Hayat... Hayat insanlara öyle zorluklar, öyle ağır şeyler yaşatıyor ki bazen galiba pes ettim, daha fazla savaşacak gücüm kalmadı diye düşünüyorsun. Ama öyle değil, ne olursa olsun bir şekilde yine savaşacak o gücü buluyorsun içinde. Ben 34 yıla 50 ameliyat sığdırdım. Belki neden bu kadar çok diye soracaksınız... Maalesef doktor hatasının bedeli diyeyim. Çünkü detaylı bir şekilde anlatırsam belki çok arkadaşım kendini çok kötü hissedecek. Fakat ben insanlara umut olmak istiyorum.
Evet ben 50 defa ameliyat oldum, resmi kayıtlara göre 56 defa kalbim durdu ve 14 defa da canlı canlı ameliyat olmak zorunda kaldım. Sağlığım ile ilgili belki de bir çok şeyi kaybettim ama tek bir şeyi kaybetmedim; GÜLÜŞÜMÜ. Çünkü ben gülüşüm sayesinde bunca acının üstesinden geldim, çünkü ben gülüşüm sayesinde babamın özlemine direnmeyi başardım, çünkü ben gülüşüm sayesinde hayatta kalmayı başarabildim. Tabi ki yeri geldiği zaman benim de çok yıkıldığım hatta pes ettiğim noktalar oldu ama sonra aklıma şu geldi. Her karanlığın bir aydınlığı her kışın bir baharı vardır. Hayat tam da bundan ibaret değil mi? Zaman zaman kalbimiz kara bulutlar ile, karlar, yağmurlar, fırtınalar, şimşekler vs... kaplanmıyor mu? Ama zaman zaman da kalbimizde güneş doğuyor, çiçekler açıyor, yüreğiniz cıvıl cıvıl oluyor. Hayat kısır döngüden ibaret. Hiç birşey kalıcı değil. Ne karanlık kalıcı, ne kış kalıcı....
İşte ben bunu yüreğime öğrettikten sonra inadına savaşmaya başladım... ) Yüreğinizi tamamen karanlıklara gömmeyin, unutmayın ki aydınlık çok yakınınızda.
Evet ben 50 defa ameliyat oldum, resmi kayıtlara göre 56 defa kalbim durdu ve 14 defa da canlı canlı ameliyat olmak zorunda kaldım. Sağlığım ile ilgili belki de bir çok şeyi kaybettim ama tek bir şeyi kaybetmedim; GÜLÜŞÜMÜ. Çünkü ben gülüşüm sayesinde bunca acının üstesinden geldim, çünkü ben gülüşüm sayesinde babamın özlemine direnmeyi başardım, çünkü ben gülüşüm sayesinde hayatta kalmayı başarabildim. Tabi ki yeri geldiği zaman benim de çok yıkıldığım hatta pes ettiğim noktalar oldu ama sonra aklıma şu geldi. Her karanlığın bir aydınlığı her kışın bir baharı vardır. Hayat tam da bundan ibaret değil mi? Zaman zaman kalbimiz kara bulutlar ile, karlar, yağmurlar, fırtınalar, şimşekler vs... kaplanmıyor mu? Ama zaman zaman da kalbimizde güneş doğuyor, çiçekler açıyor, yüreğiniz cıvıl cıvıl oluyor. Hayat kısır döngüden ibaret. Hiç birşey kalıcı değil. Ne karanlık kalıcı, ne kış kalıcı....
İşte ben bunu yüreğime öğrettikten sonra inadına savaşmaya başladım... ) Yüreğinizi tamamen karanlıklara gömmeyin, unutmayın ki aydınlık çok yakınınızda.