Neredeyse her kaldırım dibinde aynı hak ihlaliyle karşılaşıyoruz. İstanbul'da (aslında tüm Türkiye'de) evinden çıkıp hiç bir engelle karşılaşmadan okuluna-işine-sinemasına-gezmesine gidebilecek tekerlekli sandalye kullanıcısı yoktur herhalde! Evin önünden başlar, gideceği yere kadar tüm kaldırımlarda bi engelle karşılaşır. Ya girişinde rampa yoktur, ya çıkışında; ya ortası göçüktür ya ağaç ya da tabelayla bölünmüştür; ya girişine araç park etmiştir, ya çıkışına! Mecburen araç yolundan gitmek zorunda kalırsınız. Pis arabaların altında ezilmemek için şoförlere görünmeye ve ezilmemeye çalışarak, daracık yerlerden geçmeye çalışırken leş gibi arabalara sürtünerek, yamuk-yumuk yollarda ha düştüm ha düşeceğim diye debelenerek, bir de üstüne yayalara "pardon, pardon" diye diye... Toplu ulaşımdan yararlanmak zaten neredeyse imkansız. Hasbelkader binsek, ineceğimiz durapı seçemeyiz; artık hangi durakta barikat yoksa, orada iniveririz! İETT şoförlerininin ve taksicilerin kaprislerini çekmek zaten farz bize! Mır-mır-mır-mır...
Yani, zor sahiden İstanbul'da sakat olmak! Bir de üstüne bütünlüklü bi çözüm iradesi olmayınca...
İstanbul’da sayıları bir milyonu aşan engellilere yapılan yatırımlar yetersiz kalıyor. Üst geçidi kullanamıyor, kaldırımdan gidemiyor, dilenci muammelesi görmek istemiyorlar
Doğduğu günden beri hayatla mücadele içinde olan engelliler, kendilerine yapılan yatırımların yetersiz olduğunu söylüyor. Engelliyken tekrar engellendiklerini, mağdurken yine mağdur olduklarını belirtiyorlar. Bir çok marketin engelli girişi yok. Ne mağazalarda ne de bir çok kamu kurum ve kuruluşlarda ne rampa var ne de bir asansör. Bu kurumlarda işi olan engelliler kucakta taşınmak zorunda kalıyor.
MARKETTEN ALIŞVERİŞ YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL
Sadece İstanbul’da bir milyonu aşkın engelli kitlesi var iken, çoğu uygulamalarda engelliler göz önünde bulundurulmuyor.
Sadece Engelliler Günü olan 3 Aralık’ta hatırlanıp bir şeyler yapılmaya çalışılıyor ancak birkaç gün sonra tamamen unutuluyorlar. Engelli vatandaşların sorunları ise her yerde aynı. Sosyal belediyecilik anlayışıyla son zamanlarda hizmet vermeye başlayan yerel yönetimlerin çabaları da yeterli olmuyor. Yıllardır görmezden gelinen engelliler için gösterilen büyük çabalar kentin her yerinde engellilerin var olduğu düşünülürse eksik kalıyor.
Bankamatikten para çekemiyorlar
• Kaldırımlar ve camiler engellilere uygun değil istisnasız, her kaldırımın ortasında ağaç, direk vs var. Bozuk yapılanmanın bedelini engelliler ödüyor. Tekerlekli sandalye ile kaldırımdan geçemiyorlar, camiye gitmek isteseler bile cami engelliye uygun değil. Tekerlekli sandalye ile geçebilecek kadar rampa yok.
• Temiz hava almak için sokağa çıkan engellilere maalesef dilenci muammelesi yıpılıyor, bu da onların gururunu incitiyor.
• İnsanlar için çok faydalı olan metrobüslerde engelli asansörleri yetersiz.
• Bankamatikler engellilere göre yapılmadığı için tekerlerli sandalyeyle para çekemiyorlar.
• Duyarsız vatandaşlar yüzünden hakları olan yoldan bile geçemiyorlar.
Star İstanbul