Melek Kalem
Hür Bakış
Yüzde elli ve üstü ağır özürlü sağlık kurulu raporu olan, gelir kriterleri ve bakıma muhtaçlık koşulları uygun bulunan engelliler için akrabalarına, bakım hizmeti karşılığında ücret ödeniyor.
Bakmakla yükümlü bireylerin tüm gelirleri toplanıyor ve bakmakla yükümlü bireylere bölünüyor. Kişi başına düşen aylık miktar 2013 yılı ilk altı ay için 467 lirayı geçmiyorsa gelir açısından engellinin durumu uygun bulunuyor. Bu sınırı 1 lira bile geçsin bakım ücreti ödenmiyor.
Bakım ücreti her ağır özürlü için verilmiyor. Ağır özürlü olmasının yanında bakıma muhtaçlık koşullarının uygun bulunması da gerekiyor.
Evde bakım ücretinin verilme amacı, başkasının bakımına ihtiyaç duyan engelliye kendi hanesinde akrabası tarafından bakım hizmetinin verilmesini sağlamaktır.
Bir başkasının bakımına ihyiyaç duymayı (bakıma muhtaçlığı) biraz daha açarsak aslında bu hizmetin veriliş amacındaki mantığı da daha iyi anlayacağız. O yüzden aynı sakatlığa sahip iki engelli bireyin hikayesinden yola çıkarak anlatmaya çalışayım bu konuyu.
Tekerlekli sandalyede yaşayan Murat, ailesiyle birlikte yaşıyor. Ev koşulları, sakatlığına uygun değil. Şehir koşulları da uygun değil. Dolayısıyla yaşamını sürdürmek için bir başkasının yardımına ihtiyaç duyuyor. Annesi bakıcı olarak evde bakım ücreti için ilgili Kuruma başvuruyor ve tüm şartlara uygun bulundukları için de bakım aylığı bağlanıyor.
Tekerlekli sandalyede yaşayan Hasan, ailesiyle birlikte yaşıyor. Evi tekerlekli sandalyeli biri için tüm düzenlemelere sahip. Her işini kendi yapabiliyor. Öz bakım ihtiyaçlarının hepsini tek başına karşılayabiliyor. Çünkü bağımsız yaşam için gerekli her türlü araç ve donanıma sahip.
Evinde asansör var. Dışarıya ulaşabiliyor. Bina dışında rampa var. Toplu taşıma araçları ona uygun, sandalyesiyle rahatlıkla binebiliyor. Zaten arabası da var. Aracı özel donanımlı ve araca yardımsız geçebiliyor. Yollarda sıkıntı yok. İndiğinde her yer rampalı, her binaya erişebiliyor. Her bina asansörlü ve rampalı. Hepsi uygun standartlarda yapılmış, binalarda hiçbir engel yok.
Alışverişini tek başına yapabiliyor. Çünkü nereye giderse gitsin her yer ona uygun. Alışverişine arkadaşıyla gidiyor. Tek gitmişse de aldıklarını oradaki çalışanlara taşıttırıyor. Lüzum duyarsa internet üzerinden sipariş veriyor.
Sosyal yaşamda da bağımsız hareket edebiliyor. Sinemalar, tiyatrolar, konserler, maçlar, hepsi erişilebilir durumda. Kimselere ihtiyaç duymadan bu imkanlara ulaşabiliyor.
Kısacası bütün şehir uygun onun için. Tekerlekli sandalyede ama evinden çıktığında kimseye ihtiyaç duymadan yaşayabiliyor. Bağımsız bir yaşam koşuluna ulaşmış. Evinde de öyle.
Hasan evde bakım aylığı için başvursa bakım ücreti ödenmez. Bakım Hizmetleri Değerlendirme heyeti bakar ki bizim Hasan bağımsız yaşıyor, bakıma muhtaçlık koşullarına uygun değil. Kaldı ki bu şartlarda Hasan bakıcı ister mi ayrı mesele.
