Şile ilçesinde İBB tarafından kurulmuş bulunan Engelliler Kampı hakkında bilgi edinmek isteyen İstanbul.da mukim arkadaşların bu yazıyı sonuna kadar dikkatli bir şekilde okumalarını salık veririm.
2013 veya 2014 yılında o zamanki İBB başkanı Kadir Topbaş.ın görevlendirdiği bir mimar hanımın koordinatörlüğünde Zeytinburnu Belediyesi Sosyal Tesislerinde düzenli bir şekilde tüm ilçe belediyelerinden ilgili kişilerin katıldığı Erişilebilir İstanbul toplantıları yapılmakta idi. Bu toplantılara ben katılmıştım.
Bu toplantıların birindeki bir mola esnasında koordinatör hanım Kadir Topbaş.ın mutlaka gerçekleştirmek istediği bir ..engelliler tatil köyü.. projesi olduğundan bahsetmiş ama detaylarını kendisinin de bilmediğini ifade etmiş idi.
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra 03 ekim tarihinde İBB Engelliler Müdürlüğü telefonlar arayıp beni 07-13 ekim tarihinde bir haftalığına Şile.deki kampa davet edince kalktık gittik.
07 Ekim 2019 P.tesi günü 11,00 sularında kendi aracımla kampa giriş yaptım. Önce bilmeyenler için kampın yerini tarif edeyim. Ümraniye Beşiktaş Nevzat Demir Tesisleri, Taşdelen, Madenler güzergâhından ilerleyip Şile sapağından Şile yoluna saptığınızda, otoban kalitesindeki bu yolda Ömerli kavşağını geçip devam ediyorsunuz ve Şile.ye yaklaşık 14-15 km kala Sofular Köyü kavşağına (göbeğine) varıyorsunuz. Göbekten deniz tarafına doğru sola dönünce orman içindeki yoldan Sofular köyünü geçiyorsunuz ve Alacalı köyünün hemen yakınlarındaki kampa ulaşıyorsunuz.
Kendi aracı ile gelmeyecek katılımcılar için belediye şehrin belli toplanma noktalarından (Üsküdar-Beyoğlu gibi) İETT otobüsü kaldırıp misafirleri ücretsiz olarak kampa getiriyor.
İnternetten kamp resimlerine bakmış olmama rağmen kampın bu kadar güzel olabileceğini düşünmemiştim. Tek kelime ile MUHTEŞEM-OLAĞANÜSTÜ bir yer. Güzelliği ve sakatlar için hazırlanan konforu dile getirmek zor. 74 adet 1+1 tek katlı daire var. Banyosu tamamen sakatlar için ama özellikle de tekerlekli iskemle kullananlar düşünülerek düzenlenmiş. Banyoda ayrıca saç kurutma makinesi, zemindeki ıslaklığı/suyu temizlemek için zemin çekçeği, videla seti mevcut. Yatak odasında her biri tek kişilik iki adet yatak, dahili telefon var. Salonda ise iki adet açılır çekyat ile bir adet koltuk, TV, mini buzdolabı, su sebili bulunmakta. Dolap bol. Salonun önünde ise takribi on beş metre karelik bir veranda ile geniş bir masa, dört iskemle ve çamaşır asma/kurutma aparatı da bulunmakta.
Kampta hem küçükler için oyun salonu, hem de içinde bilardo, langırt, bilgisayarlar bulunan büyükler için oyun salonu var.
Kafeteryasında neskafe ve çay ikramı parasız.
Yemekhanesi büyük ve tertemiz. Hizmet verenler çok nazik ve halden anlayan insanlar.
Mini futbol, basketbol, tenis sahaları ile okçuluk ve spor alanının yanı sıra konferans ve seminer salonları da yer almakta.
Atla terapi gerektiren durumlar için büyük bir ahır ve at pisti bulunmakta. Keza mini bir hayvanat bahçesi de var. Hayvanat bahçesi ve ahırda hayvan bulunmamakta idi. Belki daha o kısımlar faaliyete geçmedi veya mevsim kışa yaklaştığı için bu iki bölüm bahara kadar faaliyet dışı bırakılmış olabilir.
Üç adet büyük çocuk parkı var.
