Bu sabah her sabah olduğu gibi yine sensizliğe günaydın diyerek çıktım evden. Güneşin doğduğu yönde yürürken hani şu yokuş yukarı yürüdüğümüz, el ele tutuşup nefes nefese kaldığımız yolda anılar canlandı kafamda. Üzerinde siyah pantolon ve beyaz gömlek vardı. Zıtlıkların ahengi nasılda tamamlıyordu seni. Omuzlarına dökülen saçların rüzğarla birlikte adeta seni terk etmek isteyen bir parçan gibi gerisin geri savruluyordu.
Yokuş yukarı yürüdüğümüz yolda evet dünya dönüyordu zaman su gibi akıp gidiyordu. Yoldaki Sesizliği kalp atışlarımız bozuyordu ikimizde az ilerde yollarımızın ayrılacağını biliyordu. . İşte o an gelmişti, zaman donmuştu. Son bir kez ama son kez değil gözlerimizin içine bakarak ellerimizi çektik ellerimizden ve görüşmek üzere diyerek
Yokuş yukarı yürüdüğümüz yolda evet dünya dönüyordu zaman su gibi akıp gidiyordu. Yoldaki Sesizliği kalp atışlarımız bozuyordu ikimizde az ilerde yollarımızın ayrılacağını biliyordu. . İşte o an gelmişti, zaman donmuştu. Son bir kez ama son kez değil gözlerimizin içine bakarak ellerimizi çektik ellerimizden ve görüşmek üzere diyerek