Güncel İçerik

Merhabalar

Engelli haklarına dair tüm içerikten üye olmaksızın yararlanabilirsiniz.

Soru sormak veya üyelere özel forumlarlardan ve özelliklerden yararlanabilmek içinse sitemize üye olmalısınız.

Dikkat!!! Tema lisans bilgilerinize erişilemiyor, lütfen www.xenforo.gen.tr yönetimi ile iletişime geçiniz. Teksan İnovatif Medikal: Engelliler, Engelli Çocuklar, Hasta ve Yaşlılar için emsalsiz ürünler

İnce barsaktan mesane yolu yapma yöntemi..?

OturanBoğa

Yönetici
Üyelik
9 Ocak 2003
Konular
678
Mesajlar
58,804
Reaksiyonlar
1,378
28.03.2006 Güncel: Bu amleliyatı oldum




Arkadaşlar, benim üretrada ciddi bir darlık oluştu ve normal yoldan TAK yapma şansım ortadan kalktı. Ve üretrayı genişletme ameliyatım da işe yaramadı
Sonuç olarak doktorum şunu önerdi:

- Ameliyatla ince barsaktan bir parça alınacak.
- Bu parça tüp haline getirilecek
- Bu tüpün bir ucu mesaneye sabitlenecek
- Diğer ucu ise göbeğin yanından -ciltten- dışarı çıkarılacak.
- Ve ben oradan TAK yapacağım.

Konu hakkında şimdilik çok az bir bilgiye sahibim. Bildiklerim:
- Bu, kaklıcı bir yöntem oluyor.
- Tüp'ün mesane kısmında bir nevi valf olacakmış. Bu valf sayesinde dışarıdan mesaneye ulaşım olacak, ancak içerden idrar sızıntısı olmayacak.
- 3-5 saatlik bir ameliyat oluyormuş. Sonrasında da 5-7 gün hastanede kalacakmışım.

Merak ettiğim, bu yöntemi kullanan, yöntem hakkında bilgisi olan ya da yöntem hakkında bilgi edinebilecek olan kimse var mı?
Konuyla iligli olarak aklıma gelen soruları aşağıya yazıyorum. Lütfen sizler de unutuğum sorular olursa yazın. Doktoruma soracağım... Hiç bir şeyi atlamak istemiyorum.

Sorularım:
1- Bu yöntemle enfeksiyon riski artmıyor mu?
2- Ciltten çıkan kısmın ağzı açık mı olacak? Bu durumda banyo vs. kullanımda zorluk olmayacak mı? Korunmak için neler yapılabiliyor?
3- Bu ameliyatın ardından yüz üstü yatmak konusunda sorun yaşanıyor mu? Hareket kısıtlılığı oluyor mu, oluyorsa ne ölçüde oluyor?
4- Tüp'ün bir ucundaki "valf"in deforme riski nedir? Olası bir deformasyonda idrarr sızıntısı nasıl önlenebilecek? Böylesi bir sorun yaşanıorsa, sorunun giderilmesi için nasıl bir yol izleniyor? Sadece "valf"in onarılması mümkün olabiliyor mu? Olabiliyorsa, bu onarımın ardından sorunlar tamamen giderilmiş oluyor mu?
5- Bu yöntem ömür boyu kullanılıyor mu? Herhangi bir bakım söz konusu mu? Olur ya deformasyon meydana gelirse, yeniden aynı yöntemle yeni bir "tüp" yapılabiliyor mu? Yani ince barsaktan yeni bir parça alınıp, mesaneye eklenebiliyor mu?
6- Oluşturulan "tüp"ün çapı ne oluyor? TAK yaparken deformasyon riski nedir?
7- Düzenli olarak kullanılan ilaçların (lioresal, üropan vs.) bir yan etkisi olabilir mi?
8- Operasyonun tam adı nedir?

Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Omurilik felçli arkadaşlarım da bu konuda kafa yorarsa çok sevinirim...
 
7- Düzenli olarak kullandığın (var mı, tam bilemiyorum ama) ilaç/lar/ın yan etkisi olabilir mi?

Bir de, operasyonun tam adını öğrenebilirsen iyi, olur bence.. Goolge'da arayabiliriz. Gerçi, büyük olasılıkla İngilizce ve tıp dilinde yazılmış olur ama sorun değil. Dökümanı bulduktan sonra anlayan kişiyi bulmak o kadar zor olmasa gerektir.
 
