kitaptan alıntılar yapmayacağım. her ne kadar başkanbabanın sonbaharı ya da kırmızı pazartesi kadar, eleştirmenlerce övgüler almamışsa da, bence en güzel yapıtlarından biridir.
alıntı yapmak yerine, marquez ile yapılan birsöyleşiden aklımda kalanları aktarayım.
yüz yıllık yalnızlık yayınlanmış ve roman hakkında binlerce sayfayı bulan eleştiriler yapılmış. dünyanın her yerinde, her köşesinde. kimi yorumlarda insanlığın oluşumu, kimi yorumlarda devletin kuruluşu, kimi yorumlarda ideoloji taşıyıcılığı ve teknoloji gelişimciliği üzerine yazılan incelemeler...
gazeteci bunun üzerine marquez'e sorar: "yüzyıllık yalnızlığı sizce en iyi kim anladı?"
marquez şuna benzer sözcüklerle yanıtlar:
"-bir rus kadın anladı. birgün bir toplantıdan çıkarken, bir elinde benim kitabım, öteki elinde kalın bir defterle yanıma geldi. defteri yüzüme doğru sallayarak,
- 'marquez, marquez, yüz yıllık yalnızlığın tamamını deftere elimle yazdım. bakalım, sen mi daha delisin, yoksa ben mi daha deliyim.. diye'
beni en iyi o kadın anlamıştı" der.
bulursanız kaçırmayın.
bakalım siz mi daha delisiniz, marquez mi daha deli
alıntı yapmak yerine, marquez ile yapılan birsöyleşiden aklımda kalanları aktarayım.
yüz yıllık yalnızlık yayınlanmış ve roman hakkında binlerce sayfayı bulan eleştiriler yapılmış. dünyanın her yerinde, her köşesinde. kimi yorumlarda insanlığın oluşumu, kimi yorumlarda devletin kuruluşu, kimi yorumlarda ideoloji taşıyıcılığı ve teknoloji gelişimciliği üzerine yazılan incelemeler...
gazeteci bunun üzerine marquez'e sorar: "yüzyıllık yalnızlığı sizce en iyi kim anladı?"
marquez şuna benzer sözcüklerle yanıtlar:
"-bir rus kadın anladı. birgün bir toplantıdan çıkarken, bir elinde benim kitabım, öteki elinde kalın bir defterle yanıma geldi. defteri yüzüme doğru sallayarak,
- 'marquez, marquez, yüz yıllık yalnızlığın tamamını deftere elimle yazdım. bakalım, sen mi daha delisin, yoksa ben mi daha deliyim.. diye'
beni en iyi o kadın anlamıştı" der.
bulursanız kaçırmayın.
bakalım siz mi daha delisiniz, marquez mi daha deli