http://www.netgazete.com/NewsDetail.aspx?nID=501379
sevgili arkadaşlar,
yukarıdaki linki okuyunuz derim öncelikle. evet dün beni savunmayan sendika aleyhine 132.000.-YTL'lik tazminat davası açtım. hem savunmayıp, hem yasadışı engellinin gece bekçiliğine onay vermesinden dolayı.
aşağıya dünkü basın açıklamamın tam metnini koyacağım.
öte yandan süreci çok kısa özetleyeyim.
Yazı İşleri ve Kararlar Müdürlüğündeki muamelat görevinden alınarak Temmuz ayında gece bekçiliği görevine verildim. can güvenliğimi ve yasaları gerekçe göstererek göreve gitmedim. bunun üzerine 28.08.2007 tarihinde toplanan disiplin kurulunda iş akdimin feshine karar verildi. kararın altında işbirlikçi sendikanında onay imzası vardı. karar belediye başkanının 03.09.2007 tarihli yazısıyla tarafıma tebliğ edildi. bunun üzerine 10.09.2007 tarihinde samsun 3. iş mahkemesinde "işe iade" davası açtım. Mahkeme 12.02.2008 tarihinde işe iademe karar verdi.
İşveren mahkeme kararını "görülen lüzum üzerine" diyerek yasaya dayanarak iş akdimi yeniden feshetti.
tazminatımı yetersiz ekonomik sebeplerle tam ödemeyince alacak davası ve icra takibi başlattım.
nihayet dün sendika aleyhine maddi ve manevi tazminat açtım. işte dünkü basın açıklamamın tam metni.
BASIN AÇIKLAMASI
Sayın……..
Sayın……..
03.09.2007 tarihinde çalışmakta olduğum İlkadım Belediyesindeki iş akdimin tazminatsız feshinin öncesinde ve sonrasında Belediye – İş Sendikasının süreç içindeki duyarsız, lakayt, adeta işbirlikçi tutumu sonucu dava açılması gerekmiştir. Örneği varmıdır bilmiyorum. Ancak varsa bile sanırım bu mahiyette ve büyüklükte bir dava ilktir diye düşünüyorum.
Bir engelli gece bekçiliği görevine verilecek, sendikadan “çıt” yok. Engelli görevi kabul etmeyecek ve hakkında tutanaklar tutulacak, yine sendikadan “çıt” yok. Disiplin Kurulunda sendika olarak yer alacaklar ve iş akdimin feshinin istendiği yazının altına bir kelimelik olsun muhalefet şerhi koymadan işverenle birlikte onay verecekler. Bunlar kabul edilebilir gibi değildir.
Son günlerde Hizmet – İş Sendikası ile Belediye – İş Sendikası Samsun şubeleri arasında cereyan eden tartışmalar son derece dikkat çekicidir. 23 Mart 2008 tarihli yerel bir gazetede yer alan Belediye – İş Sendikası Şube Başkanı sayın Mustafa ÇİFT’in şu sözleri hayli dikkat çekicidir. “……işverene tazminatsız işçi çıkarmanın yollarını göstereceklerine, işçilerin işlerine tekrar geri dönmeleri için çaba sarf etsinler….” Sayın ÇİFT’e soruyorum. Benim işe tekrar dönebilmem adına ne yaptınız? İşveren beni tazminatsız işten atarken aklı kimden almıştır? Hadi diyelim ki, bu aklı siz vermediniz… Peki tazminatsız ve son derece saçma sapan bir gerekçe ile ben işten atılırken tepki adına ortaya ne koydunuz?
İlkadım Belediyesinde çalışan işçilerin Hizmet – İş’e geçeceklerini ve bu yönde çalışmalar yürütüldüğünü önceden bildiğiniz ortadadır. Acaba benim işten çıkarılmama sessiz kalmanızın sebebi; işverene şirin görünerek aleyhinize olabilecek bir durumun önüne geçme çabasımıdır? Yani yapılan şey bir nevi işverene bir işçiyi kurban olarak sunmak ve bu yolla Hizmet – İş operasyonunun önüne geçebilmekmidir?