Çok geçmiş olsun Bülent :( Umarım en kısa zamanda sağlığına kavuşursun.

Operasyonun adı bladder substitution using the intestines imiş . Çok araştıramadım Google'dan baktım şöyle bir ama tıp dili bana uzak bir konu. Çevirebilecek arkadaşlar varsa bu linkteki biraz daha anlaşılabilir gibi geldi. (7.sayfadan başlıyor)
http://urology.ucsf.edu/patientGuides/pdf/uroOnc/Urinary_Reservoirs.pdf
 
Geçmiş olsun Bülent.Bir müddet daimi sonda kullanamaz mısın?Başka bir doktordan daha yardım istesen?
 
Sevgili arkadaşım OturanBoğa,
Keşke başka türlü bir "merhaba" olsaydı...Geçmiş olsun, mesajından anladığıma göre sonuçta şu anda iyisin ve bir sonraki aşamaya odaklanmışsın... Umarım herşey yoluna girer, derin bir oh çekersin.
Görüşmek üzere...
Sağlıcakla

Not: Sevgili Sema,
Dökümanda sözedilen işlem, idrar kesesinin yani mesanenin olmadığı veya tümör vs nedeniyle alındığı durumlarda ince barsaktan mesane oluşturma yöntemidir. Oysa Bülent arkadaşımın mesanesinde hiçbir sorun yok. Problem sadece üretrada...
 
Evet sema benimde anladıgım ince ve kalın bagırsaktan ya da her ikisinden mesane yapmak şeklinde.
 
Bu konuda en iyi bilgiyi Figen'den yani fgrsudan alabilirsin. O uzun bir zamandan beri bu yöntemi kullanıyor ve gayet memnun.
 
Mrb Oturanboga kardeşim öncelikle çok çok geçmiş olsun. Daha öncede nöragen mesale problemi dolasıyla başımdan gecenleri yazmıştım kısaca devamlı idrar kacırma problemi ile başa çıkamadıgım için kalın bagırsaktan parça alınarak mesane kapasitem arttırıldı, ince bagırsaktanda parca alınarak bahsettiğin gibi uzun tüp şeklinde bir ucu mesanin üst tarafına sabitlendi diger ucu göbek deliğinin yarım karış altına sag tarafa ciltten dışarı çıkarıldı (gamze büyüklügünde) ve ordan TAK yapıyorum. Bu operasyon yapılalı 3 yıl oldu (CAPA da Doç.Dr.Orhan ZİYLAN tarafından) sorularına gelince..,

-Şimdiye kadar emfeksiyon riskim olmadı.

-Cilten cıkan agız acık kalıyor banyoda paroblem olmuyor ordan idrar kacırma sorunu olmasada çok çok az sızıntı olabiliyor bunu önlemi olarak hem bunun için hemde acık kalmaması için 5cmx5cm steril gazlı bezle kapalı tutuyorum. Kapatmak için başka bir çare belki olabilir benim bulugum çözüm bu idi.

-Yüzüstü yatmakta sorun olmuyor, hareket kısıtlılıgı problemi yok yani yürüme cihazı ile ayaga kalkman sorun degil.

-Valften kastın nedir onu anlayamadım sanırım bende öyle bir şey yok olsa doktarum söylerdi.

-TAK yaparken 3 yıldır bir sorunla karşılaşmadım çok nadiren cilt agzında cilt altındaki dikiş yerinde sanırım, çok çok az kanama oldu.

-Bende mesaneye parca atıldıgı için önceden kullandıgım üropanıda (lioresalı hiç kullanmadım) artık kullanmıyorum.

Umarım bu anlattıklarım sana yardımcı olur gelişmeleri burdan birlikte izleriz. En iyi dileklerimle...
 
Tüm arkadaşlara teşekkürler.

