Sevgili Hamitsan,
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 6. Maddesinde aynen şöyle yazar;
Madde 6 - Sigortalının başlangıcı ve mecburi oluşu;
Çalıştırılanlar, işe alınmalarında kendiliğinden "sigortalı" olurlar. Sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümleri, sigortalıların işe alındığı tarihten başlar.
Bu suretle sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçılamaz ve vazgeçilemez.
Sözleşmelere, sosyal sigorta yardım ve yükümlerii azaltmak veya başkasına devretmek yolunda hükümler konamaz...
...
Velhasılı kelam, sigortalılığın yapılması senin tarafından istenmesi gereken bir şey değil, bir mecburiyettir. Duyarsız işverenlerin sigorta yapmamaktaki ısrarları yüzünden, fiziksel açıdan zarar gördükten sonra, şu an mutlak yoksulluk içerisinde yaşamak zorunda kalan dört adam tanıyorum ve hayatları boyunca bir daha eski fiziksel kapasitelerine erişemeyecekler. Şayet sigortaları olmuş olsa idi hem ömür boyu emeklilik hakkına sahip olacaklar hem de sağlık yönünden sosyal güvenceye kavuşacaklardı.
Bu konuda dilersen Bölge Çalışma Müdürlüğü' ne gerekli yazışmandan önce, danışmanlığını yürütecek bir avukatla konuşmanı öneriyorum.
İşin sonunda muhtarlığın gasp ettiği sosyal güvencene kavuşmak bir yana, bunca zamandır eksik aldığın maaşını, tazminatını ve emeklilik sürendeki indirim hakkını da kazanmış olacaksın. Takriben 1,5-2 sene sürecek dava süresince muhtarlıkta çalıştığını belgelendirecek karalama kağıtlarından tut, aldığın dekontlara kadar, muhtarlıktaki kayıt örneklerinden tut, komşuların ve mahalle sakinlerinin şahitliğine kadar aklına gelebilecek ne varsa yasal delil sıfatı kazanacaktır.
Ama dediğim gibi, öncelikle dava süresince davana girmese bile, danışmanlık hizmeti verecek bir avukatla konuşmalısın.
Saygılar.