Sayın ÇİFT, evrensel kuraldır. “Şayet camınız kristal ise başkalarının camına taş atmayın.” Sizin, işçilerin iş barışı ve düzenini koruyarak çalışmalarını temin yolunda gösterdiğiniz çabalar son derece sabıkalıdır. 2002 yılında 1 gün işe gelemeyişimin karşılığında bana verilen ve akla, insafa, vicdana, insanlığa ve hatta hukuka asla sığmayan 14 yevmiye kesimi cezasının altında sendika olarak sizin imzanız olduğunu unutmayın. Evet en fazla taş çatlasın 3 yevmiye kesimi olabilecek ceza sizin işbirlikçi tutumunuz ile 14 yevmiyeye fırlamıştır. Böyle bir kararın altına imza atarken sıfatınız neydi? Sendikacı mı yoksa işbirlikçi mi? 14 yevmiye kesimini öngören T.İ.S. maddesini açıklama yüreğiniz varsa, açıklayın.
Katıldığınız disiplin kurulu toplantılarında ceza almamasını sağladığınız işçilerin dökümanını ortaya koyarmısınız? Tabi size rağmen ceza alan işçilerin dökümanıyla birlikte…
6 ay boyunca yürüttüğüm hukuk mücadelemin neresindeydiniz? Son derece haklı bir pozisyondaki beni bile savunamazken şimdi çok daha zorlu bir süreç halinde olan Çarşamba Belediyesinde çalışan işçi kardeşlerimin hukuk mücadelesi sürecini nasıl götüreceksiniz?
Sayın ÇİFT!
Sizin yaptığınız ayıplı bir hizmet üretimidir… Sizin üretmiş olduğunuz bu ayıplı hizmetin mağduruyum. 12 yıl 6 ay boyunca şu anki hesaba göre mağduriyetlerimi önlemeniz için size yaklaşık 7.000.-YTL ödedim. Karşılığında ise sadece maaşımı artırmaya yönelik Toplu İş Sözleşmesi imzalama hizmetini ürettiniz. Bu da sizin işinize geliyordu. Çünkü artan her yevmiye size verilecek aidattaki artış demekti.
İşte bu sebeplerledir ki, size karşı olan hukuk mücadelemi başlatıyorum. Benim bu mücadelemden kimse kendisine pay çıkarmaya kalkmasın.
Bu dava sebebiyle tüm işçi-memur sendikalarına sesleniyorum. Artık engelli üyelerinizi hatırlayın. Onların insanlıkdışı çalışma koşullarına sessiz kalmayın. Aksi halde bu dava emsal teşkil ederek sizlerde engelli Hüseyin’ler tarafından yargıya hesap verme durumuna düşürülebilirsiniz.
Neredeyse bir aydır bu ülkeyi “Yok şurada gösteri yapacağız, yok burada yapmayacağız” diyerek gerdikçe gerdiniz. Halk arasında meşhur bir söz vardır. “Aleme verir talkını, kendi yutar salkımı.” Siz şuna buna çatacağınıza kendinize ait kuvvetli bir özeleştiri yapsanız iyi olur. Belediye – İş Sendikası Samsun Şubesinin bu ayıbı “sendikacılık tarihinde” silinmesi gereken bir ayıbınızdır. Yüzlerce insan benim gibi mağdur edildi. Ancak sonuç alamayacaklarını düşündüklerinden olsa gerek girişimde bulunmadılar.
İşte ortaya biri çıktı. Ve bugüne kadar siz sendikaların pasifliği sebebiyle mağdur edilmişlerin adına hukuki zeminde sizden hesap soruyor bir anlamda. Her birinizin bir üyesi sizlerin pasifliği nedeniyle mağdur edilmiş durumda neredeyse…
Çalışan engelli arkadaşlar!!
Cesur olun. Hukuktan kaynaklı haklarınızı isterken korkmayın. Sizi yapamayacağınız işlere zorlayan işvereninizin sıfatı ne olursa olsun onları yargıyla yüzleştirin. Bunun için sendikalarınızı aktif hale getirin. Şayet sendikalarınız da sizinle ilgilenmiyorsa onları da yargıyla yüzleştirmekten çekinmeyin. Emin olun haklı olduğunuz hususlarda yargı bağımsız, güdümsüzdür. Sakın aklınızdan muhataplarım güçlüdür, kazanamam demeyin. Bilin ki, hukuk daha güçlüdür…
Kamuoyuna saygılarımla….