyle bir ileri iteşim var ki içeri girdiğimde polislerin bakışını unutamam. Peki ya adamın halimi anlayıp, herkesi didik didik ettikleri bir derbi maçında üzerimi aramaya gerek görmemesine ne demeli ? "Geç bakalım kocaman"
* Ya maç çıkışı Fenerium anımıza ne demeli ? Maça gelmişiz, alışveriş yapalım di mi ? Bütün arkadaşlarım forma, ceket vs deneyip satın alırken ben hangi reyondayım ? Atkı - Süs eşyası.. e ne olacaktı başka ?
* Sadece Fenerium'da değil. Bütün mağazalarda insanlar için yapılmış milyonlarca elbiselerin hiç birinin senin için olmaması nasıl bir duygu bilir misiniz ? Gidip hiç birşey alamadan, aval aval bakarak geri dönmek. Mağaza çalışanının sorusu ise ibretlik "Hediye bakıyorsunuz sanırım" Biliyoruz bize göre birşey olmadığını !
* Obez ve genç bir erkek denize gidebilir mi ? Havuza ? Plajda güneşlenebilir mi ? Kanunen hiç bir engel yok ama yürek ister. O kadar özledim ki. Çocuk yaştaydım en son gittiğimde, denize girdiğimde, kokusu, havası, yüzmenin o heyecanı. Bir de seni davet eden arkadaşlara, akrabalara "denize girmeyi sevmiyorum" edebiyatını yapmanın zorluğu.
* Lunaparklara ne demeli ? Ranger'a, gondola, çarpışan arabalara uzaktan bakmak. Hatta bazı oyuncakların üzerinde kilo sınırlaması tabelalarını okumak. Yanındaki arkadaşının o yazıyı okuyup "sen kaç kilosun lan" demesi.
* Asansörde "aşırı yük" yazısını okumak nasıl bir his ? Defalarca asansörde kalmak. Fobiye dönüşen bu utanç yüzünden sırılsıklam terleyerek 30 katı medrivenle çıkmak.
Peki ya De-Javu Sohbetlere Ne Demeli ?
Hiç bir zaman bitmeyecek aynı muhabbetler. Seni kim görse hep ama hep aynı şeyleri milyarlarca defa işitmek
Obezler giydikleri kıyafetler yüzünden + , - 15 kilo fazla veya eksik gözükebilirler.
Sırf bu nedenle Hergün yaşanan diyaloglar;
- Kilo mu verdin ?
- Kilo mu aldın ?
- Kilo vermeye başlamışsın.
- İyice şişmişsin be oğlum.
- Ya biraz kilo ver bu ne
- İncelmeye başladın hadi bakalım
Allah sizi davul etsin e mi.
Şişmanlara Yönelik Öneri Üstadlarıyla Sohbetler
"git başımdan" diyerek kovalayabileceğiniz statüden başlayıp karşısında ceketinizi ilikleyeceğiniz (ilikleniyorsa tabi) statüye kadar geniş bir yelpazedeki insanların sizinle sohbetleri. Hepsinin tek ortak özelliği vardır. Hiç biri sizin bu konuşmaları hayatınızın her günü defalarca duyduğunuzu farkında değildir ve hepsi size bunu ilk söyleyenin kendisi olduğunu zanneder. Hepsi hayatın sırrını çözmüştür ve bunu size aktarmakla yükümlüdür.
İşte başlıyoruz.
- "Kaç kilosun ?"
- "Çok mu yiyorsun ?"
- "Benimde falanca vardı şu diyeti uyguladı. Bak başlıyorum; bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı bıdı 1 tabak bıdı 2 çatal bıdı, kibrit kutusu kadar bıdı bıdı"
- "Bol su iç, Kolayı şekeri kes"
- "Abicim bak ekmekten, şekerden uzak kal hemen zayıflarsın"
- "Ne zamandır böylesin ?"
- "Zayıflamak istiyor musun ?" (yok çok memnunum 50 kilo daha alıcam)
Bunun gibi hergün kilo üzerine bir sürü insanla bir sürü muhabbet. Hepsi aynı. Kısırdöngü tanımlaması tam bu döngü için.
Obez biri obez olduğunu en fazla kaç dakika unutabilir ? Unutamaz, toplum her dakika hatırlatmak için mutlaka birşey yapar.
Hadi bunlar iyi niyetli, ya da sizin aynı şeyleri duymaktan bıktığınızı düşünemeselerde sonuca ulaşman için yardım etmeye çalışan insanlar.
Peki ya Alaycı Tayfaya Ne Demeli ?
Yolda yürürken tacize uğrayan bayanları en iyi obez erkekler anlar.
Obezlerin taciz edilmediği gün sayısı çok azdır.