Ayrıca ülkemizde böyle bir şehir var mı? Şehri geçtim böyle bir mahalle var mı?
Tekerlekli sandalyede olmak, bir başkasının bakımına ihtiyaç duymak değildir çoğu zaman. Ama bu şehirler, Hasan gibi binlerce kişiyi birilerine muhtaç bırakıyor.
Gelirleri uygun bulunmayanlar bu hizmetten yararlanamıyor. Ayrıca bu kişilere şehirlerin sunduğu engebeli maraton şartları da (rampasız binalar, toplu taşıma araçları, yollar vb) hediye olarak sunuluyor.
Ağır özürlü bulunmayan engelliler, geliri sınırı aşan engelliler şehirle savaşmaya devam ediyor. Bakım ücreti ödenenler de öyle.
2022 engelli aylıklarının mantığı da yoksulluktan kurtarmaktı. Muhtaç bulunan engellilere yapılan bir yardımdı. Muhtaçlığı belirleyen kıstaslar nedir peki? Açlık, konut, sağlık, beslenme vs zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamıyor olması mı? Muhtaçlık sınırının (2013 llk altı ay için muhtaçlık sınırı 119, 62 liradır.) altında bir gelirinin olması mı?
Şehirleri dolanın. O kadar uzatmaya gerek yok, örneğin İstanbulu dolanın. Toplu taşıma araçlarını kullanamıyor bu insanlar. Beş dakikalık yol yürüyemediği için taksi tutuyorlar. Ömürleri kurumlar tarafından istenen rapor peşinde koşmakla geçiyor. Kendilerine gerekli donanım ve araçların parasının tamamını devlet ödemiyor. Onların cebindeki para bizzat bu zorunlu ihtiyaçlara gidiyor zaten.
Yani her yoksul vatandaş için zorunlu olan barınma, ısınma,beslenme vb ihtiyaçlara ek olarak engellilere özel ayrı bir zorunlu ihtiyaçlar listesi var ve bu liste de oldukça pahalıya patlıyor!
Bunların hepsi ayrı bir yazı konusu. Burada sadece birkaç kelimecikle hatırlatayım istedim bunları.
Şimdi asıl meseleye geleyim.
Engellinin zorunlu ihtiyaçlarını geçin bir hesaplayın. Bu harcamalara sebep olan erişim, donanım, sağlık, eğitim gibi zorunlu ihtiyaçlarla ilgili sorunları çözün; engelleri kaldırın, sosyal güvenliğin sorumluluklarını tam yapın sonra 2022 aylığını, evde bakım aylığını vermeseniz de olur.
Hasanın yaşadığı yaşam koşullarını sağlayın, Hasanın yaşadığı o şehirleri kurun, kimse sizden aylık filan istemez.
Derdimiz tek açlık olsun. der, diğer yoksul vatandaşlar gibi sırf yoksul olduğumuz için geliriz devletin kapısına.
Ama böyle şehirlerde evde hapis yaşayıp güneşe uzaktan bakarken, diğer vatandaşların bedavaya karşılayabildiğini biz parayla öderken olmaz!
Sağlam vatandaş, mesela parası olmazsa Olsun, yaya yürürüm der çıkar işin içinden. Ya da tekerlekli sandalyeye ihtiyacı yoktur. Bası yarası için özel bir mindere ya da yatağa ihtiyacı yoktur. Dedim ya bunlara sonra değineceğim. Zorunlu ihtiyaçlar listesi çok kabarık.
Bir şehirde bizler için hapishane yaratmışsanız ve bize mahsus bir engelli maratonunda tüm engebeleri ve engelleri önümüze koymuşsanız olmaz!
Unutmayın, 2022 aylıkları da evde bakım aylıkları da bize olan borçların yüzde birini bile karşılamaz!
O ödenen aylıklara rağmen halen borçlusunuz!
Engellilere yüklediğiniz yükün, bir engellinin hanesinde kişi başına ne kadara patladığının hesabını yapın isterseniz!
Buyrun, kolay gelsin!