Sevili byecool, daimi sonda kullanmak hem üretra darlığından dolayı mesaneye ulaşılamadığı için neredeyse imkansız hem de işime gelmiyor. Zira daimi sonda orta vadede mesanenin daralmasına yol açıyor...
Bildiğim kadarıyla şu an iki seçimle karşı karşıyayım: Ya varolan sistofiks'le olabildiğince devam edeceğim, ya da yukarıda bahsettiğim ameliyatı olacapım.
Sistofik mesane boşaltmada çok çok çok pratik ama, en çok 3 ayda bir değiştirilmesi, değiştirirken alanın deforme olması (dikişler vs.), yüz üstü yatamamak, rahat banyo yapamamak vb. handikapları var.

fgrsu'nun tecrübelerini yazmasını sabırsızlıkla bekliyorum...
 
usluboy kardeşim, tecrübelerini yazdığın için çok çok teşekkürler.
Valf'ten kastım, mesaneden dışarı sızıntı olmaması için tüp'ün mesane kısmına yerleştirilen kapakçık. Öyle ya, tüpün önünde bir kapakçık olmazsa, mesaneden sürekli sızıntı olur...

Banyoda sorun oluyor mu?
Ayrıca, yukarıdaki 4-5 ve 8 numaralı soruların cevaplarını çok merak ediyorum..?
 
Banyo konusunu yazımda belirtmiştim sanırım gözden kacırdın banyoda hiçbir sorun olmuyor yaz aylarında denize gittimde de sorun yaşamıyorum açık kalıyor diger maddeler için yorum yapamayacagım.
En iyi dileklerimle...
 
değil banyo, denize bile giriyor olman çok güzel. :) Merak ettiğim ve şaşırdığım şey, o tüpten içeri su dolmuyor mu? Ve bu su enfeksiyona sebep olmuyor mu?
Günde kaç litre su içiyorsun? Yılda kaç defa enfeksiyon oluşuyor?
Cinsim ya... merak ederim ben böyle her şeyi :)

Eyvallah kardeşim. usluboy rahatlatmıştı, sen tam gevşettin :)
Bu durumda gayet güvenli ve zaten kaçınılmaz bir yöntem de aynı zamanda.
Peki kardeşim, bana bu ameliyat esnasıunda ve sonrsında olabilecek en kötü ve en iyi senaryoyu kısaca yazar mısın?

Bir de, ciltteki o deliği (banyo, ter vs'den) korumak için, medikal seçenekler konusunda bilgisi olan var mı? Su geçirmeyen bandaj vs..?

Not: Yahu ben bu siteyi sahiden seviyorum :) Burası olmasa bu tür sorunlar karşısında ne yapardık, bilmiyorum. Bu tecrübe ve bilgi paylaşımı o kadar değerli ki... :)

Bu arada, valf'ten kastım, mesaneden dışarı sızıntı olmaması için tüp'ün mesane kısmına yerleştirilen kapakçık. Öyle ya, tüpün önünde bir kapakçık olmazsa, mesaneden sürekli sızıntı olur...
Ya da şöyle sorayım, böylesi bir kapakçık olmaması mümkün mü?

Birkaç soru daha geldi aklıma :)

1- Ameliyattan çıktıktan sonra hemen TAK yapılabiliyor mu? Bunu neden soruyorum derseniz, ameliyat esnasında, varolan sistofiks'in çıkarılması muhtemel diye düşünüyorum. Bu durumda nerden işicem? :)
2- Oluşturulacak tüpün çapı geniş olacağına göre, bu durumda kaç numara catater sonda kullanmamız gerekiyor ve sondaya jel vb. kayganlaştırıcılar sürülmesi gerekiyor mu? Eğer gerekiyorsa, bu durumda tüpün içi jellenmez/kirlenmez mi, ve bu kir nasıl temizlenir?
3- Kullanan arkadaşlar, bu yöntemi kaç yıldır kullanıyor? Şikayetçi oldukları hususlar nelerdir?
4- Tüpün ciltten çıkarılacak ucunu nereden çıkarttırmamı önerirsiniz (kemer hizası vs. faktörleri göz önüne almak gerekebilir sanırım)? Gerek kullanım kolaylığı açısından, gerek koruma açısından soruyorum bunu.., (sağlak olduğum için, elbette sağda olması şart)
 
Meraba boga kardeş sen ne kadar meraklısın yaaa :)

Sanırım sende şuan takılı olan sistofiks ameliyattan bir hafta sonra cıkarılır, ben önceden de 12 numara cateter (kendinden jelli) kullanıyordum şimdide aynısını kullanıyorum, ben 3 yıldır kullanıyorum şikayetim yok birde sen tüp deyince gercek tüp anlaşılıyor ince bagırsaktan yapılacak nakil mesane yolunun aynısı büzülmüş durumda olur yani onun için valf falan gibi konuyu ben anlamadım bende yok akıntı olmuyor ama çok çok az sızıntı oluyor.

