Çarşıya çıkmak için kullandığım yol üzerinde yokuşu biraz dik olan bir köprü var. Çok az bir zorlanma ile normal olarak çıkıyorum o köprüyü.
Bazen köprünün demirlerinde oturan gençler oluyor ve aralarında, orayı kaç saniyede çıkabiliceğim üzerine idiaya giriyorlar, ve özellikle duyabileceğim ses tonuyla yapıyorlar bunu. O da yetmezmiş gibi yokuşun bitimine az kala ( biraz daha dik orası) "hadi, gayret, az kaldı, hıh" gibi nidalarla gülüşüyorlar!..
Yokuş bitip de köprünün düz kısmına geldiğim zaman, çaktırmadan bi bakıyorum. Genelde aynı tipler sanırım...
Bi çok defa oldu bu.
İlkinde de diğer seferlerde de içimde garip bi his oluşuyor: Gençler işte... deyip hoşgörmekle, suratlarına okkalı bi küfür yerleştirmek arası...
Düzlük bitip de bu defa aşşağı iniş kısmına geldiğimde, kendimi bırakıyorum. Hızlıca inerken hoş bi rüzgar oluşuyor. O gençleri ve söylediklerini orada bırakıp yoluma devam ediyorum
Bazen köprünün demirlerinde oturan gençler oluyor ve aralarında, orayı kaç saniyede çıkabiliceğim üzerine idiaya giriyorlar, ve özellikle duyabileceğim ses tonuyla yapıyorlar bunu. O da yetmezmiş gibi yokuşun bitimine az kala ( biraz daha dik orası) "hadi, gayret, az kaldı, hıh" gibi nidalarla gülüşüyorlar!..
Yokuş bitip de köprünün düz kısmına geldiğim zaman, çaktırmadan bi bakıyorum. Genelde aynı tipler sanırım...
Bi çok defa oldu bu.
İlkinde de diğer seferlerde de içimde garip bi his oluşuyor: Gençler işte... deyip hoşgörmekle, suratlarına okkalı bi küfür yerleştirmek arası...
Düzlük bitip de bu defa aşşağı iniş kısmına geldiğimde, kendimi bırakıyorum. Hızlıca inerken hoş bi rüzgar oluşuyor. O gençleri ve söylediklerini orada bırakıp yoluma devam ediyorum