Hür Bakış
Yüzde elli ve üstü ağır özürlü sağlık kurulu raporu olan, gelir kriterleri ve bakıma muhtaçlık koşulları uygun bulunan engelliler için akrabalarına, bakım hizmeti karşılığında ücret ödeniyor.
Bakmakla yükümlü bireylerin tüm gelirleri toplanıyor ve bakmakla yükümlü bireylere bölünüyor. Kişi başına düşen aylık miktar 2013 yılı ilk altı ay için 467 lirayı geçmiyorsa gelir açısından engellinin durumu uygun bulunuyor. Bu sınırı 1 lira bile geçsin bakım ücreti ödenmiyor.
Bakım ücreti her ağır özürlü için verilmiyor. Ağır özürlü olmasının yanında bakıma muhtaçlık koşullarının uygun bulunması da gerekiyor.
Evde bakım ücretinin verilme amacı, başkasının bakımına ihtiyaç duyan engelliye kendi hanesinde akrabası tarafından bakım hizmetinin verilmesini sağlamaktır.
Bir başkasının bakımına ihyiyaç duymayı (bakıma muhtaçlığı) biraz daha açarsak aslında bu hizmetin veriliş amacındaki mantığı da daha iyi anlayacağız. O yüzden aynı sakatlığa sahip iki engelli bireyin hikayesinden yola çıkarak anlatmaya çalışayım bu konuyu.
Tekerlekli sandalyede yaşayan Murat, ailesiyle birlikte yaşıyor. Ev koşulları, sakatlığına uygun değil. Şehir koşulları da uygun değil. Dolayısıyla yaşamını sürdürmek için bir başkasının yardımına ihtiyaç duyuyor. Annesi bakıcı olarak evde bakım ücreti için ilgili Kuruma başvuruyor ve tüm şartlara uygun bulundukları için de bakım aylığı bağlanıyor.
Tekerlekli sandalyede yaşayan Hasan, ailesiyle birlikte yaşıyor. Evi tekerlekli sandalyeli biri için tüm düzenlemelere sahip. Her işini kendi yapabiliyor. Öz bakım ihtiyaçlarının hepsini tek başına karşılayabiliyor. Çünkü bağımsız yaşam için gerekli her türlü araç ve donanıma sahip.
Evinde asansör var. Dışarıya ulaşabiliyor. Bina dışında rampa var. Toplu taşıma araçları ona uygun, sandalyesiyle rahatlıkla binebiliyor. Zaten arabası da var. Aracı özel donanımlı ve araca yardımsız geçebiliyor. Yollarda sıkıntı yok. İndiğinde her yer rampalı, her binaya erişebiliyor. Her bina asansörlü ve rampalı. Hepsi uygun standartlarda yapılmış, binalarda hiçbir engel yok.
Alışverişini tek başına yapabiliyor. Çünkü nereye giderse gitsin her yer ona uygun. Alışverişine arkadaşıyla gidiyor. Tek gitmişse de aldıklarını oradaki çalışanlara taşıttırıyor. Lüzum duyarsa internet üzerinden sipariş veriyor.
Sosyal yaşamda da bağımsız hareket edebiliyor. Sinemalar, tiyatrolar, konserler, maçlar, hepsi erişilebilir durumda. Kimselere ihtiyaç duymadan bu imkanlara ulaşabiliyor.
Kısacası bütün şehir uygun onun için. Tekerlekli sandalyede ama evinden çıktığında kimseye ihtiyaç duymadan yaşayabiliyor. Bağımsız bir yaşam koşuluna ulaşmış. Evinde de öyle.
Hasan evde bakım aylığı için başvursa bakım ücreti ödenmez. Bakım Hizmetleri Değerlendirme heyeti bakar ki bizim Hasan bağımsız yaşıyor, bakıma muhtaçlık koşullarına uygun değil. Kaldı ki bu şartlarda Hasan bakıcı ister mi ayrı mesele.
Ayrıca ülkemizde böyle bir şehir var mı? Şehri geçtim böyle bir mahalle var mı?