Ucunun nerden cıkacagı ise daha önce dedigim gibi benimki göbek deliginin yarım karış altında hemen sag tarafta gamze büyüklüğünde doktorun bu ucu nerden cıkarılacıgını sana danışacagını sanmıyorum bana bişey soran olmadı nedense :)

Saygılarımla.....
 
Yoksa ben doktoru yanlış mı anadım bu 'valf' dediğim şey konusunda!?
"büzülmüş" dediğin için kafam karıştı. ben, her iki ucunu da demir para gibi geniş olacaüğını yerleştirmişim kafama ve ona göre akıl yürütmeye çalışıyorum. :) Oysa iki ucu da torba gibi büzülmüş olursa, durum tabii ki farklı oluyor o zaman. Şu meretle ilgil resimler bulabilsem..?

Ucunun nereden çıkacağına doktorla karar vereceğiz sanırım. Yani elbette kolumdan çıkarmayız ama, sanoırım 3-5 cmlik bir opsiyonum olacak.
 
OturanBoğa' Alıntı:
...
Ucunun nereden çıkacağına doktorla karar vereceğiz sanırım. Yani elbette kolumdan çıkarmayız ama, sanoırım 3-5 cmlik bir opsiyonum olacak.

Parmağının ucunan çıkabilseydi ne güzel olurdu ya..Rahat ederdin..

Bir hikayemsi fıkra geldi aklıma.. Bir gruba, "üçüncü bir gözünüz olsa, nerenizde olsun isterdiniz?" diye sormuşlar.. Çoğu "ensemde" demiş.. Bir kişi "işaret parmağımın ucunda" demiş.. Ve o kazanmış..

O değil de Bülent, sağda değil de sol tarafta olsa daha rahat olmaz mı senin için? Hani bazı filmlerde görüyoruz: Bazı kovboylar sağ elle kulandıkları tabancalarını sol tarafa takarlar ya..
 
Yok abi, sol çok ters olur...
Ama parmak konusund ısrar edeceğim doğrusu :)
 
Merhabalar
Oturan boğa bu meraklarınızda çok haklısınız ve çokta şanslısınız zira ben ameliyat olacağım sıra internetten bihaber olduğum için bu durumu yaşamış arakadaşlarla bilgi alışverişinde bulunma imknım olmamıştı.Ve bende ilk ameliyat olacağım sıra sizin yukarıda anlattığınız gibi bir operasyon gerçekleşecek sanmıştım ve bu konuda bilgim olmadığı içinde çok huzursuz olmuştum.

Uzun süreli daimi sonda kullanmamdan ötürü üretra kaybolmuş,Mesanede daralma olduğundan dolayı oluşan basınçla böbreklerime idrar kaçmış ve böbreklerimde şişme olmuştu.
2002 yılında geçirdiğim operasyonla bağırsaktan parça alınıp mesanem yama yoluyla genişletildi ve yeniden üretra yapıldı.Mesanem nonrmal boyutlarına ulaşınca böbrekler zamanla normal boyutlarına geri döndü.Amaliyattan yaklaşık 1 aya kadar tak yapmadım karnımda mesaneye doğuru açılan bir yolla katatel yerleştirildi.Ama açaılan delik çok ama çok ufaktı ve sızıntılarda oluyordu.Yaklaşık 1 ay sonra o katatel çıkartıldı ve normal yollardan tak yapmaya başladım.O mesaneye açılan yolda 1 hafta içinde kapandı.Şuanda hibir sorunum yok çok şükür böbreklerinde mesaneninde boyutları normal ama hala zaman zaman sızıntılarım oluyor.

Tekrar geçmiş olsun diyorum ve umarım biran önce sağlığınıza kavuşursunuz.
 
guldamlasi,
Bilgiler için teşekkürler.
1- Bu üretra nereye yapıldı? Kapanan orijinal üretraya mı, yoksa benim yukarıda anlattığım üzere göbeğin yanından ciltten mi çıkarıldı?
2- larnında mesaneye yol açılmasından kastın, -şu anda bende de olan- sistofiks sanırım? 5-6 satte bir sistofiks borusunu açıp mesaneyi boşaltma işlemi...
Bu sistofiks çıkarıldıktan sonra 1 haftada kapanıyor sanırım..?
 