- "Oh maşallah yarım dünya"
- "Ayı yavrusu"
- "Memeler güzelmiş"
- "Sütyenlik memeler"
- "Şişko patates yarım kilo domates" (genelde mahalle p**lerinin türküsü)
- "O ne be"
- "Dünyayı yemiş"
- vs vs vs
Bunlar hardcore bir de soft olanları var. Genelde espri yaptığını sanan tanıdık, arkadaş tayfasından gelir ve kahkahalara vereceğin sahte tebessümler veya küfürlerinle sona erer.
Askerlik ve Obezite
Obezler Askere Alınmazlar Ama Hayatlarını Kurmalarınada Tam Anlamıyla İzin Verilmez
Ben zamanında askere gitmeyi çok istedim. Ama almadılar. 2005 yılında alınmış 33-D / F1 (Askerliğe Elverişli Değildir) Raporum var. (Bir sene öncesinde 33-C verip seneye bir daha gel demişlerdi 2. gidişimde direkt 33-D / F1 ile sağlık heyetine sevkettiler ve raporum kesinleşti)
O günden bu yana askerlikle bir daha işim olmadı.
Ancak zayıflamam durumunda yeniden askere çağrılma gibi bir durumum söz konusu olup olmadığını araştırdığımda, daha önceden bu konuda askere alınma yönünde çıkan AYIM kararı olduğunu öğrendim.
Üstelik zayıfladıktan sonra kendi isteğimle gidip şubeye "ben artık askerlik yapmak istiyorum" dersem almıyorlar. Çünkü askeri makamlarca verilmiş rapora göre elverişli değilim. Ama eğer biri seni askerlik şubesine ihbar ederse veya şuben senin dsyanı kaybettiği için yeniden çağırırsa veya senin askerliğe elverişli değildir raporu aldığın doktor alehine, başka bir asker yüzünden de olsa sahte rapor verdiğine dair dava açılırsa seni yeniden şubeye çağırırlar ve yeniden muayeneye gönderirler. Muayene sonucunda bu defa askerliğe elverişlidir raporu alacağın için derhal askere sevk işlemini yaparlar.
Fazla kilolar hayatımın her dönemimi zehir etmekle kalmadı, kilolarımdan kurtulayım dediğim anda da karşıma böyle bir durum çıktı. Şimdi içinizde "askere gitmekten mi korkuyorsun ?" diyecek kişilere peşinen cevabım; Hayır askere gitmekten korkmuyorum. Bana verilen "artık askerlikle ilişiğin yok" anlamı taşıyan rapordan sonra haliyle kurduğum düzenimin bozulmasından korkuyorum. İş kuracağım kredi çekmem lazım. Yıllardır bu korkuyla kredi çekemedim. Çalışsam kredi borcunu öderim, ama ya zayıflayıp askere alınırsam ne olacak ? Bu borçlar aileme kalacak. Ödemyemeyip mahvolacaklar. Evlendim, çocuğum oldu. Karım askerlikle ilişiğim olmadığını ve O'na Allah ömür verdiği sürece bakacağımı bildiği için rahat bir şekilde benle evlendi. Askere alınırsam onlara kim bakacak ? Peki ya ben yurtdışına çıkmak istersem ne olacak ? Çürük raporu aldığım halde" ya zayıflarsam, o zaman biri ihbar edebilir şube beni yeniden çağırır, ben de yurtdşından olduğum için icabet edemem, bu durumda da kaçak durumuna düşerim" diye düşünüp ülke dışına çıkamamalı mıyım ?
Bunların hiçbiri olmayacak şeyler değil. Hepimiz insanız. Ben çocukluğumdan beri kiloluyum. Askeri makamların kendi Sağlık Yönetmeliğine göre ve yine Askeri hekimlerin ve Askeri Sağlık Heyeti'nin verdiği karara göre Askerliğe Elverişli bulunmadıysam, bu benim suçum mu ? Böyle bir hal var diye ben hayatımda yeni bir düzen kuramayacak mıyım ? Gönül rahatlığı ile Kredi çekemeyecek miyim ? Evlenecek miyim ? Yurtdışına çıkamayacak mıyım ?