Yürüme parkurunu gördüğünüzde parkura zarar verirsiniz diye yürümekten çekinirsiniz, o kadar güzel ki anlatılamaz. Her yer tertemiz, yollarda tek çöp yok. Bina ve çim olmayan her yer zaten yürüme parkuru. Bisiklet yolları kampın içindeki bütün yollarda var. Kaldırımların yüksekliği azami iki parmak yani tekerlekli iskemle kullananlar rahatlıkla inip çıkabilir bu yüksekliği.
Kampta adeta merdivene savaş açılmış, ben bir tek yerde merdiven gördüm ama orada da asansör çalışıyordu. Arıza yapmış iki gün çalışamadı.
Yemeklere gelince. Çok doyurucu ve çok güzel idi. Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği hepsi bedava. Akşam yemeğini aldığınızda elinize bir de poşet tutturuyorlar. Gece yatmadan önce yemeniz için poşetin içinde kimi zaman simit+meyve suyu veya bir meyve veya bir tatlı veya börek+limonata veya şerbet bulunuyor.
Böyle bir tesisin yapılacağından yıllar önce haberdar olmama rağmen yapılıp yapılmadığından benim bile haberim olmadı. Kampta konuştuğum dört sakat yakınından üç tanesinin de haberi yoktu, beni aradıkları gibi onları da arayınca haberdar olmuşlar. Diğeri ise duymuş ama nasıl ve nereye müracaat edileceğini bilmiyormuş. Kamp bulunmaz bir nimet, bundan yararlanın. Bir hafta boyunca yatıp kalkıp yeyip içiyorsunuz ve tek kuruş para vermiyorsunuz. Arka taraftan orman, ön taraftan da tertemiz mis gibi deniz havası soluyorsunuz. Yerleşim yerlerinden uzak olduğundan kendi aracınız yoksa bir haftanızı burada geçireceksiniz, ama insanların sıkılmaması için her şey düşünülmüş. Günün belli saatlerinde yakın bir markete servis çıkartılıyor, malzeme ihtiyacı olanlar servisle marketle gidip alış veriş yapabiliyorlar. Çeşitli oyunlar oynanıyor, seminerler veriliyor, psikolojik destek sağlanıyor. Reviri var ve ikindiye kadar doktor da bulunuyor. Haftanın belli günlerinde İETT otobüsü ile, arzu edenler için, bir buçuk-iki saat süren bir Şile turu yapılıyor. Belediyenin Şile bezi fabrikasına gidilip sonra da sahilde mola veriliyor. Mescit de mevcut. Cuma namazı için ya tesise hoca getiriliyor veya İETT otobüsü yakındaki bir köy camisine götürüyor. Yağmur yağınca ev ev dolaşıp herkese yağmurluk dağıttılar.
Katılanların, diyebilirim ki yüzde seksen beş veya doksanı başı kapalı, sakallı mütedeyyin olarak tanımlayabileceğimiz insanlardı. Keza orta sınıf veya ortanın altı gelir grubuna dahil oldukları zahiren görünen kimselerdi. Belki aranızda ..Zenginlerin böyle bir kampta ne işi var zaten.. diyenleriniz olabilir ama inanın ve emin olun ki hali vakti yerinde olan bir sakat vatandaş beş yıldızlı süper lüks bir otelde bu rahatı, huzuru ve konforu bulamaz.
Katılanlardaki sakatlık durumlarına gelince.. Ortopedik sakatlığı bulunanlar üç veya dört kişi idi. Âmâlar vardı. Tekerlekli iskemle kullanmak zorunda olan sakatlar çok idi. Ama asıl zihinsel sakatlığı bulunanlar oldukça çok sayıda idi. Ancak kimse kimseye rahatsızlık vermedi. Vermez zira herkes kendi derdinde, kendi sakat yakını ile ilgilenmekte. Rabbim hepsine şifa versin.
Kampta havuz yok. Denize de biraz mesafeli. Yazın denize servisleri de yok. Havuzun olmaması ve denize servis bulunmaması iyi. Biraz düşününce nedenini sizler de anlarsınız.
Kampa giriş ve çıkış saati için herhangi bir kısıtlama söz konusu değil. İstediğiniz zaman çıkıp istediğiniz saatte geri dönebilirsiniz.
Acil durumlar için geceleri nöbetçi ve nöbetçi hekim var mıdır bilemiyorum ancak yeni yapılan tam teşekküllü Şile Devlet Hastanesi 15 dakikalık bir mesafede.