1.orjinal üretraya ilk başta bilgim olmadığı için sizin yukarıda bahsettiğiniz gibi olacağını sanmıştım ama öyle olmadı üretra eski yerine tekrardan yapıldı.Yani kul yapımı bir üretraya sahibim :)

2.tam adını bilmiyordum ama sanırım bahsettiğiniz olsa gerek çünkü geçici bir süre için mesane boşaltımı ordan yapıldı.Amaliyattan sonra tak yapmamın doğru olmayacağını söyledi doktorum.

Not:Türkiye'nin en iyi ve en insan doktoruna denk gelmişsiniz kendinizi gönül rahatlığyıla ellerine teslim edebilirsiniz Bülent Çetinel iyi doktor olmanın yanısıra adam gibi adam olanlarından malüm Türkiye'de nesilleri tükenmek üzere
Ve bu konuda gerçekten uzman biri benim tanıdığım birçok omurilik felçlisi ona butür ameliyatları oldu ve kimsenin herhangi bir şikayeti yok.
 
Evet, Bülent bey iyi biri gerçekten de...

Bana yapılacak üretral yol, yukarıda yazdığım gibi, göbekten dışarı çıkarılacak.
Belki de kadın-erkek farkıdır...
Erkekte üretral yol daha uzun ve kapalı olduğu için, bahsettiğin yöntem uygulanamıyor olabilir...
Bilgiler için teşekkür ederim
 
Farklı olup olmadığını bilmiyorum ama benim tanıdığım bir bayan vardı o da yukarıda bahsettiğiniz ameliyatı olmuştu onunda doktoru Bülent Çetinel idi.
 
Sevgili bosvermisim, geç kalmış değilsin tabii ki :)
Haftaya perşembe günü ameliyat olmayı planlıyorum; bugün doktorumla konuşacağım... Sen her koşulda konuyla ilgili bilgi yazarsan sevinirim (kendini yormadan tabii :) )
Sonuçta burada yazılanlar herkesin işine yarıyor, yarayacak...
 
Sevgili Bülent,
Umarım ameliyatın iyi geçmiştir.
Sevgilerimle
 
alperstein' Alıntı:
Sevgili Bülent,
Umarım ameliyatın iyi geçmiştir.
Sevgilerimle

Onun ameliyatı "Yeşil Operasyonları"na döndü.. :lol:

Son olarak 18 Mart Cumartesiye ertelenmiş, "bu sefer kaçış yok" diyordu. :D
 
Evet, yarın (cuma) günü hastaneye yatıyorum ve cumartesi günü ameliyat olacaüım. Umarım her şey iyi olur.. :)
Sanırım bir hafta kadar yokum buralarda. Görüşmek dileğiyle...
 
Arkadaşlar az önce Bülent in yanından geldim. ameliyattan çıktığında yogun titreme nöbetleri geçiriyordu ancak kısa bir süre sonra titremesi geçti ve bizi sevindirdi. Kendine geldikten sonra burnundan midesine doğru uzatılan kablodan haklı olarak şikayet etmeye başladı. ancak hiç şansı yok, yarın akşama kadar ona katlanmak zorunda. Su içmek istiyor ancak bu ihtiyacını da yarına kadar serumlardan gidermek zorunda.

Ameliyatı genel olarak oldukça başarılı geçti. Ancak doğrusu bu ameliyat öyle sanıldığı kadar basit bir ameliyat değilmiş, bunu anladım. Bunun dışında anılarında anlattığı gibi " bir kere öpebilir miyim" şeklinde bir suali yönelteceği bir hemşire yoktu ortada. Valla benim gördüğüm hemsire nemrut gibi bir şeydi ve ona değil "öpelir miyim?" " nasılsınız?" diye sormasını bile tavsiye etmem. :)

Bugün ve yarın burnundaki ince boru ve susuzluk nedeniyle sııkıntılı anlar yaşayacak olsa da; bir kaç gün içinde eski neşesi yerine gelecektir kardeşimin.