20 yaşında sağlıklı şekilde askere gidenlerde evli olabilir, kredi çekmiş olabilir vs. tabi ki ama askerliğini yapmadan önce bu tarz işlere girmiş olanlar bunun sorumluluğunu alarak yapmışlardır. Sonuçta anayasal bir yükümlülük olduğunu bildikleri halde askere gitmeden önce evlenmiş, askere gitmeden önce borçlanmışlardır. Bu durum askeri makamları tabiki bağlamaz. Ancak bizim gibi olanların durumu farklı. Biz askere gitmek için işlemleri yaptırdığımız sırada yine askeri makamlar tarafından çürük raporu ile "Artık askerlikle ilişiğiniz yoktur" denilerek çürük statüsüne geçtik. Bu saatten sonra kendi düzenimizi kurmak hakkımız sanırım ? Ama değilmiş işte. Evlendim, çoluğa çocuğa karıştım. Bakmakla yükümlüğü olduğum insanlar var ve eğer bırakırsam birdaha dönemeyeceğim bir işim var. Şimdi tek çare çıkacak bedelli yasasından faydalanmak. Fazla kilolar 30.000 TL'lik bir kredi borcuna mal oldu. Napalım en azından para vatana gidecek.
Aşk Hayatı ve Obezite
Obezlerin en büyük sorunlarından biri de bu di mi ? Benim hayatımda 3 tane real sevgilim oldu. Obeziteyi sorun etmeyen kızlarda var denk gelirsen. Zengin olmadığım halde hem de. Tabi tanışma aşaması genelde farklı şekilde olmalı. İlk görüşte aşk diye bir durum obezlerde söz konusu değildir. Ya sanal alem üzerinden tanışıp etkileyeceksin, ya da iş dünyasında, akraba ortamında tanıştığın birine güven verip açılacaksın. Ama genele bakarsak bütün kızlara itici gelir görüntümüz. Hele size baktıktan sonra yanındaki en az kendi kadar salak kız arkadaşına fısır fısır birşeyler deyip gülüşenler yok mu oklava
3. kız arkadaşımla evlendim zaten.
Ben en azından bu kısmı şanslı atlatan obezlerdenim. Bu konuda çok daha beter halde olanlarda var.
Obezlik Sınıf Düşürür
Hiç bir yerde yazmasa da toplum içerisinde uygulanan gizli kurallar vardır.
Obezlik bütün bunlara eksi yönde etki eder.
* Örneğin aynı okulu okumuş, aynı puanı almış, aynı cinsiyette, her konuda aynı statüde iki mühendis düşünün ve ikiside aynı işe başvuruyor. Biri filinta gibi, diğeri 140 kg. İşverenin tercihi filinta gibi olan mühendis olacaktır. Çünkü çalıştıracağı mühendisin filinta gibi olmasının şirketine artı katkıları olacağını düşünür.
* Sinema izliyorsanız korku içeriklilerde genelde hep önce şişmanların avlandığını görürsünüz. Önce yakışıklı erkekler, güzel kızlar avlanmaz. Çünkü toplumun gözünde daha değerli statüdedirler.
Bunun gibi örnekleri çoğaltabilirsiniz. Diğer şeylerin eşit olduğu hallerde obezler son tercih olarak yerlerini alırlar.
Kendi Vicdani Yargılarımız
Bir de kendi kendinize kaldığınızda sorguladığınız hallerde vardır.
Bazısı vesvese, bazısı gerçek olsada kendi kendinize kaldığınızda da sizi rahat bırakmayan düşünceler vardır.
* Örnek; Her çocuk ailesi için mutlaka değerlidir ve anneler babalar evlatlarını her halukarda severler. Ancak bir de şu açıdan düşünmek lazım. Babanızın yerine koyun kendinizi. Arkadaşının oğlu yüzme şampiyonu olmuş ve size misafirliğe geliyorlar. Çocuk madalyasını gösteriyor. Bu durum seni ailenin gözünde küçültmez ama sen aynı gururu ailene yaşatamamaktan dolayı üzülürsün.
* Ya da bırakın madalyayı bilmemneyi. Aile dostlarınızın çocukları zayıf filinta gibi insanlar. Bir akşam size oturmaya geldiklerinde sizi dışarı yollarlar.Hadi beraber gezmeye gidin dediklerinde sen yanlarında farklı duruyorsun. Aileler size arkadan bakarken sana daha bir uzun bakıyorlar. Sen kafanda acaba hangi dar yerlerden geçeceğiz, arabaya nasıl sığacağım, inşallah lunaparka gitmek istemezler, inşallah sahilde koşalım demezler düşünceleri ve bu düşüncelerin yol açtığı stresle başladığın akşam gezisinden keyif alacaksın di mi ?
Şimdi soruyorum. Obezleri asosyallikle suçlayanlara. Kendinle barışık olmamakla suçlayanlara.
Toplum her konuda bu kadar iterken sen nasıl onların arasına katılabilirsin ?
Zayıflamaya yemin ettim ve temmuz ayından beri diyetteyim. Yapabildiğim kadar yürüyüşte yapıyorum. 176 kilodan 125'e kadar düştüm. Daha da düşeceğim
Belki fazla dramatik gelmiştir. Yılların birikimi tabi