saww;
amadım?? İcradan ürün almayı hangi ayet veya dini söylem lanetliyor açıklarsan sevinirim saw
Güzel kardeşim. Bin hocadan fetva alsanda sen kalbine danışcaksın kalbinde zerre şüphe kalmıyorsa buyur al. Bu noktadan fetvayı,
"müftüler verse de sen vicdanına sor." hadisi şerif gereği size bırakırız.
Akıl var mantık var. Sahibinin rızası dışında satılan bir mal heleki ucuza satılıyorsa buna nasıl helal mal deriz?
Adamın malını gasp et. Senin adamdan alıcağın 30 t adamın 100 tl lik malına haciz koydur. Adamın malı yok pahasına gitsin.
He adam borcunu ısrarla vermiyorsa. Ve kötü niyetli olduğunu anlamışsan elbet malına haciz koydurmak hakkındır.
Ama o malı ucuza alanlar bu işi bilincli yapıyorlar. Ben onları kastediyorum. Lanetli diye. İhaleye kimseyi sokmuyorlar.
Usulsüz en düşük fiyattan mal ediniyorlar anladınmı. Yoksa malı değrerine yakın alana lafımız yok!
Sahibi getirip sana bu malı bu fiyata satarmı? Satmaz. Orda zorla satılıyor.
O mallarıda elini kolunu sallaya sallaya gidip herkez alamaz. Alan varsa ya işe yaramaz maldır. Yada hemen hemen değrerine alıyordur.
Öbür türlü o işin kaymağını yiyen ler illaki vardır. Bi yerde bi rant varsa illaki büyük balıklar oraya üşüşür.
---------------------------------------------------------------------------
İbrahim en-Nehai, İbn Sirin, Zeyd b. Ali, Ebu Hanife, İmam Züfer gibi âlimlere göre borçlu hacredilemez ve malı haciz konularak satılamaz. Çünkü haciz, borçlunun mallarının onun rızası olmadan satılması demektir. Mal sahibinin rızası bulunmayan akid ise sahih değildir. Bu âlimlere göre uygulanacak ceza, borçluyu borcunu ödeyinceye kadar hapsetmektir. Ebu Hanife, haciz yoluyla satışın caiz olmadığı yolundaki hükmüne varırken özellikle
“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna mallarınızı batıl yollarla aranızda yemeyin.” (Nisa, 4/29) mealindeki ayetle
“Müslüman kişinin malı ancak gönlünün rızası ile helal olur.” (Darekutni, III, 26) mealindeki hadisi gösterir.
Ancak Ebû Hanîfe, borçlunun malına haciz konulup cebrî icra yoluyla satılmasını kural olarak caiz görmemekle birlikte bazı durumlarda borçlunun malının cebren alınarak alacaklıya verilebileceğini kabul etmiştir. Şöyle ki: Alacağın cinsiyle borçlunun malının cinsi aynı ise, meselâ alacak altın ise borçlunun da altını varsa borçlunun borcu cebren ödetilir. Hatta Ebû Hanîfe, para alacaklıları için istihsânen ikinci bir çözüm şeklini de kabul etmiştir. Buna göre meselâ borçlunun borcu altın ve malı da gümüşse hâkim borçlunun gümüşünü satarak altın alır ve bu altını alacaklıya verir. (Fahrettin Atar, “Haciz”,
Diyanet İslam Ansiklopedisi, c: 14, s: 518-519)
Ben bu kanıya aklıma ve vicdanıma göre kanaat getirmiştim. Sayende islami kaynaklarlada teyit etmiş olduk.!