Bunca insanın yüreğinde yer etmiş kardeşimin böyle dandik sorunlarla ezilmeyeceğini biliyorum. Yine biliyorumki en kısa zamanda iyileşip o en son yazdığım yazıyı niye sildiğinin hesabını bana verecektir pis herif :)
 
Ameliyat sürecini ve bugüne kadar geçen zamanda olanları anlatmak istiyorum:

Ameliyatın 24 saat öncesinden yemeği, 12 saat öncesinden içmeyi kestim. Bu, ameliyat sonrası yaşam kalitesi için çok çok çok önemli. Tabii buna bir de sigara ve alkol kullanmamış olmayı ekleyin...
Ameliyat öncesinde barsakların tamamen boşalması için bir soda içirdiler. Ameliyatta ince barsaktan bir parça alacakları için, barsakların bomboş olması şart.
18 Mart Cumartesi günü saat 13:00’da bir uyku iğnesi yaptılar. Yani narkoz almadım; his olmadığı için... İlaç beş dakikada maymuna çevirdi beni. Normal konuşuyormuşum, ama hiçbir şey hatırlamıyorum. Kayıt mekanizmasını iptal ediyormuş...
13:30’da ameliyata alındım. Ameliyat 3 saat sürdü.
16:30’da odama çıkarılmışım. Hatırlamıyorum. Kısa bir süre sonra uyanır gibi olduğumda, burnumdan bir hortumun gittiğini fark ettim, ağzımda da bi kelepçe (nazogastrit sonda). O ilk anda panik yaptım. Çünkü böyle bir şey beklemiyordum. Yutkunamıyor ve kusmak istiyordum. Sonra çevremdekiler onun ne olduğunu ve neden takıldığını söylediler. Anladım, ama rahatsızlığım aynen devam etti tabii. Midede asit birikip, barsaklara geçmesin diye, bu sondayı takmışlar. Barsakların korunması için yani.
Neyse, o gece berbattı. Kendimdeydim ama, hiç gözümü açmadım ve kıpırdamadım desem yeridir. Çünkü kendimi panik atağın eşiğinde hissediyordum. Bir anda kendimi kaybedip, ağzımdaki o lanet olasıca şeyi çekecekmişim gibi geliyordu bana :) Neyseki çekmedim.
Berbat bir şeydi. Doğru düzgün yutkunamıyordum, ağzımda tükürük birikiyordu, yutana kadar imanım gevriyordu :)
Aynı gerekçelerle konuşamıyordum da. Oysa konuşulabilirdi. Ama dedim ya, panik yapmaktan korktum. İsteklerimi, bir kağıda yazarak aileme iletiyordum. Neler yazdığımı bilseniz gülmekten yıkılırsınız. İlk yazdığım şeylerden biri mesela, “bana bunu takanın....” :) .
Ve sabah oldu. Anneme, “bu şeyi çıkarırlarken, beni uyutsunlar” diye yazdım. Doktora iletmişler sabah, doktor gülmüş tabii :) Çünkü çıkarmak 2-3 saniyelik bir şey.
Ve sabah 8:30’da doktorla hemşire gelip, o batasıca boruyu burnumdan çıkardılar; burnumdan çektiler... Bir an korkuya kapılır gibi oldum çıkarmadan önce ama, ondan kurtulacağımı bilmek beni rahatlattı. O mutlulukla hiçbir şey anlamdım desem yeridir. İşin kötü yanı, o sondadan sadece ve sadece 30 gram birikmişti. Yani dışarı atılacak birşeyler olmamıştı. Boşu boşuna eziyet...

Ameliyat sonrasında ölü gibi yatan ben, o lanet şeyden kurtulduktan 5 dakika sonra, dünyaya yeniden doğdum :) Ne ameliyat aklımdaydı ne başka bişey. Turp gibiydim... Sahiden!
Tam anlamıyla kendime gelmiştim. Kafamı kaldırıp kendime baktığımda, sadece göbeğimin altından bir pansuman olduğunu gördüm. Ameliyat yerinde olabilecek kanamaların dışarı atılması için diren/sonda ve ameliyatın amacı olan yeni yol’da takılı olan sabit idrar sondası.
Pazar gününü çok iyi geçirdim. Gelen giden misafirlerim oldu. Kısa sohbetler ve 1-2 saatlik ara uykularla Pazar gününü bitirdim; gece de deliksiz uyudum desem yeridir.

