2002 yılı yazı.
Yer Şehr-i İstanbul.
Almanyada yaşayan hali vakti haddinden fazla iyi tekerlekli sandalye bagımlısı bir arkadasım ziyaretime gelmiş.
Uc bes gun derken gitme vakti geldi ve gitmeden once gidip biraz alısveriş yapalım dedi.
Taksimde istiklal caddesine gidip nispeten kaliteli birşeyler almak niyetimiz.
Bir magazanın onune gelip yanımdaki erkek kardeşimi iceri yolluyorum.
"Sor bakalım misafirimizin istedigi modelden varmı?" diyorum; bosuna girmeyelim...
Derken magazanın sahibi kapının onunde elinde bir posetle beliriyor ve "buyrun arkadaslar" diyor.
Arkadasımın kucagına bıraktıgı posette ucuzunden uc bes gomlek var! Şok oluyoruz her ikimizde.
Ben arkadastan fazla bozuluyorum. Cunku comez sayılabilecek kadar yeniyim bu sakatlık denen dunyada. O ise daha kidemli benden, uc yıl kadar...
Bir an ne dusunecegime karar veremiyorum. Hayatımda daha once hic basıma gelmemiş bir olay bu.
İçimden bir ses hadi olum bırak su içindeki deli laz usagını essin gurlesin, ''nasıl lan, kimsiniz ulan siz, bu ne oluyor serefsizler'' desin ve rahatla derken, diğer yanım 'olum sen sakatsın unuttun mu ve burasıda Turkiye. Hani acılarını insanların gozleri onune sererek kazanım elde etmek isteyen sakatların vatanı. Bu adama ne kızıyosun, memleketin hali bu'' deyip, delirmiş ruhumu sukunete cagırıyor.
Birde mahcup olmusum arkadasa sormayın gitsin...
Aptallaşmıs bir halde ne yapacagımı dusunup dururken, saskın bir halde ne yapacagımı bekleyen kardesime ''git ''diyorum'' "çagır su adamı".
Adam saskın bir halde geliyor. Yuzundeki o bildik kotu birsey yapmadıgını sanan insan ifadesi durduruyor.
Ben ''beyefendi siz bizi yanlıs anladınız, biz alısveriş yapmak istemişdik'' diyorum; aslında daha cok sey soylemek isteyerek...
Adam ozur dileyecegi yerde ''Peki ''diyor''siz bilirsiniz''..
Kendimize hakim oluyoruz ve gidip biraz ilerdeki magazadan alısveris yapıyoruz.
Adamın laflarına alındıgından mıdır nedir bilinmez arkadasım eşine, kendine, kardeslerine ve cocuklarına olmak uzere satın aldıkları için tam 1400 euro harcıyor. Bu bir işyeri için 2002 nin krizli gunlerinde oldukca iyi bir alısverisdi.
Morali bozulan bendenizi sakinleştirmek yine misafir arkadasıma dusmus, bu tur yanlısları anlayısla karsılamam gerektigini anlatmısdı...
Bu olayda neden o kadar utandıgımı bilmiyorum.
Belki hep unutmaya calısdıgım sakatlıgım bu denli acı bir sekilde hatırlatıldıgından, belki gururum incindiginden belki de kibrimden; umrumda degil nedeni.
Ama emin oldugum bir sey var ki, o da boyle bir durumu tekrar yasamak istemiyorum.
Sevgilerle
Bülent