Tekerlekli sandalyede olmak, bir başkasının bakımına ihtiyaç duymak değildir çoğu zaman. Ama bu şehirler, Hasan gibi binlerce kişiyi birilerine muhtaç bırakıyor.
Gelirleri uygun bulunmayanlar bu hizmetten yararlanamıyor. Ayrıca bu kişilere şehirlerin sunduğu engebeli maraton şartları da (rampasız binalar, toplu taşıma araçları, yollar vb) hediye olarak sunuluyor.
Ağır özürlü bulunmayan engelliler, geliri sınırı aşan engelliler şehirle savaşmaya devam ediyor. Bakım ücreti ödenenler de öyle.
2022 engelli aylıklarının mantığı da yoksulluktan kurtarmaktı. Muhtaç bulunan engellilere yapılan bir yardımdı. Muhtaçlığı belirleyen kıstaslar nedir peki? Açlık, konut, sağlık, beslenme vs zorunlu ihtiyaçlarını karşılayamıyor olması mı? Muhtaçlık sınırının (2013 llk altı ay için muhtaçlık sınırı 119, 62 liradır.) altında bir gelirinin olması mı?
Şehirleri dolanın. O kadar uzatmaya gerek yok, örneğin İstanbulu dolanın. Toplu taşıma araçlarını kullanamıyor bu insanlar. Beş dakikalık yol yürüyemediği için taksi tutuyorlar. Ömürleri kurumlar tarafından istenen rapor peşinde koşmakla geçiyor. Kendilerine gerekli donanım ve araçların parasının tamamını devlet ödemiyor. Onların cebindeki para bizzat bu zorunlu ihtiyaçlara gidiyor zaten.
Yani her yoksul vatandaş için zorunlu olan barınma, ısınma,beslenme vb ihtiyaçlara ek olarak engellilere özel ayrı bir zorunlu ihtiyaçlar listesi var ve bu liste de oldukça pahalıya patlıyor!
Bunların hepsi ayrı bir yazı konusu. Burada sadece birkaç kelimecikle hatırlatayım istedim bunları.
Şimdi asıl meseleye geleyim.
Engellinin zorunlu ihtiyaçlarını geçin bir hesaplayın. Bu harcamalara sebep olan erişim, donanım, sağlık, eğitim gibi zorunlu ihtiyaçlarla ilgili sorunları çözün; engelleri kaldırın, sosyal güvenliğin sorumluluklarını tam yapın sonra 2022 aylığını, evde bakım aylığını vermeseniz de olur.
Hasanın yaşadığı yaşam koşullarını sağlayın, Hasanın yaşadığı o şehirleri kurun, kimse sizden aylık filan istemez.
Derdimiz tek açlık olsun. der, diğer yoksul vatandaşlar gibi sırf yoksul olduğumuz için geliriz devletin kapısına.
Ama böyle şehirlerde evde hapis yaşayıp güneşe uzaktan bakarken, diğer vatandaşların bedavaya karşılayabildiğini biz parayla öderken olmaz!
Sağlam vatandaş, mesela parası olmazsa Olsun, yaya yürürüm der çıkar işin içinden. Ya da tekerlekli sandalyeye ihtiyacı yoktur. Bası yarası için özel bir mindere ya da yatağa ihtiyacı yoktur. Dedim ya bunlara sonra değineceğim. Zorunlu ihtiyaçlar listesi çok kabarık.
Bir şehirde bizler için hapishane yaratmışsanız ve bize mahsus bir engelli maratonunda tüm engebeleri ve engelleri önümüze koymuşsanız olmaz!
Unutmayın, 2022 aylıkları da evde bakım aylıkları da bize olan borçların yüzde birini bile karşılamaz!
O ödenen aylıklara rağmen halen borçlusunuz!
Engellilere yüklediğiniz yükün, bir engellinin hanesinde kişi başına ne kadara patladığının hesabını yapın isterseniz!
Buyrun, kolay gelsin!