Pazartesi sabahı doktorum geldi ve diren/sondayı çıkardı. Hiçbir kanama olmamıştı. Torba bomboştu. Nasıl çıkardı derseniz, çekti aldı işte. Dikiş de atmadı sonrasında. 1-2 günde delik kapanıverdi zaten. O moralle ben hepten ayaklandım tabii :) Gören ameliyat olduğuma inanmazdı. -12 saatlik ara uykularla dinlendim ve akşam oldu. Akşam ilk kez tekerlekli sandalyeye kalktım. 5 dakika durdum-durmadım tansiyonum düştü ve geri yattım. O gece de çok rahat geçirdim.

Salı sabahı kendimi o kadar iyi hissediyordum ki, doktorum ağızdan gıda almama izin verdi. Tabii buna, eğer izin vermezse, kebap siparişini gizliden gizliye vereceğim tehdidimin de etkisi oldu :) Şaka bir yana, azar azar ve sıvı şekilde beslenmeye başladım. Ama ipin ucunu kaçırıverdim biraz. Her şeyden azar azar da olsa tattım. Sonra öğleden sonra kumpir patatesinin içine gıdım tereyağı ve kaşar peyniri koydurup, 3-5 kaşık yeme gafletinde bulundum (neden gaflet olduğunu az sonra yazacağım). Ve akşam oldu. Tekerlekli sandalyeye kalktım bir kez daha. Bu sefer yarım saat kadar durdum. Gezdim koridorda. Benimle aynı anda, aynı ameliyatı olan Hakan isimli arkadaşa ziyarete bile gittim :) Gelen-giden vs. derken yoruldum ve kendimi yatağa zor attım. Atış o atış! Saat 23’e geldiğinde, o turp gibi olan ben gittim, yerine hasta ben geldim.
Kusmak, kusmak, kusmak, kusmak...
Sürekli kusuyor (ki bu sadece safra suyu), kusmadığım zamanlarda da mide bulantısından gözlerimi açamıyordum. Sabahı nasıl ettim Allah biliyor. Kusuyorum, ardından yarım saat iyi gibi oluyorum, sonra yine bulantı ve kusma. Bu sabaha kadar devam etti.

Çarşamba sabahı doktor geldi, şok tabii. Bir gün önce Çarşamba günü taburcu olmaktan bahsederken, bir gün sonra darmadağın vaziyetteydim. Yediğimiz şeylerden mikrop kapmadığımızdan emindik, ama yinede yediklerimin mideyi tetiklediği aşikardı. Tahliller vs. yapıldı, her şey normal görülüyordu... Derken ishal de başladı. Tam illet. Tüm baraj kapakları açıldı yani. Edirne’deki sel baskını misali... :)
Derhal ağızdan beslenmeyi kestiler tabii. Serum’a berdevam...
Akşama kadar hiç kusmadım, sadece ishal. Gece olunca ishal kesti, yine kusma... Gerçi ona da şükür, en azından ikisi birden olmadı :)
Sabaha kadar kustum...

Perşembe sabahı barajdaki seviye normalin altına düşmüştü tabii. Halsizlikten ölüyordum. Hemen serumla mama-gıda vermeye başladılar, sonra da bir vitamin karışımı. Serum zaten gırla gidiyor...
Akşama kadar azalarak da olsa ishal devam etti. Kendime gelmeye başladım biraz. Gece de hiç kusmadım. Zaten kusacak bişey yoktu ama, demek safra suyu da kalmamıştı :)

Ve Cuma sabahı yine sağlıklı uyandım. Turp gibi hissettim yine. O batasıca mide sorunu geçmişti tamamen. Su içmeye başladım, küçük küçük de beslenmeye; peynir, ekmek, elma, çay vs. Her şey yolundaydı. Bir tek, serum takılacak damarlarımın inceliği ve serumun/iğnelerin verdiği acı kalmıştı. Zaten damarlarım inceydi, bir de bu kadar uzun süre serum takılınca sapıttılar tabii. Akşamki iğnede damarlar ve ben isyan ettim :) Hemşireyi çağırdım ve, kolumdaki her şeyi çıkarmasını istedim. Korktu ve istemedi tabii ama, sabah taburcu olacağım için, istemeyerek de olsa çıkardı her şeyi. Ve o gece özgürce uyudum :)

Cumartesi sabahı turp gibi uyandım. Sabah kahvaltımı hiçbir sorun yaşamdan yaptım. Ne bulantı ne ishal kaldı. Doktorum geldiğinde o da her şeyin yolunda olduğunu söyledi ve Cumartesi öğleden sonra hastaneden ayrılıp evime geldim.