Âmâ için yollarda işaretler olduğu gibi kafeterya, yemekhane, oyun salonu, hane kapısında hane numarası tabelaları ve sair alanlara körler alfabesine göre yazılmış yazı ve rakamlar konulmuş durumda.
Gece her yer ışıl ışıl. Mükemmel bir aydınlatma mevcut.
Kedi ve köpek gibi evcil hayvan yasak ama kafeste kuşa müsaade var.
Çok değişik ve incecik olan kumu nedeniyle çevre sit alanı imiş o nedenle denize yollar bilhassa yapılmıyormuş. Mevcut olan ve son derece bozuk olan birkaç yol da geçmişte işletmelerin kendi yaptıkları yollarmış ancak yıllardır ana yoldan denize doğru ne yeni yol yapımına müsaade ediliyormuş ne de eskimiş kullanılmaz durumdaki yolların tamirine izin veriliyormuş. Yani aracınız ile deniz kenarına kadar bazı yerlerde gidebilseniz bile tam da deniz kıyısına kadar gidemiyorsunuz. Yakınlarda bulunan bir iki işletme de son derece berbat durumda yani insanların günübirlik gidebileceği yerler bile değil. Pislik ve mezbelelik yuvası adeta.
İdareye giderek eşi dostu arkadaşları bilgilendirmek maksadı ile sorduğum bazı suallerin cevapları aşağıdadır:
*Kamp inşaatına başlangıç yılı 2014
*Kampın hizmete giriş tarihi Nisan 2019
*Kamp yaz-kış 12 ay faaliyette.
*Kampa katılmak için sakatlığı bulunan kişinin ikamet ettiği ilçedeki engelliler merkezine müracaat etmesi gerekiyor. Ancak istenilen tarihlerde gelinebilmesi mümkün olmuyormuş. Yaz istersiniz de kışın kampın çıkması mümkün ve büyük ihtimal. Otomasyon sistemleri bunu ayarlıyormuş.
*İstanbul dışında ikamet edenler kamp müracaatı yapamıyorlar. Kamp sadece İstanbul.da ikamet eden sakatlara hizmet veriyor. Ama ..benim memurum işini bilir.. sözünü unutmayın.
*Telefon ile müracaat yapılamıyor mutlaka ilçe engeliler merkezine uğramak gerek.
*Kampın önünden geçen İETT otobüsü hat numarası: 139S. Güzergâhı Üsküdar-Sofular köyü. Otobüs durağı hemen kampın kapısının önünde.
*Denize uzaklığı 250-300 metre ama yolu yol yok, kumluk ve tümsekli alanda yürümek gerek. Deniz genelde dalgalı idi.
*En fazla beş kişi kalabilirmiş ancak çok ufak çocuk olduğu takdirde yedi kişi de kalabiliyormuş ancak buna pek de sıcak bakılmıyormuş. Gördüğüm kadarıyla beş kişi sıkıntı çekmeden rahatlıkla kalabilir.
*Her sene müracaat edilebiliyor kamp için. Yani çıkarsa her sene kampa katılabiliyorsunuz.
*Asgari %40 ve üzeri sakatlığı bulunanlar kamp müracaatı yapabiliyor.
*Sadece sekiz televizyon kanalı izlenebiliyor. Bunlar da kaynanam şunu dedi, baldız böyle yaptı, damat şunu istedi türünden saçma sapan programlar yapan kanallar. Harekât başlayınca idare ile konuştum, onlar da merkezleri ile görüşerek kanalların birini haber kanalı ile değiştirdiler.
*Telefon hatları zaman zaman gidiyor veya zayıflıyor. Bu nedenle iletişim bazen sıkıntılı olabiliyor.
Muhterem dostlar. %40 ve üzeri nispette herhangi bir sakatlığı bulunan arkadaşlara bu fırsatı kaçırmamalarını öneririm. Bir kuruş para çıkmıyor cebinizden. Yiyor, içiyor, eğleniyor, bol bol kitap okuyor, temiz havada yürüyor, varsa çocuklarınız oyun alanlarında emniyetli şekilde vakit geçiriyorlar. Daha ne olsun yahu?
Kadir Topbaş zamanında başlanan proje birkaç ay önce ve mahalli seçimlerden önce, bitmiş ve kamp faaliyete geçmiş ancak kampın resmi açılışı yapılmamış. Yarın öbür gün İmamoğlu resmi açılışı yapacak ve böyle modern bir kampı sakatlara kazandırdığını ilan edecek. Kaderin cilvesi. Ne diyelim.
