1997 yılının nisan ayında, İzmir'den İstabul'a tedavi olmam için sevk edilmiştim. Bir ay boyunca teşhisler, tahliller, filmler vs. devam etti ve doktorumun, geleceğim ile ilgili kararını duymak için hastaneye gitmiştim. Kalp çarpıntısı, merak, korku herşey vardı o gün. Doktorun karşısına gelip, tüm raporları gösterdim. Uzun uzun hepsini inceledi. Bana 5-10 saniye baktıktan sonra, " 6 ay içinde ameliyat olmazsan, kör olucaksın." dedi. O an, İstanbul ayaklarımın altından kaydı sanki. Tüm hastahane üstüme çökmüş gibiydi. Bahçeye doğru yürürken, ben ne yapacağım şimdi, nasıl olucak şimdi diye süreki sorular dolanıyordu beynimde. Uzakta bir banka, kendimi boş bir poşet gibi bıraktım. Boğazımda kocaman bir taş, yutkunamıyorum. O an'a dek; karamsar, içine kapanık, utangaç ve asosyal olan ben; o gün o an kabuğumu kırmıştım. Gücümü toplayıp, İzmir dönüşü için bilet almaya gittim. O an, o yıkım bana güç vermişti.
İşte o an yeni bir "ben" doğmuştu. Girişken, konuşkan, özgüvenli ve dirayetli biri olma yolunda büyük bir adım atmıştım. Sonrasında 2 ameliyat, 1 biyopsi gerçekleşti. Sol gözüm tamamen, sağ gözüm ise yarı görme yetisini kaybetmişti. Hala sıkıntılarım devam ediyor ama artık daha güçlüyüm, hayata bağlıyım, özgüvenliyim. Ama o an'ı hala gülümseyerek hatırlarım. Her şerde, bir hayır varmış gerçekten. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Mutlu, huzurlu, sağlıklı ve umut dolu günler dilerim..
İşte o an yeni bir "ben" doğmuştu. Girişken, konuşkan, özgüvenli ve dirayetli biri olma yolunda büyük bir adım atmıştım. Sonrasında 2 ameliyat, 1 biyopsi gerçekleşti. Sol gözüm tamamen, sağ gözüm ise yarı görme yetisini kaybetmişti. Hala sıkıntılarım devam ediyor ama artık daha güçlüyüm, hayata bağlıyım, özgüvenliyim. Ama o an'ı hala gülümseyerek hatırlarım. Her şerde, bir hayır varmış gerçekten. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Mutlu, huzurlu, sağlıklı ve umut dolu günler dilerim..