Sonuç: Görüldüğü üzere hastanede kaldığım sürede, ameliyatımla ilgili mevzuları unuttum bile. Zira hem ameliyat başarılı geçmişti ve hem de sonrasında hiçbir sorun yaşanmamıştı. Yani ben mide sorunu yaşamasaydım, ameliyattan sonra 4. gün taburcu olabilirdim.
Acı hissetmeyen biz omurilik felçliler için bu ameliyat hiç de zor değil. Açıkçası burnuma takılan o lanet sonda olmasaydı, ameliyat bana çok da kolay geldi.
Ameliyattan sonra doktorlar, barsakların normal çalışıp çalışmadığının teyidini bekliyorlar diyebilirim. Barsaklar işlev görüyorsa sağlıklı bir şekilde, her şey de yolunda demek...
2. gün direni, 3. gün açılan yol’un dikişlerini, 10. mesane üstündeki stapler dikişleri, 21. günde yol’da takılı olan sabit sondayı çıkarıyorlar.
Ben dün stapler dikişleri aldırdım. 10 gün sonra gidip sabit sondayı çıkaracağım ve inşallah hiçbir sorun yaşamadan o yol’dan TAK yapabileceğim.
Ameliyat sonrasında hiçbir ilaç vermediler. Sadece bol bol su iç dediler. İçiyorum tabii.

Bugün itibarıyla hastanenin bütün yorgunluğunu üzerimden atmış gibiyim.
Şimdi şu TAK’a başlayayım diye bekliyorum. O zaman, kullanım konusunda tecrübelerimi de yazarım buraya...
 
..

Bülent kardeşim tekrar geçmiş olsun, bu safhaları bende yaşamıştım burundan takılan kateter 40 cm ben ameliyat öncesi kalabalık bir odada kalmıştım karşımdaki hastaya bunu takarlarken gördüm gırtlak deliğini zor buluyorlardı bunu görünce benim tansiyon anında düşüverdi :) oysa gecen gün cnbc-e de bir film izledim doktor kateteri takarken hastasının gırtlagına spreylle uyuşturucu sıkıyordu biz hala gelişmeleri arkadan takip ediyoruz, neyse bu arada ameliyatın ismini ögrenebildinmi bari :)
saygılar, selamlar....
 
Sevgili Kardeşim,
Gelmiş geçmiş olsun, bundan başka dert görmeyesin...
O lanet olası sondayı anestesi yoğun bakımda kaldığım günlerde 30 gün taşıdım burnumda :))

Bu arada bir de hikayeyi ameliyat ekibinden, hemşirelerinden dinlemeli :)

Tekrar hoşgeldin...

Sevgilerimle
 
Menekşecim, komik sahiden de. Ben de yazarken güldüm :)

usluboy, evet, kardeşim de denk gelmişti o sahneye. Spreyli sahneye... Mutlaka biraz kolaylaştırıyordur acıyı ama, bence o şeyin içeri sokulması düşüncesi bile kendi başına acı çekmek için yeterli...

alperstein, ne zor şey o sondayı taşımak... 30 gün iyi küfretmişsindir... :)
Valla o sondayı burnumdan nasıl soktular hatırlamıyorum; hatırlamak da istemiyorum :) Ama illa ki ameliyat ekibi de bana küfretmiştir :)
Ameliyattan sonra bir yandan küfrediyorum ama, bir yandan da Murphy Yasalarının kutsal 3. maddesi aklıma geliyor: "Eğer birşey birden fazla ters gitme olasılığı taşıyorsa; size en fazla zararı dokunacak kombinasyonun bilincindeyseniz ve buna karşı tedbirlerinizi aldıysanız, bu tedbirler sizin için daha zararlı bir kombinasyonu gerçekleştirir.".
Yani, ben bir günlük acıya dayanmak için kendimi telkin ederken, bir terslik olupup da 5-10 gün o boruyla yaşayacağım diye çok tırstım açıkçası! :)
 
Üst Alt