Bu kampı sakatlara kazandıran, planlayan, çalışan, emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
2013 veya 2014 yılında o zamanki İBB başkanı Kadir Topbaş.ın görevlendirdiği bir mimar hanımın koordinatörlüğünde Zeytinburnu Belediyesi Sosyal Tesislerinde düzenli bir şekilde tüm ilçe belediyelerinden ilgili kişilerin katıldığı Erişilebilir İstanbul toplantıları yapılmakta idi. Bu toplantılara ben katılmıştım.
Bu toplantıların birindeki bir mola esnasında koordinatör hanım Kadir Topbaş.ın mutlaka gerçekleştirmek istediği bir ..engelliler tatil köyü.. projesi olduğundan bahsetmiş ama detaylarını kendisinin de bilmediğini ifade etmiş idi.
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra 03 ekim tarihinde İBB Engelliler Müdürlüğü telefonlar arayıp beni 07-13 ekim tarihinde bir haftalığına Şile.deki kampa davet edince kalktık gittik.
07 Ekim 2019 P.tesi günü 11,00 sularında kendi aracımla kampa giriş yaptım. Önce bilmeyenler için kampın yerini tarif edeyim. Ümraniye Beşiktaş Nevzat Demir Tesisleri, Taşdelen, Madenler güzergâhından ilerleyip Şile sapağından Şile yoluna saptığınızda, otoban kalitesindeki bu yolda Ömerli kavşağını geçip devam ediyorsunuz ve Şile.ye yaklaşık 14-15 km kala Sofular Köyü kavşağına (göbeğine) varıyorsunuz. Göbekten deniz tarafına doğru sola dönünce orman içindeki yoldan Sofular köyünü geçiyorsunuz ve Alacalı köyünün hemen yakınlarındaki kampa ulaşıyorsunuz.
Kendi aracı ile gelmeyecek katılımcılar için belediye şehrin belli toplanma noktalarından (Üsküdar-Beyoğlu gibi) İETT otobüsü kaldırıp misafirleri ücretsiz olarak kampa getiriyor.
İnternetten kamp resimlerine bakmış olmama rağmen kampın bu kadar güzel olabileceğini düşünmemiştim. Tek kelime ile MUHTEŞEM-OLAĞANÜSTÜ bir yer. Güzelliği ve sakatlar için hazırlanan konforu dile getirmek zor. 74 adet 1+1 tek katlı daire var. Banyosu tamamen sakatlar için ama özellikle de tekerlekli iskemle kullananlar düşünülerek düzenlenmiş. Banyoda ayrıca saç kurutma makinesi, zemindeki ıslaklığı/suyu temizlemek için zemin çekçeği, videla seti mevcut. Yatak odasında her biri tek kişilik iki adet yatak, dahili telefon var. Salonda ise iki adet açılır çekyat ile bir adet koltuk, TV, mini buzdolabı, su sebili bulunmakta. Dolap bol. Salonun önünde ise takribi on beş metre karelik bir veranda ile geniş bir masa, dört iskemle ve çamaşır asma/kurutma aparatı da bulunmakta.
Kampta hem küçükler için oyun salonu, hem de içinde bilardo, langırt, bilgisayarlar bulunan büyükler için oyun salonu var.
Kafeteryasında neskafe ve çay ikramı parasız.
Yemekhanesi büyük ve tertemiz. Hizmet verenler çok nazik ve halden anlayan insanlar.
Mini futbol, basketbol, tenis sahaları ile okçuluk ve spor alanının yanı sıra konferans ve seminer salonları da yer almakta.
Atla terapi gerektiren durumlar için büyük bir ahır ve at pisti bulunmakta. Keza mini bir hayvanat bahçesi de var. Hayvanat bahçesi ve ahırda hayvan bulunmamakta idi. Belki daha o kısımlar faaliyete geçmedi veya mevsim kışa yaklaştığı için bu iki bölüm bahara kadar faaliyet dışı bırakılmış olabilir.
Üç adet büyük çocuk parkı var.
Yürüme parkurunu gördüğünüzde parkura zarar verirsiniz diye yürümekten çekinirsiniz, o kadar güzel ki anlatılamaz. Her yer tertemiz, yollarda tek çöp yok. Bina ve çim olmayan her yer zaten yürüme parkuru. Bisiklet yolları kampın içindeki bütün yollarda var. Kaldırımların yüksekliği azami iki parmak yani tekerlekli iskemle kullananlar rahatlıkla inip çıkabilir bu yüksekliği.
