[SIZE=2]Saçlarına bir yazı yazdım;[/SIZE]
[SIZE=2]
[/SIZE]
[SIZE=2]Siyaha çalan renklerinde kaybolduğum, hatta parmak uçlarımla gizli gizli okşadığım. Sabahları ilk kalktığın vakit o dağınık hallerini gözümün önüne getirmeye çalıştığım saçlarına... [/SIZE]
[SIZE=2]
[/SIZE]
[SIZE=2]Gözlerine bir isim taktım. Bazen bakmaktan korktuğum, çoğu zaman da içten içe "bakma, bakma! Gene rezil duruma düşeceksin yoksa" diyerek kendime sitem etmeme rağmen gözlerimi alamadığım. Bugüne kadar neler gördüklerini ve daha neler göreceklerini merak ettiğim gözlerine. Ayna karşısında elbiselerini denediğini, fütursuzca ayaklarına çoraplarını geçirdiğini ve en güzel kokuları bileğine, boynuna sıktığını görebilir miyim? [/SIZE]
[SIZE=2]Insanlar ayrıntılarında saklıdır. [/SIZE]
[SIZE=2]Insanlar ayrıntılarında saklıdır. [/SIZE]
[SIZE=2]
[/SIZE]
[SIZE=2]Bir tiyatro oyuncusu düşün şimdi zihninden. Sahnede gerçek benliğinden ve bütün sorunlarından kopmuş bir şekilde sanatını icra ederken. Ardından oyunun bittiğini ve oyuncunun bütün alkışları müthiş bir mütevazilik ile kabul edip de izleyenlerini selamladığı anı da kestirebiliyor musun? O oyuncu perde kapandıktan sonra cebindeki son parasının telaşına hatta hüznüne ve istemeyerek de olsa gerçek benliğine geri döner ya, işte ben o oyuncunun kulisindeki her bir tarafı ampullerle çevrili olan ayna karşısındaki makyajını temizlerken hissettiklerine önem veririm. [/SIZE]
[SIZE=2]
[/SIZE]
[SIZE=2]Biraz önce çılgın âşık Romeo olan o adam makyajını temizledikten sonra memleketinin sanata olan kayıtsızlığından ötürü gene çulsuz bir insan haline dönüşse de tiyatroya olan tutkusundan ve ona karşı duyduğu o yoğun sevgisinden ötürü beş parasız yaşamaya bile razı olur ya işte benim sevgim böyle bir şey..[/SIZE]
[SIZE=2]
[/SIZE]
[SIZE=2]Bütün bu yazdıklarım sana hiçbir zaman bahsetmeyeceğim şeyler üzerine. [/SIZE]
[FONT=Palatino Linotype]AKDOĞAN[/FONT]