Merhaba bugün size Urlanın Barbaros köyünden bahsetmek istiyorum. Aslında ben Hobbit house kahvaltı mekanını keşfetmemden sonra Barbaros köyünü tanıdım.
Barbaros Köyünün Turizm Hikayesi
Bu hikaye oldukça ilginç ve ben de çok sevdim, umarım siz de okurken keyif alırsınız. 1970li yıllarda Ildırı tarafından gelen turist aracından bir valiz yolda düşer. Köylüler bu valizi bulup köye getirirler; ancak valizi açmazlar. Valizi kaybeden firma kayıp valiz için gazete ve radyoya ilan verir. Köylüler radyoda ilanı duyarlar, telefonla iletişime geçerler. Firma yetkilileri köye gelir. Norveçli bir turiste ait olan valizin içindeki her şey olduğu gibi durmaktadır. Valizin içinde önemli evraklar ve altın kol düğmeleri vardır. İşte hikaye bundan sonra ilginç hal alır. Norveçli firma sahibi bu duruma çok şaşırır ve dürüstlükleri çok hoşuna gider. Bu köye bundan böyle sürekli olarak turist getirmeye karar verir. Köydekiler dürüstlüklerinin karşılığını turizm ile alırlar. 1970li yıllardan itibaren, 25-30 yıl kadar kadar köye bir çok Norveçli grup turist olarak gelir. Köy meydanına sofralar kurulurmuş yenir içilir ve köylüler ürettiklerini Norveçli turistlere satarmış. Egenin bu güzel köyüne 30 yıl boyunca Norveçli turistler bir valiz hikayesi ile gelmişler.
Turistler gelmez olunca köy bir süre sessizliğe gömülmüş, ta ki son dönem çekilen meşhur Ege dizileri başlayana kadar. Bu köyde Fatma Gülün Suçu Ne, Hayat Sevince Güzel ve Kalbim Egede Kaldı isimli televizyon dizileri çekilmiş. Bu diziler sonrası yerli turistlerin ziyaretleri başlamış.
Oyuk Festivali
Köye canlılık kazandırmak amacı ile bugün Çınaraltı Kafenin sahipleri olan çift ve buraya İstanbuldan yerleşmiş olan köyde herkesin bahsettiği Demet Hanım bir festival düzenlemeye karar vermişler. Demet hanımın evinin bahçesinde bir korkuluk varmış ve herkesin çok ilgisini çekiyormuş. Korkuluk temalı bir festival düzenlemeye karar vermişler. 2016 yılında ilki düzenlenen ve üç gün süren festival bir hayli ilgi çekmiş. Her sene yaz aylarında bu festival devam edecek gibi gözüküyor.
Korkuluklar köye hayli güzel bir görüntü vermişler. Bu köyde yaşayanlar korkuluklara eskiden beri oyuk diyorlar. Festivalin adı da bu nedenle Oyuk Festivali olmuş. Oyuk Festivalinde en güzel korkuluk yarışması, en güzel avlu ve yemek yarışmaları yapılıyor. Festival komitesi her sene yerleri değişen korkulukların nereye konacağına karar veriyormuş.
Oyuk Festivali ile birlikte köyü abartısız on binlerce kişi ziyaret etmiş. Köylüler yaptıkları ürünleri satmışlar, hatta talebi karşılamakta zorlanmışlar.
[/IMG]
Gelelim Hobbit house kahvaltı evine.
"Ütopyalar Güzeldir" parolasıyla kurulan "Hobbit House Bademler /Müze Ev" ilklerin köyü Bademler'de... Mekanın işletmecileri Sinem ve Murat Asilcan, hayatlarını iyiliğe adamış, çocuklara her şeyin ücretsiz olduğu bir dünya yaratmak için yola çıkmış iki yardımsever.
Kahvaltılık tüm ürünler, Köy halkı tarafından doğal olarak yapılıyor. Sizde ev reçeli salçası yapıyorsanız giderken götürebilirsiniz
SİVİL PROJELER
Murat Asilcan ressam, Sinem hanım Bilgi Üniversitesi Sinema-Televizyon Bölümü mezunu... Sivil projelerde yer almışlar, geri dönüşüm projelerinde. İstanbul Balat'ta her şeyin ücretsiz olduğu Çocuk Aşevi projesini yapmışlar. İhtiyacı olan yüzlerce yetim, fakir, öksüz çocuğa ücretsiz yemek, kitap, oyuncak, kıyafet, kırtasiye ve okul malzemeleri dağıtmışlar. Bunu da insanların verdiği eskilerle yapmışlar.. İhtiyaç sahibi 3 bin kişi bu yardımlaşmadan faydalanmış. Şimdi de büyük emek ve çalışmaları uğraşları sonucunda ilklerin köyü Bademler'de bu projeyi yapmaya karar vermişler.
ATATÜRK KÜTÜPHANELERİ
Hobbit House Bademler / Müze Ev de kahvaltı işletmeciliğinin yanı sıra ikinci el çocuk klasikleri vb. kitaplar ve oyuncaklar toplayan ve ihtiyacı olan köy okullarına mini Atatürk Kütüphaneleri ve oyun odaları kuruyor. Sokaktaki hayvanları besleyen ve çocuklarla birçok paylaşım aktivitesi düzenleyen bir yerleşke burası.. Mekanda bir de çocukların aileleriyle birlikte gezebilecekleri ve Bademler'in tarihine masalsı bir yolculuğa çıkabileceği ücretsiz bir ' Etnografik Müze Anı Evi ' açmışlar. Türkiye ilk uluslararası film ödülünü Necati Cumalı' nın' Susuz Yaz ' adlı eserinden Metin Erksan'ın sinemaya uyarladığı filmle kazanmıştı.. Film ilklerin köyü Bademler 'de çekilmiş ve köyün halkı de rol almıştı.
Gİderken eliniz boş gitmeyin tavsiyesidir
[/IMG]