Kampta adeta merdivene savaş açılmış, ben bir tek yerde merdiven gördüm ama orada da asansör çalışıyordu. Arıza yapmış iki gün çalışamadı.
Yemeklere gelince. Çok doyurucu ve çok güzel idi. Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği hepsi bedava. Akşam yemeğini aldığınızda elinize bir de poşet tutturuyorlar. Gece yatmadan önce yemeniz için poşetin içinde kimi zaman simit+meyve suyu veya bir meyve veya bir tatlı veya börek+limonata veya şerbet bulunuyor.
Böyle bir tesisin yapılacağından yıllar önce haberdar olmama rağmen yapılıp yapılmadığından benim bile haberim olmadı. Kampta konuştuğum dört sakat yakınından üç tanesinin de haberi yoktu, beni aradıkları gibi onları da arayınca haberdar olmuşlar. Diğeri ise duymuş ama nasıl ve nereye müracaat edileceğini bilmiyormuş. Kamp bulunmaz bir nimet, bundan yararlanın. Bir hafta boyunca yatıp kalkıp yeyip içiyorsunuz ve tek kuruş para vermiyorsunuz. Arka taraftan orman, ön taraftan da tertemiz mis gibi deniz havası soluyorsunuz. Yerleşim yerlerinden uzak olduğundan kendi aracınız yoksa bir haftanızı burada geçireceksiniz, ama insanların sıkılmaması için her şey düşünülmüş. Günün belli saatlerinde yakın bir markete servis çıkartılıyor, malzeme ihtiyacı olanlar servisle marketle gidip alış veriş yapabiliyorlar. Çeşitli oyunlar oynanıyor, seminerler veriliyor, psikolojik destek sağlanıyor. Reviri var ve ikindiye kadar doktor da bulunuyor. Haftanın belli günlerinde İETT otobüsü ile, arzu edenler için, bir buçuk-iki saat süren bir Şile turu yapılıyor. Belediyenin Şile bezi fabrikasına gidilip sonra da sahilde mola veriliyor. Mescit de mevcut. Cuma namazı için ya tesise hoca getiriliyor veya İETT otobüsü yakındaki bir köy camisine götürüyor. Yağmur yağınca ev ev dolaşıp herkese yağmurluk dağıttılar.
Katılanların, diyebilirim ki yüzde seksen beş veya doksanı başı kapalı, sakallı mütedeyyin olarak tanımlayabileceğimiz insanlardı. Keza orta sınıf veya ortanın altı gelir grubuna dahil oldukları zahiren görünen kimselerdi. Belki aranızda ..Zenginlerin böyle bir kampta ne işi var zaten.. diyenleriniz olabilir ama inanın ve emin olun ki hali vakti yerinde olan bir sakat vatandaş beş yıldızlı süper lüks bir otelde bu rahatı, huzuru ve konforu bulamaz.
Katılanlardaki sakatlık durumlarına gelince.. Ortopedik sakatlığı bulunanlar üç veya dört kişi idi. Âmâlar vardı. Tekerlekli iskemle kullanmak zorunda olan sakatlar çok idi. Ama asıl zihinsel sakatlığı bulunanlar oldukça çok sayıda idi. Ancak kimse kimseye rahatsızlık vermedi. Vermez zira herkes kendi derdinde, kendi sakat yakını ile ilgilenmekte. Rabbim hepsine şifa versin.
Kampta havuz yok. Denize de biraz mesafeli. Yazın denize servisleri de yok. Havuzun olmaması ve denize servis bulunmaması iyi. Biraz düşününce nedenini sizler de anlarsınız.
Kampa giriş ve çıkış saati için herhangi bir kısıtlama söz konusu değil. İstediğiniz zaman çıkıp istediğiniz saatte geri dönebilirsiniz.
Acil durumlar için geceleri nöbetçi ve nöbetçi hekim var mıdır bilemiyorum ancak yeni yapılan tam teşekküllü Şile Devlet Hastanesi 15 dakikalık bir mesafede.
Âmâ için yollarda işaretler olduğu gibi kafeterya, yemekhane, oyun salonu, hane kapısında hane numarası tabelaları ve sair alanlara körler alfabesine göre yazılmış yazı ve rakamlar konulmuş durumda.
Gece her yer ışıl ışıl. Mükemmel bir aydınlatma mevcut.
Kedi ve köpek gibi evcil hayvan yasak ama kafeste kuşa müsaade var.
Çok değişik ve incecik olan kumu nedeniyle çevre sit alanı imiş o nedenle denize yollar bilhassa yapılmıyormuş. Mevcut olan ve son derece bozuk olan birkaç yol da geçmişte işletmelerin kendi yaptıkları yollarmış ancak yıllardır ana yoldan denize doğru ne yeni yol yapımına müsaade ediliyormuş ne de eskimiş kullanılmaz durumdaki yolların tamirine izin veriliyormuş. Yani aracınız ile deniz kenarına kadar bazı yerlerde gidebilseniz bile tam da deniz kıyısına kadar gidemiyorsunuz. Yakınlarda bulunan bir iki işletme de son derece berbat durumda yani insanların günübirlik gidebileceği yerler bile değil. Pislik ve mezbelelik yuvası adeta.
İdareye giderek eşi dostu arkadaşları bilgilendirmek maksadı ile sorduğum bazı suallerin cevapları aşağıdadır:
*Kamp inşaatına başlangıç yılı 2014
*Kampın hizmete giriş tarihi Nisan 2019
*Kamp yaz-kış 12 ay faaliyette.
*Kampa katılmak için sakatlığı bulunan kişinin ikamet ettiği ilçedeki engelliler merkezine müracaat etmesi gerekiyor. Ancak istenilen tarihlerde gelinebilmesi mümkün olmuyormuş. Yaz istersiniz de kışın kampın çıkması mümkün ve büyük ihtimal. Otomasyon sistemleri bunu ayarlıyormuş.
*İstanbul dışında ikamet edenler kamp müracaatı yapamıyorlar. Kamp sadece İstanbul.da ikamet eden sakatlara hizmet veriyor. Ama ..benim memurum işini bilir.. sözünü unutmayın.
*Telefon ile müracaat yapılamıyor mutlaka ilçe engeliler merkezine uğramak gerek.
*Kampın önünden geçen İETT otobüsü hat numarası: 139S. Güzergâhı Üsküdar-Sofular köyü. Otobüs durağı hemen kampın kapısının önünde.
*Denize uzaklığı 250-300 metre ama yolu yol yok, kumluk ve tümsekli alanda yürümek gerek. Deniz genelde dalgalı idi.
*En fazla beş kişi kalabilirmiş ancak çok ufak çocuk olduğu takdirde yedi kişi de kalabiliyormuş ancak buna pek de sıcak bakılmıyormuş. Gördüğüm kadarıyla beş kişi sıkıntı çekmeden rahatlıkla kalabilir.
*Her sene müracaat edilebiliyor kamp için. Yani çıkarsa her sene kampa katılabiliyorsunuz.
*Asgari %40 ve üzeri sakatlığı bulunanlar kamp müracaatı yapabiliyor.
*Sadece sekiz televizyon kanalı izlenebiliyor. Bunlar da kaynanam şunu dedi, baldız böyle yaptı, damat şunu istedi türünden saçma sapan programlar yapan kanallar. Harekât başlayınca idare ile konuştum, onlar da merkezleri ile görüşerek kanalların birini haber kanalı ile değiştirdiler.
*Telefon hatları zaman zaman gidiyor veya zayıflıyor. Bu nedenle iletişim bazen sıkıntılı olabiliyor.
Muhterem dostlar. %40 ve üzeri nispette herhangi bir sakatlığı bulunan arkadaşlara bu fırsatı kaçırmamalarını öneririm. Bir kuruş para çıkmıyor cebinizden. Yiyor, içiyor, eğleniyor, bol bol kitap okuyor, temiz havada yürüyor, varsa çocuklarınız oyun alanlarında emniyetli şekilde vakit geçiriyorlar. Daha ne olsun yahu?
Kadir Topbaş zamanında başlanan proje birkaç ay önce ve mahalli seçimlerden önce, bitmiş ve kamp faaliyete geçmiş ancak kampın resmi açılışı yapılmamış. Yarın öbür gün İmamoğlu resmi açılışı yapacak ve böyle modern bir kampı sakatlara kazandırdığını ilan edecek. Kaderin cilvesi. Ne diyelim.
Bu kampı sakatlara kazandıran, planlayan, çalışan, emeği geçen herkesten Allah razı olsun.